Isparta Türkocağı´nda 104.yıl kutlaması

30 Mart 2016 17:24

Türkocakları Isparta Şubesi cuma sohbetinin konuğu SDÜ İnkılap Tarihi Okutmanı sayın Turgut Ermumcu, konusu ise 101. yılında "Çanakkale'den Cephe manzaraları" oldu.

Türkocağı Prof. Dr. Turan Yazgan konferans salonundaki sohbete Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Mahmut Bülbül, Senirkent Belediye Başkanı Erol Civelekoğlu, Türkocaklılar ile SDÜ öğrencilerinin katılımı yoğun oldu. SDÜ öğrencisi Türkocağı Gençlik Kolu Başkanı M.Ali Cingöz'ün sunduğu programın başında Türkocağı Başkanı Op. Dr. Levent Başyiğit Türkocağının kuruluşunun 104. yıldünümü nedeniyle bir konuşma yaptı. 25 Mart'ın sevinçli ve üzüntülü bir tarih olduğunu, sevinçliyiz çünkü Türk'ün Ocağı, Türkocağı'nın kuruluş günü, üzüntülüyüz çünkü İnançlı ülküdaşım,Ülkü Ocakları Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlunun Hakk'a yürüdüğü gün olduğunu belirten başkan Balkanlardaki toprak kayıplarımızın yaşandığı 25 Mart 1912 tarihinde Türkocağının kuruluş sürecini ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Milli Devlet olma yolunda yaptığı felsefi alt yapı katkılarını,Türk toplumunu karanlıktan aydınlığı çıkarma yolundaki okuma yazma seferberliği,çeşitli kurslar açarak meslek edindirme,Kütüphaneler açma çabalarını,faaliyetlerini özetledi.Daha sonra söz alan sohbet konuğu Ermumcu özetle şöyle dedi:
I. Dünya savaşının başlaması ile birlikte Rusya’daki ekonomik kriz artmış ve Rusya’nın desteklenmesi ihtiyacı ortaya çıkmıştı. İtilaf devletleri boğazlar yolu ile Karadeniz’e ulaşırlarsa öncelikle İstanbul düşecek ve Osmanlı devleti savaş dışı bırakılacak, bu sayede Kafkaslarda Rusya ve mısırda İngiltere rahatlayacak bütün kuvvetlerini Alman cephelerine kaydırma fırsatı bulacaklardı. Çünkü savaş batı cephesinde ( Fransa) tıkanmış ve siper savaşlarına dönmüştü.
Boğazlar geçilebilirse Rusya’ya ekonomik yardım sağlanmış olacak ve Almanlar doğudan da sıkıştırılacaktı. Ayrıca balkan devletleri de baskı altına alınarak itilaf devletleri buloğuna geçmeye zorlanacak ve Alman-Avusturya ittifakı dört yandan kuşatılarak belki de daha 1915 yılı içinde bu savaş bitirilecekti.
Hepsinden önemli sebep bizzat İstanbul’un kendisidir. Napolyon’un “Dünya imparatorluğuna değişmem ”dediği İstanbul’u ele geçirmek ve Osmanlı devletine son vererek şark meselesini de sonuçlandırmak Batı’nın asırlık arzusudur.
Deniz savaşları:
Düşman donanması 18 Mart 1915 tarihinde 109 savaş 308 destek gemisi olmak üzere 417 gemi ile boğazlar üzerinden İstanbul’a ulaşmak için harekete geçti.
Bouvet, İrresisteble, Ocean battı. inflexible, gaoulis, suffren, agamemnon ağır yaralı.
18 Mart günü bizim kaybımız 79 Türk ve 18 Alman olmak üzere 97 kişidir. Düşmanın kaybı ise 800 civarında.
Kara savaşları:
Boğazlar üzerinden geçemeyeceğini anlayan düşman geri çekilmiş ve kara kuvvetlerini kullanarak Gelibolu yarımadasını ele geçirerek önce boğazları koruyan Türk birliklerini temizleyip daha sonra hem karadan hem denizden İstanbul’a yürümek istemişti. İşte 25 Nisan 1915’te başlayan kara savaşlarının asıl sebebi budur ve 258 günlük mücadelenin sonunda amaçlarını gerçekleştiremeyerek 9 Ocak 1916 itibariyle Gelibolu’yu terk ettiler.
Savaşın Sonuçları
Çanakkale savaşı kime ne kazandırdı; Savaşların kazananı olmaz. Az kaybeden ve çok kaybeden vardır. Hangi anne evladını dünyalara değişir. Bu ifadeyi unutmadan yine de Çanakkale’yi değerlendirecek olursak:
Hasta adam ölmüştü ama ölen Türk milleti değildi. Bu zafer Osmanlının çöküşünü engelleyemedi ama Türkiye Cumhuriyetinin doğuşunu sağladı
Türk milli mücadelesinin ruhu ve lideri Çanakkale’de ortaya çıktı. Çanakkale Türkiye Cumhuriyetini kuracak lideri ortaya çıkardı.
En büyük kaybımız ise aydın kayıplarımız idi. zaten çok az bir okuma yazma oranımız var ve bunların içinde yüksek tahsilliler daha da az iken bunların da bir kısmı gönüllü olarak cepheye gidip orada şehit oldular.
Tıbbiye başta olmak üzere özellikle İstanbul’da ve yer yer Anadolu’nun bazı bölgelerindeki liselerin 1916-1918 arasında mezun vermediği bilinir.
Eğer Türkiye Cumhuriyeti kuruluşunu takip eden yıllarda hızlı bir şekilde kalkınmasını sağlayamadıysa bu önce Çanakkale sonra da kurtuluş savaşındaki aydın ve insan kayıplarımız yüzündendir.
Mustafa Kemal bu durumu “biz Anafartalarda bir üniversite gömdük” diye ifade ediyor.
Çanakkale nedir (son söz)
Çanakkale Türk tarihinin laboratuvarıdır. ( deney-gözlem- sonuç)
Vatanını işinden de, eşinden de çok sevenlerin ebedi istirahatgahıdır.
Milliyetçiliğin ve vatanseverliğin Kâbe’sidir.
Her Türk ömründe en az bir kere bu toprakları ziyaret etmeli ve milli imanını tazelemelidir.
Biz bugün burada olalım diye onlar o gün oradaydılar.
‘’cennet böylesine kahramanlarla dolu olduğuna göre mutlaka güzel bir yerdir.’’
ruhları şad, mekânları cennet olsun. Sohbet soru - cevap ve ikramlarla devam etti.

 

 

Bu haber 929 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...