Dr.Nevin Dölek’ten TED Isparta Koleji Öğretmenlerine İletişim Semineri

6 Nisan 2015 15:03

29 Mart Pazar günü Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Nevin Dölek tarafından TED Isparta Koleji öğretmenlerine iletişim semineri verildi. Seminerde Dr. Dölek, iletişim kurma sürecinin çocuğun dünyaya geldiği andan itibaren “Bu dünya güvenli mi?, Ben değerli miyim? ve Ben yeterli miyim?” sorularına ailesinden, yakın çevresinden ve öğretmenlerinden aldığı cevaplara göre şekillendiğinin altını çizdi. Türk toplumu olarak yanlışların altını çizmeye şartlandığımızı oysa hatayı söyleyince ya da  eleştirince davranışların değişmediğini tam tersine iyi yaptığımız şeylerin altı çizildiğinde davranışlarda değişimin gözlemlendiğini belirtti. 

Çocuklara “Benim istediğim gibi olursan, benim dediğimi yaparsan seni severim” gibi koşullu sevgi mesajı verilmemesi, onun yerine koşulsuz “Ne yapsan seni severim” mesajının verilmesi gerektiğini vurguladı. Dr. Dölek, “Çocuk bağımsız birey olma yolunda yakın çevresi ile iletişimini ve bağını koparmadan aynı zamanda ayrışmayı da öğrenmeli, onun ayakları üzerinde durmasına ve hata yapmasına izin vermeliyiz. Çocuğa sınır ve kural koyarken bir yandan ona saygısızlık etmemeli, onu da bir birey olarak kabul etmeliyiz” dedi. 

Dr. Dölek, konuşmasında insanları motive eden ihtiyaçların karşılanmasının önemine değindi. İletişimde davranışların da bir kabul penceresinin olduğunu, herkesin kabul ettiği ve kabul etmediği davranışların var olduğunu söyledi. Herkeste bu kabul çizgisinin farklı olduğunu, bu çizginin ortama, yere ve zamana göre değişebileceğini belirtti. Mutlak bir doğrunun olmadığını, herkesin gerçeğinin farklı olabileceğini belirtti. İletişim kurarken karşılıklı birbirimizi anlamaya çalışmanın “kabul etme” nin önemine vurgulayan Dölek, davranışı kabul etmekle kişiyi kabul etmenin farklı olduğunu, bu ikisini ayırmak gerektiğini, kişiliğe değil davranışa odaklanarak geri bildirim verirken eleştiri ya da övgüde  sıfat kullanmamaya özen göstermeyi, onun yerine davranışla ilgili hissedilen duygu ve düşüncenin ifade edilmesini, hayatımızdan “her zaman, hiçbir zaman, harika, olağanüstü” gibi uç kelimeleri ve abartılı kelimeleri çıkartmamızı onun yerine bir alt pozisyondan duygularımızı ifade etmeye çalışmamızı söyledi. 

Dr. Dölek seminerde şu açıklamalarda bulundu: “Herkesin bakış açısı farklı olabilir, ben neyi görüyorsam o da onu görsün yerine birbirimizi anlamaya çalışmalıyız. Çocuk yetiştirirken kendi gerçeğimizle kural oluşturabiliriz ancak çocuk bu kurala uymadığında bunu doğal karşılayabilmeli, ödevini yapmadı diye tembel dememeliyiz. Ödevini neden yapmadığını sorgulamalıyız. Her davranışın altında iyi bir neden olduğunu, davranışın altındaki nedeni ve ihtiyacını anlamaya çalışmalıyız.” 

 

Bu haber 713 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...