“Su kalitesi ve kirlilik düzeyleri yakından takip ediliyor”

8 Kasım 2012 19:18

İl Halk Sağlığı Müdürü Dr. Meral Kişioğlu, basında yer alan Eğirdir ve Eğirdir göl suyu kanser ilişkisi ile ilgili olarak kamuoyunda algı yanlışlığına yol açmamak için açıklamada bulundu.

Halk Sağlığı Müdürü Kişioğlu; Eğirdir gölü havzasının önemine binaen ilimiz de bulunan kamu kurum ve kuruluşları su kalitesini ve kirlilik düzeylerini yakından takip ettiğini ifade etti.

İl Halk Sağlığı Müdürlüğü olarak Eğirdir Gölü ve diğer içme suyu kaynaklarının periyodik olarak İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkındaki Yönetmelik ve İçme Suyu Elde Edilen veya Elde Edilmesi Planlanan Yüzeysel Suların Kalitesine Dair Yönetmelik hükümlerine göre analizlerinin yapıldığını belirten Kişioğlu, 17.10.2012’ de  yapılan bakteriyolojik ve kimyasal şebeke içme kullanma suyu analizinde “insani Tüketim Amaçlı Sular Hakkındaki Yönetmelik” kriterlerine UYGUN olduğunun raporda belirtildiğini aktardı.

Kişioğlu’nun açıklaması şöyle: “İlimiz İl Genel Meclisinin 2012 yılı Ekim ayı toplantısının 04.10.2012 tarihli IV. Bileşiminde gelen istek üzere İl Halk Sağlığı Müdürlüğümüz ve Üniversitemizin Değerli Öğretim Üyelerince genel bilgilendirme yapılmıştır. Değerli katılımcılar kişisel görüş ve deneyimlerini de bu oturumda değerli meclis üyelerimizle paylaşmışlardır. Ayrıca Eğirdir gölü havzası çevre ve kirlilik etkinlikleri hakkında da konunun uzmanları tarafından bilgilendirme yapılmıştır. Yerel ve ulusal basında yer alan Eğirdir ve Eğirdir göl suyu kanser ilişkisi ile ilgili haberler konusunda kamuoyunda algı yanlışlığına yol açmamak için bilgilendirme ihtiyacı doğmuştur.

Kanser, hastalık yükü, öldürücülüğü ve insidans artış eğilimi ile hem dünya hem de ülkemiz için bir halk sağlığı konusu ve problemidir. 2005 yılında dünyada 12 milyon yeni vaka ve 7,6 milyon kansere bağlı ölüm görülürken, bu istatistiklerin 2030 yılında 20 milyon yeni vaka ve 12 milyon ölüm şeklinde olması beklenmektedir. Ülkemizde de her yıl yaklaşık 100.000 yeni kanser vakası görülmekte ve ölüm nedenleri arasında kansere bağlı ölümler, kalp ve damar hastalıklarından sonra ikinci sırada yer almaktadır. WHO (Dünya Sağlık Örgütü) nun ülkeler için yapmış olduğu tahminlere göre ülkemizde her yıl yüz bin nüfusta 100-150 yeni kanser vakası beklenmektedir ve tüm dünyada olduğu gibi bu sayı yıllar içinde artma eğilimi göstermektedir. Bunun nedenlerine bakıldığında;

•          Sigara ve alkol kullanımı,

•          Radyasyona maruz kalmak,

•          Bazı virüsler,

•          Kötü beslenme alışkanlığı (Obezite),

•          Gıdalardaki katkı maddeleri,

•          Uzun süre güneş ışığına maruz kalmak,

•          Aşırı dozda röntgen ışınına maruz kalmak,

•          Bazı kimyasal maddeler (katran, benzin ve boya maddeleri gibi),

•          Hava kirliliği, görülmektedir.

