Kuluçkahanede ilk kerevitler alındı

30 Kasım 2015 18:20

Eğirdir ilçesindeki Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü (SAREM) Müdürü Şakir Çınar, kerevitin genetik yapısının belirlenmesi için Türkiye genelindeki 33 doğal kerevit stoku alanından bireylerin müdürlüğe getirildiğini ve laboratuvar ortamında genetik belirleme çalışmalarına başlandığını bildirdi.

Çınar, yaptığı açıklamada, kerevitin bir dönem Türkiye'nin Avrupa 'ya ihraç ettiği  ve önemli bir döviz girdisi sağlayan bir su ürünü olduğunu söyledi. 1985'te göllerde görülmeye başlayan "kerevit vebası" nedeniyle doğal kerevit stoklarının tükenme noktasına geldiğini anlatan Çınar, bundan sonra kurum olarak kerevit üretimi ve avcılığını geliştirmek için yeni projeler geliştirdiklerini kaydetti.

İLK YAVRULAR BESLEMEYE ALINDI

Şakir Çınar, kerevit stoklarının artırılması için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü ve  Batı  Akdeniz Kalkınma Ajansının (BAKA) desteğiyle 2 yıl önce Eğirdir Gölü yakınında Avrupa'nın en büyük kapalı devre kerevit kulaçkahanesinin yapımına başlandığını, geçen aylarda da açılışının yapıldığını hatırlatarak “ilk iki yıl esas amaç anaç adaptasyonu sağlamak. Buna rağmen şuanda bin kadar yavru alındı ve bunların tanklarda beslenmesi ile ilgili çalışmalar sürüyor.

33 LOKASYONDAN KEREVİT ÖRNEKLEMELERİ ALINDI

Doğal stoklardaki kerevit hastalığının yenilmesinin mümkün olmayacağına dikkati çeken Çınar, bu durumun hastalığa dirençli bireylerin belirlenmesi ve ıslah çalışmalarını zorunlu hale getirdiğini anlattı.

Islah çalışmalarını yapılabilmesi için stokların genetik yapısının bilinmesine ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Çınar, bu kapsamda "Türkiye'deki Kerevit Popülasyonlarının Genetik Yapısının Moleküler Metotlarla Belirlenmesi Projesi"ni geliştirdiklerini ifade etti.

HASTALIK DİRENCİ ARAŞTIRILACAK

Kerevitin genetik yapısının belirlenmesi için Türkiye genelindeki 33 doğal kerevit stoku alanından bireylerin müdürlüğe getirildiğini ve laboratuvar çalışmalarına başlandığını belirten Çınar, şöyle konuştu: "Amacımız sadece kerevitin genetik yapısını ortaya koymak değil, ileride yapacağımız üretim aşamalarında, hangi alandaki kerevitlerin hastalığa karşı dirençli olduğunu belirlemektir. Örneğin Keban Barajı'ndaki kerevit stoku hastalıktan zarar görmedi. Bu durumun bu bölgede hastalık olmamasından mı yoksa hastalığa dirençli olmasında mı kaynaklandığını bilemiyoruz. Bunun nedeni, bu çalışmanın sonucunda çıkacak. Eğer ülkemizde kerevit vebasına dayanıklı bir kerevit popülasyonu bulabilirsek bundan sonraki çalışmaları o popülasyon üzerinde sürdürmeyi düşünüyoruz. Bu nedenle de tamamen yönümüzü hastalıksız popülasyonlara döneceğiz ya da bu hastalığa neden yakalanılmadığının genetik açılımını yapmayı hedefliyoruz."

Çınar, Avrupa pazarında kalitesi dolayısıyla "altın kerevit" diye bilinen ve bugünkü üretimi bin ton olan Türk kereveti üretimini 8 bin tonlara çıkarmayı istedikleri vurguladı.

YAĞ BALIĞI VE ALABALIK ÜZERİNE YENİ ÇALIŞMA

Eğirdir ilçesindeki Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü (SAREM) Müdürü Şakir Çınar kerevitin yanı sıra diğer su ürünlerine ilişkin çalışmalarında devam ettiğini belirterek “Beyşehir gölü için endemik bir tür olan yağ balığından kültür alma çalışmalarına devam ediyoruz. Beyşehir gölünün önemli bir türü olan yağ balığından alınan kültürlerle balıklandırma çalışmaları planlıyoruz. Ayrıca Isparta için önemli olan alabalık üretimi konusunda da çalışmalarız var. Alabalık üretiminin daha sağlıklı yapılması ve artırılması için zencefil ve çörekotu katkılı yemle besleme çalışması yapıyoruz” dedi.

 

 

 

Bu haber 640 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...