‘Bizi bir arada tutan değerlerimiz örselendi’

24 Aralık 2015 15:48

MHP Isparta Milletvekili Nuri Okutan, yargı kurumu ve güvenlik birimleri başta olmak üzere kurumların örselendiğini belirterek, "Bilhassa terörle mücadele eden silahlı kuvvet mensupları ve jandarma, emniyet görevlilerini hedef hâline getirerek yıprattık. Diğer taraftan, yargının üzerine gidilerek darmadağın yapıldı ve bağımsız bir yargı yerine kutuplara ayrılmış, hukukun siyasallaştığı bir dönemi yaşadık, yaşıyoruz." dedi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nun 17'nci birleşimi yoklamasız açıldı. Birleşimi TBMM Başkanvekili Pervin Buldan yönetiyor. MHP Isparta Milletvekili Nuri Okutan, ister faşist devlet olsun, ister sosyalist devlet, ister demokratik devlet olsun muhakkak egemenliği ilan edilen ülke sınırları içerisinde vatandaşın can ve mal güvenliğini korumak zorunda olunduğunu ifade etti.
"Kim haklı, kim haksız, siz belirlemelisiniz, aksi takdirde anarşi olur. Adalet dağıtmalısınız." diyen Okutan, güçlü devlet olabilmek için de millet ülküsü ve değerleri etrafında birbirine sımsıkı sarılması gerektiğini vurguladı. Başta silahlı kuvvetler olmak üzere bu kurumların örselendiğini dile getiren Okutan, "Yani yargı kurumumuzu, başta güvenlik birimlerimizi olmak üzere örseledik. Bilhassa terörle mücadele eden silahlı kuvvet mensupları ve jandarma, emniyet görevlilerini hedef hâline getirerek yıprattık. Diğer taraftan, yargının üzerine gidilerek darmadağın yapıldı ve bağımsız bir yargı yerine kutuplara ayrılmış, hukukun siyasallaştığı bir dönemi yaşadık, yaşıyoruz. Terör örgütü meşru hâle getirildi. O bölgedeki esnafa, eşrafa, koruyuculara, kanaat önderlerine güven telkin edilemedi. Daha önce bölgede terörle mücadelede görev alan güvenlik güçlerinin ayrı ayrı örselendiğini hep gördük. Dahası, bizi bir arada tutan değerlerimiz örselendi; anne baba kavramı, namus kavramı, dürüstlük kavramı, aile kavramı, helal kavramı, haram kavramı, vatan kavramı, millet kavramı örselendi, hafife alınır hâle geldi." şeklinde konuştu.
‘PYD SURİYE’DE ETNİK TEMİZLİK YAPIYOR’
Okutan, şöyle devam etti: "PYD, Kuzey Suriye'de etnik temizlik yapıyor, PKK ise bölgede politik temizlik yapıyor, iç ortamı yaratarak PKK'lı olmayan vatandaşları göçe zorluyor. Bölgeyi tamamen PKK'ya terk ediyor ve homojenleştiriyor, âdeta Ortadoğulaştırıyor. Devletin bu göçü mutlaka önlemesi gerekiyor. Bunun için her türlü tedbirin alınması lazım geliyor. Türkiye yeni bir mücadele dönemine girmiştir. İç ve dış güvenlikte yeni bir anlayışa geçmek gerekmektedir. Sadece iç barış yetmez; kuşatmayı görmek ve bu kuşatmayı yarmak gerekiyor. Kuşatmayı Suriye'de yaramazsak ülkemiz tam bir cendere içine çekilecektir. Dış güvenliğimiz de NATO'ya girdiğimiz günden bu yana en yüksek risk noktasına ulaşmıştır. Rusya, İran, Irak, Suriye çevrelemesiyle karşı karşıyayız. Aynı anda çift set çekiliyor; yukarıda Şia seti, önde de Kürt 'aparatçik' yönetimleri, Batı da bu çevrelemeye onay ve destek veriyor. Şehir savaşları modelini başarısızlığa uğratmak için derhâl yeni yasal düzenlemeler de yapılmalıdır. Güvenlik güçlerinin ihtiyaçları, sıkıntıları dikkate alınmalıdır. Sokağa çıkma yasağı için yeni bir kanun yapılmalıdır. Asker kullanımı için yeni düzenlemelere ihtiyaç vardır. Bugün Türk Silahlı Kuvvetlerini iç güvenlik birimleri gibi kullanıyoruz. Bunun aslında birtakım yasal boşlukları olduğu malumlarıdır, muhakkak bu boşluk düzeltilmeli ve tamamlanmalıdır. Şehir savaşları modelinden etkilenen ev sahipleri, kiracılar, orada vatandaşlarımız, esnaflar, çalışanlar ve benzeri tüm mağdurlar için acil bir tazminat fonu kurulmalı ve işletilmelidir, onların yaraları sarılmalıdır. Aslında sokağa çıkma yasağı sündürülmüş, sulandırılmış bir hadisedir. Hendeklere indirgeyerek bir tanımlama, sığınak yapma ve orada sözde bir mücadele yürütülüyor. Bu, yeni bir durumdur. İkinci aşamaya, yeni düzleme geçmeden yasal düzenlemelere ihtiyaç vardır, aksi takdirde biz daha büyük tehlikelerle karşı karşıya kalmaya mahkûmuz. Olağanüstü bir dönemi yaşıyoruz. Bu şartlara uygun yeni yasal düzenlemelere ihtiyaç var. İçinde bulunduğumuz durumu şehir savaşları diye tanımlıyorlar. Bunlara yönelik yasal düzenlemelere ihtiyaç var. Hükûmet ikircikli politikalardan derhâl vazgeçmeli; başta güvenlik güçlerine güven vermeli, o bölge halkına güven vermeli. Dün onları yalnız bıraktık, bölgeyi örgütün inisiyatifine terk ettik, şimdi bu hususun bir daha yaşanmayacağına onlar inanmalı. Güvenlik güçleri, bölgede çok riskli bir şekilde terörle mücadele ederken onlar da yarın tekrar, önceki gibi bir hesap sorulmayacağından emin olmalı. Onların gerekli eğitimden geçirilmesi ve gerekli teçhizatlarının, mühimmatlarının ve diğer eksiklerinin derhâl tamamlanması gerekiyor."

Bu haber 714 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...