“ Gelişime ve inovasyona ayak uydurma adına yapılması gerekenler var”

17 Şubat 2015 18:28

Gülbirlik Genel Müdürü Hasan Çelik, Isparta’nın markası olan gülü koruma adına 4 önemli konuda görüş bildirdi: ‘’8000 tonun üzerinde üretim çiftçiye zarar verir. Genişlemeye ihtiyacımız var OSB’ye taşınıyoruz. Ortak olduğumuz Gül Vadisi Projesi’nde somut adım atılmadı, çıkabiliriz. Türk kozmetiği olarak Çin’e giren ilk firma Rosense. Bu gelişmeyle kârımızı 2’ye katlamayı hedefliyoruz.’’

Gülbirlik Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Demir,  Genel Müdürü Hasan Çelik ve Rosense Genel Müdürü İbrahim  Işıdan dün Barida Hotel’de basın mensuplarıyla bir araya geldiler.

 Gülbirlik’in 2 aşamalı değerlendirmesini yapan Genel Müdür Çelik, ilk olarak kooperatif çalışmaları ardından da Rosense markasının geldiği noktayı ortaya koydu. Toplantıda 4 önemli hususa da değinen Çelik, konuşmasına Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’in Isparta ziyaretinde ilimizin önüne koyduğu hedefleri gündeme getirerek başladı.

‘’BAKAN EKER 2020 İÇİN 16 BİN TON HEDEF KOYDU

AMA 8000 TONUN ÜZERİNDE ÜRETİCİ ZARAR GÖRÜR’’

Bakan Eker’in Isparta’da 8000 bin ton gül çiçeği üretimi yapıldığından bahsettiğini ve 2020 vizyonu için de 16 bin tonluk bir hedef ortaya koyduğunu hatırlatan Çelik, ‘’Bu güzel bir şey. Gönül ister Isparta’da 26-36 bin ton olsun. Ancak alternatif pazar bulamadığınız takdirde bunun bir anlamı yok. Geçmiş yıllarda bunu hep birlikte yaşadık. Isparta’da çiçek üretimi 8000 tonun üzerine çıktığında fiyatların taban yaptığını, üreticinin sokaklara döktüğünü ya da sökmek suretiyle alternatif meyveciliğe geçtiğini biliyoruz. Bizim düşüncemiz üretimi dengeli ve kontrollü artırmak ya da dengede tutmak. Dünyada şuanda 17 bin ton üretim yapıldığını biliyoruz. Isparta’da üretim 16 bin tona çıkartıldığında bunun nasıl değerlendirileceği, nerelerde kullanacağı ve bir fabrika kurulmadan önce bir pazar araştırması yapılması gerekir. Burada üretilecek ürün nerelerde pazarlanmalı, müşteri portföyü hazır mı değil mi buna bakılır. Yoksa üretmek çok kolay. Bugün Isparta’da üreticilere üretimi artırın denilse binlerce ton artırım yapmak söz konusu. İkinci yılda da normal şartlarda herkes ürün almaya başlar. Belki bizim bu konuyu birebir Bakanlık nezdinde Sayın Bakanımıza anlatmamız gerekiyor. Asıl gülün kültür ürünü olarak değerlendirilmesi hedeften daha önemli’’ dedi.

GÜLBİRLİK OSB’YE TAŞINMA KARARI ALDI

Öte yandan kurum olarak ihracatın ciddi oranda artması sonrası mevcut tesislerin yeterli gelmediğini genişlemeleri gerektiğinden Yönetim Kurulu olarak Süleyman Demirel Organize Sanayi Bölgesi’ne taşınma kararı aldıklarını bildiren Çelik, ‘’2005 yılından bu yana Rosense markası adı altında Gülbirlik binası ve ek binada hizmetlerimizi sürdürüyorduk. Ancak son dönemde ticaretimizin artması, genişlememiz ve yurtdışına açılmamızdan dolayı üretim bantlarımızda zaman zaman sıkıntı yaşıyoruz. Belki bundan sonraki gelecek 5 yıl içinde mevcut üretim bantlarımız yetersiz kalacak ve gelen siparişlere yetersiz geleceğiz. Yapılan değerlendirmede OSB’de bir arsa alınması ve Gülbirlik Fabrikalarının hem de Rosense üretim tesislerinin orada konuşlandırılması kararı alındı. 20 bin m2 için arsa tahsis talebimizi yaptık. İnşallah arsa tahsisinden sonra yapılacak ilk iş gül yağı üretim ünitelerinin oraya taşınması. Çünkü OSB’nin altyapısı ve çevre kirliliği açısından bazı riskleri bertaraf ettiğini biliyoruz. Maddi olarak bazı avantajları da var. İdari bina Isparta’da kalmak kaydıyla üretim tesislerimizi peyderpey OSB’ye taşımak istiyoruz. Son dönemde yurtdışıyla ilgili iyi sonuçlar alıyoruz. Burada herhangi bir olumsuzluk yaşamamak ve sekteye uğratmamak adına belki oraya da yapılacak olan üretim ünitelerinin modernize şekilde monte edilmesinde de hız ve ivme kazanmak istiyoruz. Bu tür üretimlerinin OSB’de devam ettirilmesi sektör olarak bize çok daha uygun’’ diye konuştu.

