“Isparta bir ilim şehri özelliklerinin tamamını taşıyor”

8 Kasım 2012 19:19

Avrupa Birliği Bakanlığı AB Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi tarafından desteklenen ve Isparta Valiliğince yürütülen ve SDÜ işbirliğindeki ‘Eko Turizm’de Yeni Meslekler: Isparta Üzerine Örnek Çalışma” konulu Hayat Boyu Öğrenme Projesi’nin açılış toplantısı yapıldı.

Kültür ve Turizm Müdürlüğü Konferans Salonu’nda dün saat 10:00’da başlayan toplantıya; Vali Memduh Oğuz, İl Jandarma Komutanı Albay Ömer Uyan, SDÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hüseyin Akyıldız, ilçe kaymakamları, ilçe belediye başkanları, daire müdürleri, sivil toplum kuruluş örgütü temsilcileri ile İtalya, Almanya, Slovenya ve Yunanistan ülkelerinden temsilciler katıldı.

CAN; “243 BİN 883 BİN AVRO HİBE SÖZLEŞMESİ KABUL EDİLDİ”

Toplantıda ilk açılış konuşmasını Vali Yardımcısı Niyazi Can yaptı. Vali Yardımcısı Can konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “AB Bakanlığı Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi tarafından 2012 teklif çağrısı döneminde Leonardo Da Vinci programı yenilik transferi projeleri kapsamında kabul edilen 35175 numaralı projemiz 243 bin 883 bin avro hibe sözleşmesi kabul edilmiştir.

Eko Turizm sektör olarak düşünüldüğünde diğer sanayi çeşitleri ve işletme faaliyetleriyle karşılaştırıldığında çevreye olumsuz bir etkisi olmayacağı, uzun vadede bacasız ve tertemiz bir yapıya ve öneme sahip olduğu unutulmamalıdır. 1992’de gerçekleştirilen BM Çevre ve Kalkınma Konferansı turizm harcamalarında hakim olmaya başlamıştır. Turizm açısından sürdürülebilirlik kavramı, turizm kaynağı olan doğal, tarihi, kültürel, sosyal ve estetik değerlerin korunup geliştirilerek dağılım sağlanması gelişmektedir. Eko Turizm, doğal çevrenin korunmasının öneminin anlaşılması, ilginin artması ile eş zamanlı olarak gelişme göstermiştir. Eko Turizm yılda %25 – 30 oranında artış gösterdiği bilinmektedir. Eko Turizmi tanıtmak gerekirse, doğaya duyulan özlemin ortaya çıkması, koruma ve gelişmeye dayalı olarak turizm potansiyelinin model olması ile ilgilidir. Eko Turizm bir yandan, ekolojik ve sosyal dengenin sağlanması, diğer tarafta doğal alanların korunmasında bir araç olarak görülmektedir. Isparta’da da eko turizm, kültürel ve tarihi değerleri yanında doğal güzellikleri ve biyolojik çeşitliliği ile her avantajı özel bir yere sahiptir.

Güller ve göller diyarının incisi konumundadır. Türkiye Ekonomi Stratejisi 2023 Eylem Planı ve 2013 olarak değerlendirildiğinde ilimizde doğal, tarihi, kültürel ve coğrafi değerlerini koruma, kullanma dengesi içinde inanç turizmdi, dağ ve doğa turizmi, sağlık turizmi, yayla turizmi, mağara turizmi için alanlarımız mevcuttur. Isparta’nın turizmden alacağı payı ve hizmet anlayışını artırmayı hedeflemekteyiz. Eko turizm noktaları belirlenerek ele alınması, bu değerlerin tanıtılması ve kullanım kriterleri belirlenerek çalışmalarımız devam edecektir.

AKYILDIZ; “AVRUPA BİRLİĞİ İLE BÜTÜNLEŞMEK DEMEK,

ÖZGÜRLÜK YOLU DEMEKTİR”

SDÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hüseyin Akyıldız da; “Eko turizm kavramı dediğimiz zaman sadece sınırları aşan bir seyahatin anlaşılmaması  gerektiğini belirtmek istiyorum. Eko turizmin temelinde bir doğa felsefesi vardır. Doğa felsefesi ise, doğayla insanın bütünleştiği bir düşünce altyapısıdır. Doğaya egemen olmanın yolu, doğaya boyun eğmekten geçer.

Doğa felsefesi, insanın aynı zamanda doğaya dönmesi ve kendini bulması anlamına gelmektedir. Bu Proje, AB Projesidir. Avrupa Birliği ile bütünleşme projesinin somut uygulamalarından bir tanesidir bugünkü proje. Avrupa Birliği ile bütünleşmek demek, özgürlük yolu demektir. Çünkü ülkeler arasındaki sınırlar ne kadar uzunsa, özgürlüğü kuşatan duvarlar da o kadar uzun demektir. Avrupa Birliği demek, özgürlük yolu demektir. Bunun sadece bölgesel bazda da tanımlanması gerekir. Aslında global özgürlüğün de yer yer tanımlanması gerekir. İşte bu bölgesel fonlarla ve daha sonra global fonlarla finanse edilen eylemlerin temeline doğa felsefesini de koyduğunuz zaman, insanlığın evrenle, doğayla yeniden anlaşmasıdır. Demokrasinin, siyasal sınırları içerisinden çıkıp globalleşmesidir aynı zamanda.

