“Bu şiddet ve anarşinin temel amacı kardeşi kardeşe kırdırmaktır”

15 Ekim 2014 14:45

Saadet Partisi Merkez İlçe Tanıtma Başkanı Süleyman Zengi, IŞİD Terör örgütünün saldırılarını bahane ederek ülke genelinde gerçekleştirilen protesto gösterilerini kınadı. Zengi, “Bu şiddet ve anarşinin temel amacı halk arasında öfke, çatışma ve kamplaşma meydana getirerek kardeşi kardeşe kırdırmaktır” dedi.

Zengi’nin konu ile ilgili açıklaması şöyle: “Kobani'de yaşananları bahane ederek çıkarılan olaylarda bir hafta içinde kaybedilen can sayısı 37'ye ulaştı.

Suriye'de PKK'nın Suriye kolu PYD'nin kontrolünde olduğu sırada IŞİD teröristlerinin saldırılarını bahane ederek ülke genelinde geçen hafta pazartesiden itibaren başlatılan protesto gösterileri  sonucu çıkan olaylarda bir hafta da toplam 37 kişi hayatını kaybetti

Bu şiddet ve anarşinin temel amacı halk arasında öfke, çatışma ve kamplaşma meydana getirerek kardeşi kardeşe kırdırmaktır. Türkiye’yi geri dönülmez bir bataklığın içine sürüklemektir. Bu oyuna gelmeyelim. Tahriklere kapılmayalım. Provokasyonlara karşı uyanık olalım, sağduyulu davranalım. Herkes aklıselim ile hareket etmelidir. Türkiye’yi karıştırmak isteyen karanlık mihraklara karşı verilecek en güzel cevap, milli birlik ve beraberliğimize sahip çıkmaktır.

“KENDİ ÇIKARINI VATANIN İSTİKBALİNDEN ÖNDE

TUTAN BUNUN HESABINI VEREMEZ !”

Bir taraftan artan şiddet eylemleri, diğer yandan Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler, milletçe hepimizi üzüntü ve endişeye sürüklemektedir. Huzur dolu bir geleceğe ilişkin umutlarımızı hızla tüketmektedir. Aklı selim ve sağduyuya en fazla ihtiyaç duyulan böyle bir dönemde kim kendi ikbalini vatanın istikbalinden, kim kendi çıkarını milli menfaatlerden önde tutarsa, ne tarih önünde ne de millet vicdanında bunun hesabını veremez.

"TABLONUN SORUMLUSU ÇÖZÜM SÜRECİ VE DIŞ POLİTİKA YANLIŞLARI YAPAN İKTİDAR"

Türkiye’nin bugün karşı karşıya bulunduğu tablonun sorumlusunun iktidarın çözüm süreci ve dış politikada ortaya koyduğu yanlışlıklar olduğunu vurgulamak isteriz ki Maalesef iktidar bu süreçte Türkiye’nin tarihsel birikimine yakışır bir yaklaşım ortaya koyamamıştır. Yapılan bütün uyarılara rağmen, çözüm süreci gibi hayati bir konuyu siyasetin kısır malzemesi olmaktan kurtaramamıştır. Son olaylar göstermektedir ki, Türkiye’nin 12 yıl sonra geldiği nokta, maalesef başladığı noktadan çok daha geridedir. Sadece olayların başladığı 2-3 günde 20 den fazla insan hayatını kaybetmiş, bir çok bölgede sokağa çıkma yasağı ilan edilmek zorunda kalınmıştır. Temennimiz bir an evvel ülkede emniyet ve sükunetin sağlanmasıdır. Bu noktada en büyük güvencemiz, milletimizin sahip olduğu engin tecrübe ve birikimdir. Bu millet asil bir millettir. Bu kirli oyunları boşa çıkaracak sağduyu ve iradeye sahiptir. Bundan önce olduğu gibi bundan sonra da bu kardeşliği hiç kimsenin bozmasına izin vermeyecektir.

Saadet Partisi olarak bu olaylara karşı önerimiz ise sorunların çözülmesi aşamasında bütün kesimlerin bu ağır taşın altına ellerini koymaları ve “MİLLİ İSTİŞARE” olduğunun altını bir kez daha tarih önünde kalın çizgiler ile belirtmemizdir.

Yaşanan siyasi süreçleri bir kez daha hatırlatmak ve hatırlamakta fayda vardır ki; Teacher’in 1990 yılında İskoçya’daki NATO toplantısında söylediği “NATO’nun yeni düşmanı İslâm’dır sözünü ve ABD Eski başkanı oğul Bush’un 11 Eylül sonrası söylediği “Haçlı seferini başlatıyoruz” sözünü yeniden hatırlatırız ve 2003 yılında ABD Dışişleri bakanı Rice’nin de 22 ülkenin sınırlarını değiştireceğini söylediği BOP sözlerini hatırlatmak isteriz.

Irak ve Suriye’de yaşanan ve binlerce masum insanın yaşamını yitirmesine milyonlarca insanın sığınmacı durumuna düşmesine sebep olan sıkıntılı süreç neticesinde ateş ülkemize de sıçramaya başlamıştır. İktidarın Batı’ya dönmüş, işbirlikçi ve dirayetsiz politikaları neticesinde ülkemiz de bugün endişe verici gelişmeler yaşanmaktadır. Hangi renkten ırktan ve inançtan olursa olsun masum insanların ölmesi karşısında sessiz durmak elbette kabul edilemez. Atılması gereken adımlar süratle planlanmalı, huzur ve sükûnu temin edici adımlar derhal atılmalıdır. 

