SDÜ Türk Yurdu Topluluğundan Gaspıralı İsmail Paneli

2 Mart 2015 18:44

SDÜ Türk Yurdu Topluluğunun düzenlediği, Dünya Türklüğünün Birliğini savunan, bunu "Dilde,Fikirde,İşte Birlik" diye sloganlaştıran Türk Dünyasının Bilge Düşünürü "Hakk'a yürüyüşünün 100.yılında Gaspıralı İsmail" paneli 27.02.2015 cuma günü yapıldı.SDÜ Prof.Dr.Lütfü Çakmakçı Kültür Merkezinde saat 15.00 de gerçekleşen  Panele SDÜ Öğrencilerinin ilgisinin yoğun olduğu görüldü.Atatürk,silah arkadaşları ve Şehitlerimize yapılan saygı duruşu sonrası İstiklal Marşı okundu.Topluluk başkanı SDÜ Öğrencisi Orçun Ramazanoğlu açılış konuşmasında Tarsus'ta öldürülen Üniversite öğrencisi Özgecan Aslan üzerinden kadına şiddeti lanetlediklerini,peygamberimizin "Cennet Anaların Ayaklarının Altındadır" sözünü kendilerine şiar edindiklerini belirtti.İzmir Ege Üniversitesinde geçen günlerde bölücülerin uzantıları tarafından katledilen Türk Milliyetçisi Fırat Çakıroğlu'nu da rahmetle anan başkan,Ülkemizdeki gelişmelerin artık kabul edilebilir olmaktan çıktığını,Türk Milliyetçilerinin sabır taşının çatladığını belirtti.

Panel başkanı Prof.Dr.Saffet Sarıkaya genel bir değerlendirme yaparak özetle şöyle dedi:

1699 Karlofça Anlaşmasında ilk defa toprak kaybeden Osmanlı Devleti, geriye gidişi durdurabilmek için çeşitli hamleler yapmıştır. Askeri alanda başlayan düzenlemeler siyasi, mali ve sosyal alanlara doğru genişleyerek devam etmiştir. Batı’nın Aydınlanma Çağı ve beraberindeki sanayi toplumu yapısıyla elde ettiği üstünlük giderek Doğu toplumlarının aleyhine gelişmiştir.

1774 Küçük Kaynarca Anlaşması da Osmanlı’nın Rus cephesindeki en büyük toprak kaybı olmuş, Kuzey Türklerinin anavatanla ilişkisi önemli ölçüde kesilmiştir.

İşte bu buhran döneminde özellikle Rus coğrafyasında yaşayan Türkler arasında Cedidçilik adıyla bir yenileşme harekete başlamış farklı bölgelerden aynı gayeler uğruna müşterek sesler yükselmiştir. Kısaca “Dilde, fikirde, işte birlik” olarak dillendirilen bu gayenin Kırım Türkleri arasındaki önemli temsilcilerinden birisi İsmail Gaspıralı’dır.

Panelistlerden Yard.Doç.Dr.Cafer Gariper "Bir Düşünce,Aksiyon ve Edebiyat Adamı olarak Gaspıralı İsmail" konusunu işledi ve özetle şöyle dedi:

1851'de Kırım'da Bahçesaray yakınlarındaki Avcıköy'de doğan Gaspıralı İsmail, Türk düşünce hayatının öne çıkan kişilerinden biridir. Çıkardığı Tercüman gazetesi, kurduğu okullar, yazdığı makale ve kitaplarla, Çarlık Rusya’sındaki Türk halklarından başlayarak bütün Türk dünyasının ve İslam âleminin uyanması; bilim, sanat, kültür alanında yükselmesi yolunda çaba harcamıştır.