‘’GÜL VADİSİ PROJE ORTAKLIĞINDAN ÇIKABİLİRİZ’’

Diğer taraftan ortak oldukları Gül Vadisi Projesi’nde olumlu gelişmeler olmadığını ileri süren Çelik, 2014’te faaliyete geçmesi gereken projenin 2015 olmasına rağmen hala bir adım bile atılmamasından dolayı rahatsız olduklarını dile getirerek ‘’Gül Vadisi Projemiz vardı. Burada BAKA ve SDÜ ortaklığımız var. Burada Gülbirlik olarak 2012 yılında yüzde 1 hisse ile protokolle ortak olmuştuk. Halen belirsizliğini koruyan ve olumsuz bir sürece girilmiş durumda. Akıbetinin ne olacağı çok da kesin değil. Ama en kısa sürede Gül Vadisi Projesiyle ilgili çok radikal, kesin ve sonuç alıcı karar çıkmadığı takdirde buradaki ortaklığımızı, kararımızı yeniden değerlendirmek suretiyle, Gülbirlik olarak kendimiz böyle bir projeyi yenilemek istiyoruz. Bize çok zaman kaybettirdiler. Biz bu konuda yardımcı olmak ve Isparta’da güç birliği oluşturulsun diye bu işe varız dedik. Isparta adına bir şey yapılacaksa taşın altına elimizi koyarız dedik. Ama gördük ki 2014’te faaliyete geçecek denilen proje yıl 2015 hiçbir sonuç alınamadı.

‘’TÜRK KOZMETİĞİ MARKASI OLARAK ÇİN’E İLK GİREN FİRMA ROSENSE’DİR’’

Bu arada Rosense olarak 2 yıllık bir mücadelenin sonucunda Çin’e girmeyi başardıklarını ve bu pazarla birlikte kârlarını 2-3 yıl gibi kısa bir sürede iki katına çıkarmayı hedeflediklerini ileri süren Çelik, ‘’Çin, hedef pazarlarımızdan biriydi. Nüfus olarak kalabalık ve yeni yeni gelişmekte olan bir ülke. Şimdiden hedefler tespit etmek doğru olmaz ama gelecek yıllarda Rosense’nin dünya ülkeleriyle kıyasladığınız zaman cirosunun önemli bir kısmının Ortadoğu’dan Çin merkezli olarak karşılanacağını düşünüyoruz. Batı, kozmetikte belli bir doyum noktasına ulaşmış durumda. Kendileri çalıp kendileri oynuyor. O zaman kendinizi daha rahat hareket edebileceğiniz yerler aramak zorundasınız. Irak’la ve Ortadoğu’yla ilgili üst seviyede bir çalışmamız vardı. Suriye ve Mısır krizi patlak verdikten sonra oradaki iş ortağımız Ortadoğu’nun geleceğinden endişe duyduğu için şuan askıya aldı. İlk etapta 100 bin doların üzerinde de yatırım yapmıştı. Bu tedirginlik devam ettiği sürece beklemedeyim dedi. Biz de bekliyoruz. O bölge sükûnete kavuşursa ticaretimiz devam edecek’’ dedi.

‘’8000 TONUN ÜZERİ BİR RAKAM FİYATI DÜŞÜRÜR’’

4 önemli konu üzerinde durduktan sonra Gülbirlik ve Rosense üzerinde duran Çelik, şöyle devam etti; ‘’2015 yılında iyi bir üretim bekliyoruz. Yaklaşık 8 bin ton civarında üretim bekliyoruz. Bu kabul edilebilir bir rakam. Bunun üstündeki rakamlar hem gül çiçeği hem de gül yağı fiyatlarında düşüşü getirecektir. Bunu söylediğimizde Gülbirlik üreticinin cebine para girmesini istemiyor deniliyor. El insaf. Biz üretici odaklı bir kuruluşuz. Ama bir yıl iyi bir fiyat ver 10 yıl süründür. Biz bunu kabul edemeyiz. Bunun neresi ticarettir ve kooperatifçiliktir. Isparta’daki üreticilerin gül yağlarını sattıkları müşterileri bugün Bulgaristan ve Fas’ta önemli arazilere sahipler ve oralarda üretim yapıyorlar. Sebebi şuydu? Geçmiş yıllarda 4500-5000 Avro olan gül yağı fiyatlarının 7 bin Avronun üzerine çıkmasıydı. Çünkü bu doğaldı. Gül çiçeği fiyatının artışıyla yağ fiyatlarının artması söz konusuydu. Sektör bundan çok rahatsız oldu.

