“Ticari faaliyet yapan üniversite girişimci üniversite değildir”

2 Temmuz 2015 19:18

Girişimci üniversite tezinin yanlış anlaşıldığını ve uygulandığını savunan SDÜ Rektörü Prof. Dr. İlker Çarıkçı; “Ticari faaliyet yapan üniversite girişimci üniversite değildir. Girişimci üniversite aslında sanayinin  piyasanın sorunlarına çözüm bulan piyasanın çözemediği sorunları çözen üniversitedir” dedi.

SDÜ Rektörü Prof. Dr. İlker Çarıkçı, katıldığı ilk televizyon programında önemli mesajlar verdi. 1 yıllık dönemde üniversitenin rehabilitasyonu için mesai harcayacaklarını belirtti.

 “HUZURLU OLSAYDI ADAY OLMAZDIM”

Neden aday olduğu yönündeki soruya cevap veren Çarıkçı;  "Bize göre huzursuzdu, huzurlu olsaydı aday olmazdım. En son programda eski rektör hocamız o gün göreceğiz üniversitenin huzurlu olup olmayacağını demişti. Demek ki huzursuzdu. Etik olarak seçime girdik. Sonuçta yarıştı. Biz kazandık. Ben bu mesleği göreceli olan nispeten özgür olduğu için seçtim. Kendiniz yükseliyorsunuz. Tabi ki hiyerarşisi var. Meslek özgürlük gerektiren bir meslek. Öncelikle  düşünce özgürlüğü. Tüm dünyada akademisyenlik mesleği denilince özgür düşünce, özgür ifadedir. O yüzden özgür kavramına atıf yaptık. Özgürlük derken düşünce özgürlüğünden kastettik. Giden hocalardan geri gelmek isteyenler var şuanda. Her gidenin huzursuzluk yüzünden gittiğini söylersek haksızlık olur. Örneğin bir arkadaşım değerli bir öğretim üyesiydi ailevi nedenlerle gittiğini söyledi ama huzursuzluk onu da tetiklemiştir. Bize göre giden arkadaşlarımız çok değerliydi. Gelen  arkadaşlarımız da değerlidir ama gidenlerin değeri çok farklıydı. Bazıları üniversite açısından tek olan arkadaşlarımızdı. Bir kısmı dönmek istiyor. Yavaş yavaş talepler geliyor. Bir yandan da atanmayı bekleyen arkadaşlarımız var. Atamalar bittikten sonra gelmek isteyenlere kapıyı açıyoruz. Ama hepsinin geleceğini düşünmüyorum. Pomza Merkezi’nde Lütfü hocamız vardı. Çok değerli bir hocamızdı. Kendisine kapımız açık. Bu arkadaşlarımız dönmek isterse burası onların eviydi, kapımız açık” dedi.

“1 YILIMIZ REHABİLİTASYONLA GEÇECEK”

Çarıkçı şöyle devam eti: “Tahminen bir yılımız rehabilitasyonla geçecek. Biraz arkadaşlarımızın huzurlu ortamda çalıştıklarını hissetmeleri gerekiyor. Tüm bekleyen profesör ve doçent arkadaşlarımızın kadrolarını hızlıca çalıştılar. Onların ataması gerçekleştirilecek. Yardımcı doçentte de bekleyen çok arkadaşımız var. Onların da ataması gerçekleştirilecek. Bir profesör ve doçent olmak için meslektaşlarımız 15­20 yılını veriyorlar. Birileri de diyor ki sen bu üniversitede çalışmaya çok uygun değilsin. Neye göre uygun değil? Belli kriterler vardır. Onları geçince üniversite atamanızı yapar. Onu yapmazsa büyük bir huzursuzluk olur. Atamalar da göreceksiniz üniversitede 25 yıldır çalışan bir arkadaşımız önemli bir yere atanıyor. 25 yıldır çalışan arkadaşımıza hakkını teslim ediyoruz. Bu bir rehabilitasyon dönemi. İleri aşamada bitirmemiz gereken projeler var. Teknik bir çalışma yaptık gelir gelmez. İİBF ek binasını biraz öne çekebilir miyiz? Organ nakil merkezini biraz öne çekebilir miyiz diye bakıyoruz. Akabinde diğer projeler yapılacak.

