KAFES Filmi yapımcısı Dr.Lütfü Şahsuvaroğlu SDÜ’de Konferans verdi

10 Aralık 2015 18:24

SDÜ Türk Yurdu Topluluğunun organize ettiği,1980 ihtilali sonrası Türk Milliyetçilerinin hapishanelerde gördükleri işkenceleri, çektikleri çileleri anlatan "KAFES" Filminin yapımcısı Dr.Lütfü Şahsuvaroğlu konferansı 7.12.2015 pazartesi günü SDÜ Kültür merkezinde gerçekleşti. Konferans öncesi Topluluk Başkanları devir teslim töreni gerçekleşti ve Orçun Ramazanoğlu görevini Betül Öztürk'e devretti. Yeni başkanın kısa hoş geldiniz konuşması sonrası Şahsuvaroğlu konferansına başladı:

 “BU FİLM İYİ KALPLİ İNSANLARA HİTAP EDİYOR”

Şahsuvaroğlu, hikayenin yazılışını ve filmin hazırlık sürecini anlatarak konuşmasına başladı. 40 senedir Ülkücülerin kaba, nobran, kullanılmaya müsait kötü insanlar olarak gösterildiğini belirten Şahsuvaroğlu, “Biz bu haksızlığı gidermek için yola çıktık, bu film iyi kalpli insanlara hitap ediyor” dedi. 40 senedir Ülkücü bir sinema oluşsun diye uğraştıklarını belirten Şehsuvaroğlu,   “Kavga ettiğimiz günlerde bile sanat bizde vardı. Şiirde ve romanda en iyi kalem Ülkücülerdedir, sadece sanal ortamda sanallaşan toplum bundan habersiz” dedi. Çınar gibi kök salalım, derinden derine gidelim, ağacımızı kimse sökemesin diye uğraştık, partileşmekten daha öncelikli hedefimiz buydu diyen Şahsuvaroğlu, “Siyaset her zaman ön planda oluyor fakat siyasetçilerin arkasında kültürel mahfiller olmadığı için bir şeyler eksik kalıyor” dedi.

Konferansına Kafes filmi ile ilgili konuşarak devam eden Şahsuvaroğlu, “Bu film sadece bir romandan ibaret değildir, filmde geçen her şey hem gerçek, hem kurgu; Mustafa bütün idam edilenleri, İhsan Başkan tüm başkanları temsil eder” diyerek Mehmet Sipahi’nin Önkuzu’nun katilini vuracağının ve katilin oğlunun arkasına saklandığının gerçek olduğunu da ifade etti. Filmde askere hakaret edildiği eleştirilerine maruz kaldıklarını belirten Şahsuvaroğlu, “Biz bin yıllardır ordu milletiz. Ama bize bunu yapanlar hangi askerlerdi? Her Türk asker doğar fakat Amerika’nın köpeği olmaz, 12 Eylül haini 5 general ülkenin istikbaliyle oynadılar” dedi. Kendi senaryosunda Başbuğ Alparslan Türkeş’in olduğunu sözlerine ekleyen Şahsuvaroğlu, “Bizi salona soktular, sağ kapıdan Başbuğ girdi bin kişi ayaktaydık, İstiklal Marşını bütün sesimizle haykırdık. Sonradan bize hesap sordu yönetim, Size İstiklal Marşı emrini kimler verdi? dediler, kimse vermedi, onlar Ülkücüydüler istiklalin sesini haykırdılar” dedi.  Hapishanede İstiklal Marşı okutanların ise iyi niyetli olmadığını ifade eden Şahsuvaroğlu, onlar bu kutsalları değersizleştirmek için yaptılar dedi.

Filmin başrolü Mehmet Sipahi ile alakalı konuşan Şahsuvaroğlu, “Sipahi’nin yaşadıkları benim olduğu kadar her ülkücünün yaşadıkları, Sipahi seven, direnen, ortalama bir ülkücüdür. Sipahi’yi oynayan İsmail Hacıoğlu benim 30 kitabımı okudu, hareketlerimi tahlil etti böylece harika bir oyunculuk çıkardı” dedi.  İşkence sahnelerine de değinen Şahsuvaroğlu, “İşkencenin hepsi verilemez, Bu mümkün değil, aklı olan anlar ki sürüklenerek götürülen adam zaten büyük bir işkence görmüştür, sanat iyi seyirci ister, her şey gösterilmez” dedi.

 “NİYAZİ MISRİ TAM BİR TÜRK VE ÜLKÜCÜYDÜ”

Benim devletle ve askerle bir problemim yok diyen, Şahsuvaroğlu, “Bize işkence yapan, bizi döven askerlerle dost olduk, onlar gariban, temiz Anadolu çocuklarıydı, bizim onlarla meselemiz yok, bize bu tezgahı kuranlarla meselemiz var. Biz gözüne baktığımızda haini tanırız” dedi. Filmle alakalı şifreleri de paylaşan Şahsuvaroğlu, Ülkücünün kendisini vurması için komüniste silah vermesinin silahla bir şeyin çözülmeyeceği mesajına dayandığını ifade ettikten sonra, “Niyazi Mısrî tam bir Türk ve Ülkücü bir şeyhtir, sanatta zirveyi temsil ediyor” dedi. Dr. Lütfü Şahsuvaroğlu, filmi izleyenlere ve sohbete gelenlere teşekkür ettikten sonra konuşmasına son verdi.

Soru cevap sonrası günün anısına hazırlanan plaket ve hediye'yi Türk Yurdu Topluluk Akademik Danışmanı Prof.Dr.Mahmut Bülbül ve Türkocağı Başkanı Op.Dr.Levent Başyiğit verdi. Daha sonra kitablarını imzalayan Şahsuvaroğlu, Onuruna verilen Akşam yemeği sonrası l Ankara'ya döndü.

Bu haber 817 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...