“BBP ve Alperenler olarak bir ve beraberiz”

17 Eylül 2014 19:04

Alperen ocaklarının, partinin kararlarının karşısında gibi bir algı oluşturulduğunu ama bunun tamamen kamu oyuna yanlış yansıtılmaya çalışıldığını belirten Büyük Birlik Partisi İl Başkanı Şener Taşören “ Tamamen yanlış ve bir operasyonun parçasıdır. Bizim şu an faal olan teşkilat, Alperen Ocakları vakfıdır” dedi.

Taşören açıklamasında şu ifadelere yer verdi;  “Bu vakfın bir mütevelli heyeti var ve bu vakfın seçmiş olduğu bir alperen ocakları vakfı genel başkanımız var.  Şu an partimiz ve diğer gönül bağımız olan, tüm kuruluşlarla, gayet uyumlu ve gayretli bir çalışma içerisindeler.  Partimizle hiçbir konuda fikir, misyon ve vizyon çatışması yoktur veya fikir ayrılığı yoktur.  Birde eski ocak yöneticileri diyebileceğimiz ama şu an hiçbir şekilde resmi bir sıfatı bulunmayan vakıfla, irtibatı kesilmiş, üç beş arkadaş var. Bu kardeşlerimiz ,maalesef ülkede tüm milli refleksleri, milli manevi direnç noktalarını yok etmekle görevli, bir takım güçlerin yanıltması neticesinde, görev başındaymış, resmi bir sıfatları varmış gibi bir çalışma içerisine girdiler. Adeta gençlik teşkilatı algısını yıkarcasına, siyasi söylemlerle siyasi bir duruş geliştirdiler. Bir takım karşılıksız içi boş açıklamalarla, kamu oyunu meşgul ettiler etmeye de devam ediyorlar. Onlar kamuoyunu meşgul ede dururken bölgemizde şehit genel başkanımızın ,on onbeş sene önceden uyardığı projeler, oyunlar sahnede sahnelenmeye devam ediliyor ve böl ,parçala, yok et taktiği gereği, bölgemiz değişik üç beş terörist gurubun kontrolünde küçük kontrol noktaları oluşturulup, ülkemiz ve bölgemiz açısından son derece tehlikeli oyunlara , seyirci durumuna getiriliyoruz.  Hele ülkemizin bir bölümü, fiilen kontrolden çıkıp, hızla ayrıştırılıp, bir terör örgütü önüne atılırken , Irak Türkmen bölgeleri ve suriyedeki Türkmen yerleşim yerleri istila edilip ,buralardaki Türkmen kardeşlerimiz yüzüstü bırakılıp,  yüz çeviren bir hükümet, bir yönetim varken başımızda, bu konuya en duyarlı bölgesel ve küresel projeler, planlar karşısında en uyanık, en dinamik sağlam bir duruş sergileyen ve sergileyecek milletimizin ve tüm İslam aleminin umudu, bbp ve alperenler, bu tarz bir oyunla meşgul edilmeye çalışılmakta ve dikkati dağıtılmak gücü parçalanmak istenmektedir.  Ama biz asla bu tür oyunlara gelmeyiz ,gelmeyeceğiz. Bizler bölgesel ve küresel  tüm seneryoları okuduk ,yapımcılarını, yönetmenini ,başrol oyuncularını ve figüranlarını çok iyi biliyoruz ve tüm bu oyunları bozmak bizim boyun borcumuzdur. İçeride, dışarıda her türlü oyunu bozacak  inanmışlar hareketi, bbp ve alperenler olarak, bir ve beraberiz. Aramızda her hangi bir ayrılık yoktur” dedi .  

Töşören “Biz Büyük Birlik Partisi ve Alperenler, vatan, bayrak, din, devlet, millet aşkıyla yoğrulmuş ,büyük Türk milletinin, Müslüman aleminin derdini, dert sevincini ,sevinç üzüntüsünü keder bilmişiz. Kendimize hiçbir maddi güç, şahsi menfaat karşısında eğilmemiş ve davamızdan ödün vermemişiz. Herkes dünyalık menfaat şahsi güç peşinde, oradan oraya savrulurken, gömlekten gömleğe girerken, bizler inandığımız dava uğrunda, eğilmeden, bükülmeden ,şaşmadan ve şaşırmadan devam etmişiz.  Hiçbir güç otağının gücünden faydalanmamışız. Tamamen dava arkadaşlarımızın ,kendi varı yoğu, kendi rızkından ayırıp fedakarlık ettiği, helal kazançları ile ayakta durmuşuz. Parti menfaati veya şahsi menfaat pazarlıklarına girip taviz vermemişiz. Bu davanın lideri kurucusu, şehit Muhsin yazıcıoğlunun önderliğinde, nasıl doğruların yanında gerektiğinde, namlulara karşı durmuşsak, nasıl adaletsiz, haksız, hukuksuz yapıların karşısında durmuşsak, milletin menfaatleriyle çelişir hiçbir hareketin içinde olmadıysak, bugünde  aynen bu duruşumuzu devam ettiriyoruz. Kamuoyu taktir ederki, biz salt seçimlere odaklı, seçim kazanmak uğruna kurulmuş bir parti değiliz .Biz bir inanmışlar topluluğu, biz bir gönüllüler hareketiyiz. Bizim Muhsin yazıcıoğlunun çizgisinden sapma gibi bir durumumuz olsa, referandumda sokaklara inip ,evetçilerin % 58 almasında, özgül ağırlığı ile büyük bir katkı yapmış bir parti olmazdık. Yetmez ama evet dediğimiz ve sivilleşmenin, millileşmenin ,milletin önünü açacak bir hamlenin  başlangıcı gördüğümüz referandumda ,bizim evetlerin, siyaseten iktidara yarayacağını ama milletin ihtiyacı olduğunu bilemez taraf olmazdık  ve referandum evetinden sonra ,cumhur başkanlığı seçiminde, tüm ülke medyasının ve tüm güç odaklarının ardında olduğu, siyaseten şahsi menfaatimize, parti menfaatimize  en çok faydalı olacak ama sınırlarımız terör meselesi, iç gerilimler, ekonomi, kültürel çürümeler ve bölgesel ve küresel güçkaybı, prestij kaybı göz önüne alarak koyduğumuz tavır, bizim Muhsin yazıcıoğlu çizgisinden çıkmadığımızın net göstergesidir.  Kısaca milletin geleceği ,gelecekteki karşımıza çıkacak meseleler nedeni ile kendi siyasi kayıplarımızı , bize yapılan ve yapılacak operasyonları ,hertürlü sıkıntıyı göze alıp ,gücün değil doğrunun yanında olmamız, bizim çizgimizin şaşmadığının göstergesidir. Size soruyorum? Ülkenin çokluğuyla, gücüyle övünen ve her alanda hukuklu, hukuksuz bu gücü sergileyen ve yandaşlarına özellikle dünyalık rant sağlamakta, sınır tanımayan bir güce gelin. Bir olalım ,birlik olalım, iri olalım diyen bir yapıya hangi parti hayır, benim için milletin menfaati parti ve şahsi çıkarların üstünde diyebilirdi. Şayet biz şehit liderimizin çizgisinden sapmış olsaydık, bu teklifleri defalarca geri çevirip  milletim milletim diyebilir miydik .Takdir kamuoyunun”.

 

Bu haber 1006 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...