Buradan baktığımızda insanla barış projesidir bu proje aynı zamanda ve insanlığın kendine dönüş projesidir.

Burada kültürlerin etkileşiminde, kültür patlaması dediğimiz yeni bir çağ ortaya çıkıyor. Değerlerin sentezlendiği yerde daha ileri bir medeniyet ortaya çıkıyor. Ekonomik bakımdan bakarsak, dünyanın neresinde olursa olsun bir yoksulun zenginleşmesi, refah durumunun iyileşmesi demek, dünyanın öbür ucundaki insan için bir Pazar geliştirmesi demektir. Kapalı pazarların ortaya çıkmasında, dünya ekonomisinin zararı vardır ancak katkısı ortaya çıkmaz.

Bu projeyi hayata geçiren sayın Valimiz, Valilik personelimiz, AB’nden gelen katılımcılarımız ve çalışma arkadaşlarımız, üniversitemizin değerli yöneticilerini ve tüm katılımcıları kutluyor, projenin tüm ülkemize ve tüm insanlığa hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu.

VALİ OĞUZ: “ISPARTA İLİM ŞEHRİ”

Son olarak kürsüye gelen Vali Memduh Oğuz ise, şu konuşmayı yaptı: “Yöneticileri bir geminin, bir teknenin, bir uçak gemisinin kaptanlarına benzetebiliriz. Bütün yöneticiler için; aile yönetimi, iş yönetimi, il yönetimi veya kurumların yönetimi için aynı benzetme yapılabilir. Bütün yöneticilerin bence ilk yapması lazım gelen, nereyi ve neyi yönettiklerini tespit etmeleridir. Yönettikleri bir ilin bütün özelliklerini, kabiliyetlerini, imkanlarını anlamaya çalışmaları gerekmektedir. Bundan sonra da o ilin kabiliyetlerine, imkanlarına uygun bir hedef seçerek onu o istikamette yönetmeye çalışması gerekmektedir. Bendeniz, iki yıla yakın süredir Isparta Valiliği yapıyorum. Bunun 1 yılı Isparta’yı bilimsel manada tanımak için yoğun gayretle geçmiştir. Ben bu dönem içerisinde daha önce söylenmemiş, tespit edilmemiş bir husus var mı diye araştırdım ve Isparta’ ya bir isim, bir misyon bulmaya çalıştım ve bunu da buldum. Isparta bir ilim şehri özelliklerinin tamamını taşıyor. Isparta’da ilim şehri olduğunu söyleyebilmemiz için, eğer tarihi bir araştırma yapacak olursak 2 bin yıl geriye gitmemiz gerekir. Hatta Bizim bir belediye başkanımızın söylediğine göre 5 bin yıl geriye gitmemiz gerekir. Çünkü büyük Men medeniyeti bizim Isparta’mızda oluşmuştur. Anadolu’nun en büyük rasathanesi Isparta’dadır.

Milattan sonra 50’nci yıla geldiğimizde Sean Paul’le karşılaşıyoruz.  Sean Paul diğerlerinden farkı, ilk Hıristiyan vaazını yapan, yani burada ilim deklare eden bir aziz olmasıdır.

Vilayetimizde 1992 yılında kurulan Süleyman Demirel Üniversitesinin 20 yılda aldığı bu yüksek gelişme ve geldiği nokta da Isparta’nın ilim konusunda ne kadar verimli bir ortama sahip olduğunun bir başka göstergesidir. Uluslar arası rekabet kriterlerine göre eğitim hizmetlerinin gerçekleştirilmesine uygun ortam itibariyle Isparta Türkiye’deki ilk üç il arasındadır.

Türkiye’nin dördüncü büyük gölü olan Eğirdir Gölü Isparta’mızda içme suyudur. Bu yoğun olarak zeminden kaynayarak beslenen bir göl. Krater Gölümüz olan Gölcük Gölümüz de dünyaca ünlüdür. Akarsularımızın tamamı, hemen içilebilecek özelliktedir. Kış sporları için dağlarımızı gördünüz. Uzun süreli kar muhafaza edebilen bir dağımız vardır.  En uzun dağın da Isparta’da olduğunu profesyonel kayakçılar bize söylemektedir.

Gülyağı üretmek üzere yetiştirilen gül üretiminin %65’i Isparta’da gerçekleştirilmektedir. Dünyada, bir dünya ürününün %65’ini tek başına üreten başka bir şehir yoktur. Dolayısıyla Isparta, gülün başkentidir sözünü rahatlıkla söyleyebiliriz. Ayrıca Isparta’mızda yetiştirilen elma ve kirazın önemli bir bölümü de ihraç edilmiştir.

Isparta’nın ilim şehri olmasını kolaylaştıran bu altyapıyı, arazisinin %47’sini orman oluşturarak bir güzellik de beslemektedir. Sadece ilim şehrinde yetişen endemik bitkilerin de başkentidir Isparta. Bu endemik bitkilerin önemli bir bölümü de dünyanın başka hiçbir yerinde yetişmemektedir”.

Daha sonra proje ortaklarının kendileri ve projeleri hakkındaki sunumları gerçekleştirildi.

 

 

Bu haber 827 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...