“Sezaryenden sonra hep sezaryen inanışı yanlış”

3 Eylül 2015 18:58

SDÜ Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. İlker Günyeli daha önce sezaryen doğum yapan kişinin sürekli sezaryen olması gerektiği inanınışının doğru olmadığını söyleyerek “Sezaryenden sonra hep sezaryen inanışı bugün için doğru değil. İlk zamanlarda klasik sezaryen uygulanıyordu. Yani rahmin en tepesinden aşağıya doğru orta hattan bir kesi yapılıyordu. Bu klasik sezaryen kesilerinde bir kere sezaryen olan hastanın ondan sonraki doğumlarını sezaryen ile yapması gerekiyordu. Bu halk arasında böyle kaldı. Ama artık sezaryen rahmin alt kısmından yan bir kesi ile yapılmaya başlandı. Bu kesilerde klasik sezaryende olduğu gibi bir yırtılma riski bulunmuyor. Fakat belki hastaların belki de doktorların işine geldiği için bir kere sezaryen sürekli sezaryen anlayışı devam ediyor” ifadelerini kullandı. 

Sezaryen doğum geçmişi bulunan kişilerin normal doğum yapmasında çok düşük bir risk oranı olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. İlker Günyeli “Bugün dünyanın birçok ülkesinde transfer kesi değimiz yeni sezaryen yöntemi uygulanıyor. Ve bu şekilde yapılan sezaryen uygulamalarının ardından hastalar normal doğumda gerçekleştirebiliyor. Hatta bazı ülkelerde hastaları sezaryen doğumdan uzak tutmak için sigorta şirketleri sezaryen doğum masraflarını bile karşılamıyor. Bu nedenle ilk doğumu sezaryen dahi olsa Fransa, Hollanda, Amerika gibi ülkelerde sonradan normal doğum yaptırılabiliyor. Yani sezaryenden sonra normal doğum yapılabiliyor ve çok büyük komplikasyonları da bulunmuyor. Binde üç gibi bir yırtılma riski var.” dedi.

Doç. Dr. İlker Günyeli “Yani ikinci, üçüncü gebeliklerde bin sezaryen doğumdan 997’si boşuna sezaryen yapılıyor. Biz bu riski üstlenebilecek hastalara riskleri anlatarak normal doğum öneriyoruz. Sezaryenden sonra normal doğum yapabilmek için sezaryen yoluyla yapılan doğumun üstünden en az iki yıl geçmesi gerekiyor. Biz hastamız geldiğinde kendisine de bu riskleri anlatarak normal doğumu önerdik. Kendisine ilk sezaryeninde neden yapıldığını bilmiyor zaten. Hastamıza sezaryen sonrası normal doğum için cesaretli hasta ve cesaretli doktor gerekiyor dedik. Hastamızda cesaretli idi. Bizde cesaretli idik ve böylece normal bir doğumla bebeğini dünyaya getirdi” şeklinde konuştu.

Bebeğin kilosunun fazla olmasının bir sezaryen nedeni olmayacağını söyleyen Doç. Dr. İlker Günyeli “Normalde isteğe bağlı sezaryenler için 39. haftada işlem yapılırken biz bebek 40 hafta 4 günlük olana kadar bekledik ve sancılarına bile müdahale etmeden, suni sancı dahi vermeden bebeğini dünyaya getirmesini sağladık. Geçtiğimiz gece 1,5’da yaklaşık 4 kiloluk bir bebek dünyaya getirdi. Hastamız taburcu edildi. Bebeğini de yeni doğan bölümünün taburcu etmesi ile evine gidebilecek. Bir çok doktor 4 kiloya yakın ve üstündeki bebekleri aşırı kilolu olduğu gerekçesi ile sezaryen doğuma alabiliyor. Ama buda doğru değil. Dünya genelinde şeker hastası olan vakalarda 4,5 kilo, rahatsızlığı olmayan annelerde ise 5 kiloya kadar bebeklerin normal doğum ile dünyaya getirilebileceğini belirtiliyor” diye konuştu.    

Doç Dr. İlker Günyeli “Akdeniz bölgesinde bu işlemin yapıldığı başka bir merkezi biz bilmiyoruz. Ama İstanbul, Ankara, İzmir gibi illerde yapılan yerler var. fakat bu noktada hastanemiz artık kendini kanıtladığı için Ankara’dan dahi sezaryen sonrası normal doğum için gelen hastalarımız var” dedi.

Sezaryen sonrası normal doğum yapan anne Fatime Görgün ise “bize doktorumuz doğumun normal olarak yapılabileceğini söyledi. Bizde kabul ettik ve sağlıklı bir doğum gerçekleşti. Bu noktada İlker Hocamıza teşekkür ediyoruz. Benim durumumda olan anne adayları da direk sezaryene yönelmesin araştırsınlar. Bunu başarabilecek doktorlar var. Onları bulsunlar” diye konuştu.         

Bu haber 675 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...