ESAT POLİTİKASININ SONUCU ÜLKEMİZ KARIŞTI

Türkiye’nin öncelikle ABD, NATO ve İsrail yanlısı hiçbir koalisyonda yer alınmaması gerektiğini tekraren ve ısrarla ifade etmekte fayda gördüğümüzü tekrar etmek isteriz ki; “Dün Irak’ta 1.5 milyon Müslüman’nı öldüren katillerle çözüm aramak onlarla birlikte hareket etmek doğru değildir. Dün Irak’ta yaşanan bir sürecin Suriye’de tekrar edilmesinin çözüm olmadığı herkes tarafından görülmelidir. Dün Suriye’de, Irakta yaşananlar bugün/yarın Türkiye’de yaşanacakların provasıdır. BU ASLA UNUTULMAMALIDIR.

NATOYU MÜDAHALEYE ÇAĞIRAN ZAVALLILAR

2011 yılında Suriye olaylarının başladığı günlerde gündeme taşıdığımız “İran, Irak, Suriye ve Türkiye’nin aynı masa etrafında bir araya gelmeli” şeklindeki önerilerimizi yinelemek isteriz ki “Mutlaka İran, Irak, Suriye ve Türkiye masaya oturmalı ve birlikte çözüm aramalı. Türkiye İslam ülkeleri askerlerinden oluşacak bir Barış Gücü Daveti yapmalıdır. Türkiye Hava Sahasını ABD, NATO İsrail ve diğer batı ülkelerinin uçaklarına kapatmalıdır. Ancak ve ancak bölge ülkeleri ile yapılacak görüşmeler ve çözüm arayışları ile barış ortamının sağlanması da mümkündür. Türkiye bu görüşmelerin öncülüğünü yapmalı ve derhal bu çerçevede adım atmalıdır. Dört Müslüman ülke bir araya gelip bu işi çözsün dendiğinde ağız büküp, NATO ve ABD müdahalesine sessiz kalan ve hatta arzulayanlar için kullanabilecek en yumuşak cümle ZAVALLILARDIR.

KATİLLERLE GÖRÜŞÜYORSUN MÜSLÜMANLAR İLE KONUŞMUYORSUN

Türkiye Irak’ta 1.5 milyon Müslümanın katili olan ABD ve NATO ile kucaklaşırken Filistin’de on binlerce Müslümanı katleden İsrail Cumhurbaşkanı ile bir araya gelinmesi, 30 yıldır vatan evlatlarının ölümüne sebep olan katillerle bir araya gelinirken “Sizler Irakta 1,5 milyon Müslüman’ın katili olan ABD ve NATO ile bir araya geliyorsunuz, kucaklaşıyorsunuz. Siz Filistin’de on binlerce Müslüman’ı katleden eli kanlı, katil ve işgalci İsrail’in cumhurbaşkanı ve başbakanı ile bir araya geliniyor, öpüşülüyor. Sizler otuz yıldır on binlerce vatan evladının ölümüne sebep olan katillerle Çözüm Süreci diye görüşüyorsunuz. Kardeş kavgası sona ersin, Müslüman kanı akmasın diye teklif edilen görüşmelere burun kıvırıyorsanız sizler kendinizi  bir kontrol etmeniz gerekir...

SURİYE’Yİ MÜDAHALEYİ AKLINDAN BİLE GEÇİRME

Türkiye’nin Suriye’yi bir müdahaleyi aklından bile geçirmemesi uyarısını yenilemek isteriz ki, asla ve asla Türkiye’nin hiçbir şekilde Suriye’ye müdahaleyi aklının ucundan bile geçirmemeli. Hele bunu Batı (BM ve NATO) istiyorsa asla… Bölgedeki tüm toplulukların temel insan hakları ve hürriyetlerinden yararlanmaları konusunda yine bölge ülkelerinin birlikteliği sağlanmalı, nitelikli bir ortaklık oluşturacak adımlar atılmalıdır. Batı güdümünde sürdürülen ortaklıkların, çözüm arayışların geleceği yoktur. Bölgenin başta enerji kaynakları olmak üzere tüm kaynakları ve unsurları öncelikle ve kesinlikle tüm bölge halkının yararına kullanılmalıdır. Bölgedeki kaosun tek kazanının İsrail olduğu her platformda ifade edilmelidir. Bölgedeki tüm silahlı grupların ve terör olaylarının arkasında ırkçı emperyalizmin olduğu ifade edilmelidir.

MİLLİ İSTİŞARE ÖNERİMİZ

1 – Halkımız hiç biri tahriklere ve kışkırtmalara itibar etmemeli.

2 – Vatandaşlarımız aklı selimle hareket etmeli.

3 – Devlet güçlerinin itidal ile hareket etmesi gerekmektedir.

4 – Taraflar arasındaki kışkırtıcılığı, kırgınlığı azaltmak için bir Milli İstişare toplantısı yapılmalı.

5 – Hükümetin “ben bilirim, siz bir şeyden anlamazsınız” edasındaki tavrından vazgeçmesi temin edilmelidir”.

                                                                                                    

 

 

Bu haber 603 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...