“Başıboş hayvancılık da çevreye zarar vermek de doğru değil”

10 Eylül 2014 18:42

BAGEV Başkanı Ali Çandır, Karacaören Barajları etrafında Havza Koruma ve Özel Hüküm Planı nedeniyle tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin yasaklanmasının doğal olduğunu bildirdi. Çandır, “Ne başıboş hayvancılık doğru, ne de hayvancılık çevreye zarar veriyor diye tümden kaldırmak doğru. Bu dünyada nasıl yapılıyorsa, bununla ilgili gerekli altyapı desteklerinin verilmesi şeklinde de olabilir” dedi.

Batı Akdeniz Ekonomisini Geliştirme Vakfı ( BAGEV) Başkanı Ali Çandır, önceki gün Isparta’ya gerçekleştirdiği ziyarette Karacaören 1 ve Karacaören 2 Baraj Gölleri Havza Koruma ve Özel Hüküm Planı nedeniyle tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin yasaklanmasını değerlendirdi. Suyun hayat olduğunu vurgulayan Çandır, “Kimsenin hayat hakkı elinden alınamaz. Ancak bunların iyi irdelenmesi gerekiyor” dedi.

KARACAÖREN’DEN SU KULLANMAK DOĞRUDUR YA DA

YANLIŞTIR DEMEK DOĞRU DEĞİL

Karacaören suyunun eğer Antalya’da içme suyu olarak kullanılacaksa bölgedeki tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin yasaklanmasını doğru bir hamle olarak karşılayan Çandır, “Bu durum suyun kalitesi açısından önemli. Ama onun ötesinde bu bilimsel bir çalışma gerektirir. Münferit olarak açıklamayla Karacaören’den su kullanmak doğrudur ya da yanlıştır demek doğru değil. Bence buna bilim adamları karar vermeli. Bölge olarak önemli bir su kaynağımız. İçme suyu olarak kullanılsın ya da kullanılmasın herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.

BİR ŞEKİLDE HAYVANCILIĞI YAPMAMIZ LAZIM

Öte yandan Antalya’da aynı durumu yaşadıklarını belirten BAGEV Başkanı Ali Çandır, yeni çıkan Şehir Yasası’yla birlikte hayvancılıkla ilgili büyük risklerin olduğunu ileri sürdü. Çandır, şunları söyledi: “Yine bunları biz kendi coğrafi konumumuza ve şartlarımıza uygun halde, elbirliği ile değerlendirmemiz ve yapılabilir hale getirmemiz lazım. Ne başıboş hayvancılık doğru, ne de hayvancılık çevreye zarar veriyor diye tümden kaldırmak doğru. Bu dünyada nasıl yapılıyorsa, bununla ilgili gerekli altyapı desteklerinin verilmesi şeklinde de olabilir. Bir şekilde hayvancılığı yapmamız lazım. Halen biz gelişen Türkiye derken,13 kilogramet tüketen bir toplum olarak, protein fakiri olarak gelişmeyi tamamlamamız mümkün değil. Hayvancılığımızı daha da geliştirmemiz gerekiyor. Bunu yaparken de üreticinin çevre hassasiyetini göstermesi gerekiyor. Her iki konuda da ne tümden kabul etmek doğru ne de tümden reddetmek doğru. Bunların doğruluğunu bilimsel temele oturtulması lazım.”

Bu haber 794 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...