Türkiye'de kanser artışının nedenleri

•          Beklenen yaşam süresinin uzaması ve toplumda ileri yaş nüfus yüzdesinin artışı

•          Tütün ve mamullerinin tüketimi

•          Çevresel ve mesleki kanser yapıcıların giderek önem kazanması

            On beş yaş ve üzeri bireylerde hekim Tarafından Teşhis Edilen Hastalık/Sağlık Sorunlarının Cinsiyet ve Yerleşim Yerine Göre Dağılımı, (%), (Kaynak: TÜİK, Sağlık Araştırması 2010, Sağlık İstatistikleri Yıllığı 2011 sayfa 34  ) bakıldığında tüm Kanserlerin Türkiye ortalamasının binde 5, kırsal kesim de binde 3 olduğu görülmektedir.  İlimizde yıllara sair kanser görülme oranına bakıldığında; 2009 yılı tespit edilen vaka sayısı 544 yaklaşık binde 1,3 olduğu, 2010 yılı tespit edilen vaka sayısı 402 yaklaşık binde 0,9 olduğu, 2011 yılı tespit edilen vaka sayısı 438 yaklaşık binde 1,07 olduğu tespit edilmiştir. Bu oranların yaklaşık aynı düzeyde seyrettiği ve Türkiye ortalamasının çok altında olduğu görülmektedir.

İlimiz merkezi konumu sebebiyle bulunduğu bölgeye sağlık hizmeti üreten bir şehirdir. Başka illerde ikamet eden ancak ilimizden sağlık hizmeti alanlardan 2009 yılında 169, 2010 yılında 171 ve 2011 yılında 149 kişiye kanser teşhisi konulmuştur. İlimizde kanser konusunda çalışma yapan birimlerin paylaştıkları deneyimler ve bilimsel veriler değerlendirilirken bu husus özellikle göz önünde bulundurulmalıdır. Yukarıda belirmiş olduğumuz TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) ve Sağlık Bakanlığı verileri söz konusu durumu tüm ayrıntıları ile ortaya koymaktadır.

Bilindiği gibi Eğirdir gölü havzası yerel ve ulusal bazda önemli bir tatlı su kaynağıdır. İlimiz açısından içme suyu kaynağı olması sebebiyle de bu önem daha da artmaktadır. Bu öneme binaen ilimiz de bulunan kamu kurum ve kuruluşları su kalitesini ve kirlilik düzeylerini yakından takip etmektedir. Isparta Halk Sağlığı Müdürlüğümüz, Üniversitemiz, bağlı enstitülerimiz ve Belediye Başkanlığımız iş birliği içersinde bu hususta önemli çalışmalar yapmaktadır. Ayrıca İl Halk Sağlığı Müdürlüğümüz olarak Eğirdir Gölü ve diğer içme suyu kaynaklarının periyodik olarak İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkındaki Yönetmelik ve İçme Suyu Elde Edilen veya Elde Edilmesi Planlanan Yüzeysel Suların Kalitesine Dair Yönetmelik hükümlerine göre analizleri yapılmaktadır. Antalya Halk Sağlığı Laboratuarında; Eğirdir Ham Su Arıtma Girişi numunesinde 09.10.2012 tarih ve 2012-4381 protokol no’lu raporunda da “insani Tüketim Amaçlı Sular Hakkındaki Yönetmelik” kriterlerine UYGUN olduğu bildirilmiştir. 17.10.2012’ de  yapılan bakteriyolojik ve kimyasal şebeke içme kullanma suyu analizinde; Analizi yapılan su numunesinin bakılan 5 mikrobiyolojik, 26 kimyasal parametre açısından “insani Tüketim Amaçlı Sular Hakkındaki Yönetmelik” kriterlerine UYGUN olduğu 2012-4377 protokol nolu raporunda belirtilmiştir.

 Bakılan Kimyasal Parametreler içinde; Nitrit, Nitrat, Bromat, Florür, Siyanür, Kadmiyum, Krom, Bakır, Nikel, Kurşun, Bor, Arsenik,  Antimon, Selenyum, civa,Benzen, Benzo(a)piren, Tetrakloreten ve trikloreten , vinil klorür, akrilamid, 1,2 dikloretan, epikloridin, pestisitler, toplam pestisitler ve polisiklik Aromatik Hidrokarbonlar bulunmaktadır.

İl Halk Sağlığı Müdürlüğü olarak bilimsel ve istatistiki çalışmalarla halk sağlığını koruma ve geliştirme görevimiz titiz bir şekilde yürütülmektedir. Sağlık Bakanlığımız ve Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanlığımız bu güne kadar yapmış olduğu tüm çalışmalarda bilimselliği ve şeffaflığı ön planda tutmuştur. Tüm hemşehrilerimizin bilgilerine sunulur.

Bu haber 1625 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...