‘’GÜLBİRLİK BU SEKTÖRÜN SİGORTASIDIR’’

Gülbirlik 1954’ten bu yana sektörün sigortası, emniyet sibobu diyebileceğiniz kadar önemli bir kuruluş.  Gülcülüğün bugünlere kadar ulaşmasının en önemli nedenlerinden birisi kooperatifçiliğin oluşması, güç birliği oluşturmaları ve birlik ve beraberlik ruhu içerisinde bugünlere gelmesini sağlamış. Bu devam edecek anlamına gelmez. Katkılar sağlamak, gelişime ve inovasyona ayak uydurma adına yapılması gerekenler var. Gülbirlik yönetimi olarak bazı şeyleri başarmak için gayret ettik. Bir kısmını başardık ama sektöre kazandıracağımız daha çok şey var.

‘’GÜL KÜLTÜR ÜRÜNÜ OLARAK DEĞERLENDİRİLMELİ’’

Bunun yanında güle uzun uğraşlar sonucu nüfus cüzdanı kazandırdık. Bundan sonra gülü artık muhatap olarak kabul edecekler. Bu durum bundan sonra yapacağımız çalışmalara altyapı oluşturuldu. Dekar başına verilen kendisine verilen toprak analizi, mazot ve gübre desteği yüzde 104 gibi artırıldı. Bu rakam az ama elde edebilirlilik açısında önemli. 7 TL olan destek 14 liraya çıkartıldı. Koza ve tiftik bugün devlet desteği kapsamında. Kültür ürünü olarak değerlendiriliyorlar. Bunu da emsal göstererek, bölgemizde yetiştirildiği alan sınırlıdır. Dolayısıyla kültür ürünü kapsamında değerlendirilebilecek bir ürün mantığıyla müracaatlarımızı yaptık. Eğer başka bir tarımsal destek olarak değerlendirilebilecek olunursa kilogram başına bazı destek taleplerimiz olmuştu. Bakanlık nezdinde girişimlerimiz oldu. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanımız Sayın Mehdi Eker, Isparta’da bize bir açıklamada bulundu. Türkiye’de çiçek denildiğinde 152 çeşit bitkiden bahsediliyor. Gül çiçeğine böyle bir destek verildiğinde 151 ürün daha buna dahil edilmek zorundadır. Bu da bize külfettir dediler ve başka bir kapı aradılar bize. İyi tarım uygulaması kapsamında dekar 50 TL’lik destek veriliyor. Bakanımız bunun 100 TL’ye çıkartılması talimatını verdi. 100 TL’lik desteği gül çiçeğinde kilogram başına böldüğünüz zaman yaklaşık 20-25 kuruşluk desteğe tekâmül ediyor. Bizim istediğimiz 50-60 kuruş civarında bir destekti. Bu verilirse Gülbirlik Tarım Satış Kooperatifleri üzerinden satışının yapılması, denetimin iyi yapılması, destek verilecek ürünlerin üretimi ve teslimatıyla ilgili belgelerin ibraz edilmesi şartıyla diye raporlarımıza koymuştuk. Bu aşamada Tarım İl Müdürlüğü’nün kontrolüne verildi. Aldığımız 20-25 kuruşluk desteklerle yetinmeyeceğimiz bu taleplerimiz devam edecek.

‘’ROSENSE ÇOK BİLİNEN DEĞİL AMA MÜŞTERİ MEMNUNİYETİNDE 3. SIRADA’’

Rosense’ye gelecek olursak da 120 barkod ürün çeşitliliğimiz var. Daha da yeni ürünler geliştireceğiz. 2014’de bağımsız bir şirkete marka bilinirliği araştırması yaptırdık. Rosense global markalar kadar bilinmiyor ama müşteri memnuniyetinde yani geri dönüşte bu markalar arasında 3. sırada. Bu da bizi oldukça memnun etti. Rosense markasını duyurmak için yurt içinde ilaç ecza depoları ve kozmetik ıtriyat depoları ile çalışmalarımız devam etmektedir. Yurtiçinde ulusal ve yerel ecza ve ıtriyat depoları olarak 510 noktaya hizmet verilmektedir. Bu depolar aracılığıyla da 5000'nin üzerinde eczane ve kozmetik noktalarında ürünlerimizin satışı yapılarak teyellerimizi devam ettirmekteyiz. Yurtdışında başta Almanya ve Çin olmak üzere, İngiltere, Avusturya, Danimarka, Kanada, Japonya, Taiwan, Kamboçya, Ürdün, Suudi Arabistan, Libya, Dubai ve Kıbrıs’a ihracatlarımız devam etmektedir. Avrupa Birliği'nde kozmetik ürünlerinin bildirim portalı olan CPNP'de ürünlerimiz kayıt altındadır ve tüm teknik dosyalar tamamlanmıştır. Özellikle Çin'e ihracat yapabilmek için bir yılı aşkın süreden beri yaptığımız çalışmalar neticesinde ürünlerimize lisans alınmış olup; satışlarımız hızlı bir şekilde devam etmektedir. Son 3 yıldır üzerinde yurtdışı ihracatı üzerinde çalışıyoruz. 2023 ihracat hedefleri doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Önemli satış noktalarımız Almanya ve Çin.’’ 

Bu haber 981 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...