“GİRİŞİMCİ ÜNİVERSİTE  TİCARİ FAALİYET YAPMAZ”

Ticari faaliyet yapan üniversite girişimci üniversite değildir. Girişimci üniversite aslında sanayinin  piyasanın sorunlarına çözüm bulan piyasanın çözemediği sorunları çözen üniversitedir. Piyasayı bilimsel araştırmalardan arındıramazsınız. Üniversiteler bilimsel araştırma yapıyor. Üniversite laboratuvarları kurar, modeller oluşturur. Teknoloji transfer ofisleri yapar, teknokentler kurar. Böylelikle piyasanın çözüm bulamadığı sorunlara altyapı hazırlar. Piyasa o bilgiyi kullanarak o çözümü bulur. Üniversite ticaret yapan değil ticaretin yapılmasını kolaylaştıran bir üniversite.

“GÜLAR DETERJAN SATMAYACAK ARTIK”

Boğaziçi Üniversitesi’nin bir ürününü söyleyin bana. ODTÜ’nün bir ticari ürününü söyleyin. Üniversite ne satar? Seramik merkezinde ürettiklerini satar. Ama bir üniversite deterjan, gül kremi satmaz ki. Bir üniversite piyasanın veremediği kursları açar. Üniversite bir Çinçe, ileri Arapça kursu verir. Piyasa bunlara girmez çünkü karlı değildir. Üniversite KPSS kursu açtığında piyasa ne yapacak ki? Sigortası, vergisi yok. O işe yatırım yapmış bir işletmeci yerine koyuyorum kendimi üniversite bu işe girerse ben bittim. DGS kursları var. Bu kurslar şehirde var ancak ilçeler de yok. Burada olan kursun aynısına ben karşıyım. Üniversite piyasada olmayan şeyleri yapacak. GÜLAR deterjan satmayacak artık. Yeni ürün geliştirecek. YBEM, piyasadaki normal firmaların girmediği alanlardaki çalışmaları yapacak. Daha ihtisas konularda hizmetlerine devam edecek. Çok büyük bir maddi zararı olmaz. Ben hesaplara baktım. Ürküttüğünüz kurbağaya değmeyecek kaynak aktarımı. Asıl kaynak aktarımı bizim projeler. Bakanlıklarla protokol anlaşmaları yapabiliyoruz.. 3­5 KPSS eğitimiyle üniversite kaynak sıkıntısına girecekse girsin biz bunu çözeriz.

ÜNİVERSİTEDE AVM OLMAZ

Doğu Kampusun ortasında kocaman 2 tane yaşam merkezi var. Biz üniversitede çarşılara, yurtlara karşı değiliz. Bir çok gelişmiş üniversitelerde çarşılar var. Üniversitelerin çok şirin, mekânsal olarak kullanılan çarşıları vardır. Üniversiteler böyle bir mekanlarla güzelleşir. Üniversitelerle AVM’lerle kocaman otoparklarla güzelleşmez. Bu tür çarşılarda en fazla 50 dükkan olur. 80­100 dükkan olmaz. Bizim projede karşı olduğumuz şey. Alışveriş merkezi konsepti. İkincisi ise yeri. Kampus içinde bir çok ağaç kesilecek. Kampüsün göbeğinde bu kadar büyük alanda bu kadar yer verilmez. Ama 2 ihalede sözleşmeler imzalanmış durumda. İnceletiyoruz. Yurda karşı değiliz. Bu yurtların bir tanesi 1000 diğeri 2 bin kişilik. Bizim yurtlar bölgesine ihtiyacımız var. Tesisleri, yaşam alanlarıyla yurtlar bölgesine ihtiyacımız var. Biz buraları eğitim alanı diye kamulaştırmışız. Vatandaş devlete AVM yapılsın diye buraları vermemişler. Öğrenciye hizmet edecek çarşısı, spor alanları, yurtları olmalı. Türkiye’nin her yerini gezin böyle bir kampus alanı bulamazsınız. Hukuksal olarak çalışmalarımız devam ediyor. Bu haliyle Doğu Kampüsünü öldürür. Bu sonuçtan ne üniversite ne öğrenci, ne de esnaf mutlu olur. Akademisyenlerin de mutlu olacağını sanmıyorum. Sonuçta hukuk ülkesi. En güzeli uzlaşmaktır. Çözmeye çalışacağız."

Bu haber 816 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...