Öğrenimini Rus okullarında yapan, öğrendiği Batı dilleri aracılığıyla Batı’yı daha iyi tanıma ve kavrama imkânı bulan Gaspıralı İsmail, özellikle Moskova'daki öğrenim yıllarında dönemin Rus fikir hayatını ve aydınlarını yakın­dan tanıma fırsatını yakalar. Döneminin birçok aydını gibi Türk dünyasının ve İslam âleminin Batı’nın gerisinde kaldığını gören yazar, Rus yönetimi altındaki Kırım’ı merkez alarak yoğun bir faaliyete girişir. Dilde, fikirde, işte birlik düşüncesinden hareketle fikirlerini yaymak için kitapçıklar çıkarır. Rusça ve Türkçe yayımlanmasına izin verilen Tercüman gazetesini 1883’te çıkarmaya başlar. O, bu gazeteyle düşüncelerini bütün Türk coğrafyasına yayma uğraşına girişir. Bütün İslam dünyasına yayılmasını öngördüğü yeni okullar açar. Bu okulların ders kitaplarını yazar, öğretmenlik yapar. Bu yolla Ceditçilik diye anılan, Kırım’dan Kafkasya’ya, Türkistan’a doğru yayılan yenilikçi hareketin başlatılmasında önemli rol oynar. Ölüm tarihi olan 1914’e kadar geçen zaman içerisinde Gaspıralı İsmail, Türk Dünyasının ve İslam âleminin geri kalmışlığını aşması ve kendini yenilemesi yolunda büyük çaba harcayan öncü bir aydın olur.  Onun bir yığın zorluklar ve mücadeleler içerisinde geçen hayatı, mensubu olduğu Kırım halkının, Türk insanının ve İslam dünyasının daha iyi, ileri ve gelişmiş bir yaşama alanı kurması yoluna adanmıştır. Gaspıralı İsmail’in ve onun gibi öncü aydınların hayatını anlamlı kılan da bağlandıkları ideal yolunda bütün hayatlarını adamış olmalarının yanında düşüncelerinin bugün de önemli tarafıyla geçerliliğini sürdürmesidir.

Panelist Yard.Doç.Dr.Yılmaz Soyer ise "Gaspıralı İsmailin Dini Görüşleri ve Din Kaynaklı Faaliyetleri" konulu konuşmasında özetle şöyle dedi:

Cedidcilik, Asya Müslümanları arasında başlayan bir yenileşme hareketidir.Cedidcilik döneminde Kazan'da yetişen bilim, düşünce, edebiyat ve sanat adamları arasında. Alem-i İslâm (İstanbul 1328-1329) adlı eserin müellifi Abdürreşid ibrahim'den başka Hadi Atlasî. Fatih Kerimi. Abdullah Tukay, Fatih Emirhan, Kerim Tinşur. Hadi Maksudi, Sadri Maksudi, Yusuf Akçura'yı, ayrıca Bolşevizm devrindeki faaliyetleriyle de tanınan Ayaz İshaki ve Sultan Galiev (Mir Said Sultan Ali oğlu) gibi isimleri zikretmek mümkündür.

Cedidcilik hareketi din. dil. kültür ve ideal birliğinden dolayı Rusya Müslümanları arasında süratle yayılmış, Kazan'ın yanı sıra özellikle Azerbaycan ve Türkistan'da tesirini göstermiştir. Gaspıralı'nın usul-i cedid hareketini başlatmasından önce de Azerbaycan'da Arapça'ya dayalı klasik eğitim sisteminin yanlışlığı ve zararları üzerinde duran kişiler olmuştur.

 

Gaspıralı, sosyal değişme konusunda eski dönemlerdeki toplumsal olaylar ile zamanındaki toplumsal olayların çok farklılaştığı hatta son yüzyıllık süre içerindeki olaylar arasında bile büyük farklılıklar olduğunu belirtmektedir.

Gaspıralı, sosyal değişmenin halk katında meşrutiyet kazanması için halifenin ülkesindeki islam anlayışını, zorunlu değişimi, reformları örnek olarak göstermek suretiyle, dinin sosyal değişmeye açık olduğunu belirtmiştir.

Gaspıralı, içtihat kapısının kapanmadığını, toplumsal durumlara göre dini hükümlere uygun olarak medeni reformların yapılabileceğini savunmaktadır. O, halk arasında yerleşmiş bulunan ve sosyal değişime zıt olan; gelenekleşme, içtihat kapısının kapanması, yeniliklerin bidat olarak damgalanması gibi şekilleri altındaki din anlayışını değiştirmeyi düşünmüştür.

Gaspıralı, dinin eğitime vermiş olduğu önemi belirtmek için islam dininin temel kaynaklarına başvurmaktadır. O , “Bilenler ile bilmeyenler eşit olur mu?” ayeti kerimesini, “Beşikten mezara kadar tahsili ilime çalışın” hadisini delil olarak göstermektedir. Gaspıralı Hz. Ebubekir’in “Her bir mümin ve mümineye ilim farzdır” ve Hz. Ali’nin “ilim Müslüman malıdır nerde bulsa varıp almalıdır” gibi tavsiyeleri, din eğitim ilişkisi bağlamında değerlendirebilir.

  iki saat süren panel ve soru cevap sonrasında günün anısına  hazırlanan Şiltleri SDÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Genel Cerrahi Anabilim dalı başkanı ve Türk Yurdu Topluluk Başkanı Prof.Dr.Mahmut Bülbül,Türkocağı Başkanı Op.Dr.Levent Başyiğit ve Topluluk başkanı  Orçun Ramazanoğlu Konuşmacılara birlikte sunarak Panel sona erdirildi.

Bu haber 788 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...