Görme engelli olmak zor iş !

7 Aralık 2012 18:55

Altınokta Körler Derneği Isparta Şubesi Başkanı İsmail Er, görme engellilerin diğer engellilere göre hayat şartlarının bir kat daha fazla olduğunu belirterek, “Evden işyerine, trafikten sokağa kadar günde yüzlerce olumsuzluk yaşıyoruz” dedi.

İçinde bulunduğumuz ‘Engelliler Haftası’nda Altınokta Körler Derneği Isparta Şubesi Başkanı İsmail Er, görme engellilerin yaşadığı sıkıntıları dile getirdi. Ailelerin engelli çocuklarını saklamamalarını isteyen Başkan İsmail Er, görme engellilerin de bu hayatta rahat yaşam hakkı olduğunu belirterek; “Bu şehirde bini aşkın görme engelli yaşıyor.

ER; “ENGELLİYE EN BÜYÜK ENGELİ AİLESİ ÇIKARIYOR”

Bu küçümsenecek bir rakam değil. Ülke nüfusumuzun yüzde ikisi görme ile ilgili sağlık sorunu yaşıyor.Sayı umulmadık kadar büyük, peki bu kadar insan nerede? Ne yazık ki evlerinde. Herkes işe gitmek, alış veriş yapmak, gezmek ya da hava almak için sokağa çıkarken onlar evlerinde. Şöyle düşünülebilir, “Otursunlar kardeşim, çıkacaklar da ne olacak, biz gördüğümüz halde yollarda yürüyemiyoruz” İşin aslı öyle değil. Evde oturmak çözüm olmuyor. Herkes gibi görmeyenlerin de sosyal yaşama, iş dünyasına katılma hakları var. Ama kendi engeli yetmezmiş gibi başka engeller çıkar ya da çıkarılır önüne. İlk engel için uzağa gitmek gerekmez, insanın en yakınındadır: Korumacı aileler. Bilinçsizce görmeyen yakınlarını, bu evlât da olabilir, anne de, baba da, başka bir akraba da…

“ARAÇLAR GEÇEMEMEMİZ İÇİN OMUZ OMUZA VERMİŞLERDİR”

Evde oturmaya mahkûm ederler. Ola ki ilk engeli aştınız ve dışarıya çıktınız. Sorun daha mahallenizde başlar. Apartman kapısından adımınızı attığınız anda kaldırım kenarına park etmiş arabalardan yola çıkamazsınız, sağa sola gidip beyaz bastonunuzla bir boşluk ararsınız beyhude. Araçlar geçişinize meydan vermemek için dip dibe sokulmuşlardır, omuz omuza vermişlerdir sanki! Bu defa kaldırımdan yürümek istersiniz, ne mümkün. Zaten bir kişinin ancak geçebileceği dar bir çizgidir kaldırım dediğiniz, üstelik üzerine bakkal, dondurma dolabını ya da gazeteliği,manav, meyve sandıklarını, berber kurutmak için havlularını çıkartmıştır. Âdeta mahalle esnafı birlik olmuş ‘Sen buradan geçemezsin’ demektedir. Bir şekilde oradan sıyrılıp caddenin yolunu tutarsınız. Bu defa, ana yolun gürültüleri, araba kornalarının cümbüşü…

“ANLAYIŞ ÇOK ÖNEMLİ UNSUR”

Oysa bizim gözlerimiz kulaklarımızdır. Tüm bu karmaşık sesler bizim için gerçek körlüktür ne yazık ki. Yurtdışı seyahatlerimin hiç birinde trafikte gürültü kirliliğine rastlamadım, araçlar böylesine gaza basmıyor, egzoz kokusu yok, korna hiç yok. Kaldırıma araba park etmek her halde sadece bizim ülkemizde var. Bir keresinde derneğimizin yakınında böyle bir araba görmüş ve şikâyet etmiştik. Değişen bir şey olmadı ne yazık ki. Böyle giderse eylem yapacağız”

“AÇILIP DA KAPATILMAYAN ÇUKURLAR EN BÜYÜK TEHLİKE”

 Başınızı ağaca çarpıp kör olmak ister misiniz? Kaldırımlardaki tek sorun, üzerine park eden arabalar değil maalesef. Belediyelerin şehri güzelleştirmek amacıyla yerleştirdiği çiçeklikler, tam kaldırımın ortasına diktiği ağaçlar ve koyduğu çöp kutuları görmeyenler için yani bizler için birer tuzaktır. Bastonları ıska geçtiği zaman kafaları ya da gözleri nasibini alır. Kaldırımlarda açılan ve kapatılması unutulan çukurlara düşüp yaralanan arkadaşlarımız da var. Bodrum katların kenarındaki boşluklar da çok tehlikeli. 

“GİDECEĞİMİZ YERİ BULMAK DA BİR SORUN”

Görme engellilerin tek sorunu trafik değil. Onlara nasıl yardımcı olacağını bilemeyen vatandaşlarımız da bazen başlarına iş çıkartabiliyor. Bilmediğiniz bir yerde adres sorarsınız ya, vatandaş da tarif eder, aynı şey bize de oluyor bazen, soruyoruz: Buralarda postahane varmış nerede acaba? Cevap: Abi bak şu sarı binayı görüyor musun? Onun yanından sola dön, güler misin ağlar mısın ben zaten görmüyorum kardeşim. Çekoslovakya’nın başkenti Prag’da görme engelliler için özel bir sistem var, şimdilerde cep telefonlarında kullanılan yer ve nokta bildirme özelliğini geliştirerek görmeyenlere uyarlamışlar, elinizdeki özel bir kumanda aletiyle bulunduğunuz sokağın ya da meydanın adını öğrenebiliyorsunuz, yakınınızdaki resmî binaların neler olduğunu da aynı âlet söylüyor.

“GÖRENLER BİZE BİZİM GÖZÜMÜZLE BAKSINLAR”

Durakta beklerken gelen otobüse göndereceğiniz bir sinyâlle şoförün dikkatini çekip aracın durmasını sağlayabiliyorsunuz, orada yalnız metro araçları değil otobüsler de konuşuyor ve yaklaştığı durağı sesli olarak anons ediyor. Başka bir ilde katıldığımız bir toplantıda bu teknolojinin çok kısa süre içinde görme engellilerin gören gözü haline geleceği söylenmiş ve birkaç yıl sonra şehirdeki ağaçlar dahil olmak üzere her şeyin kaydının bu sisteme girileceği belirtilmişti. Bu işler öyle çok büyük maliyetler de gerektirmiyor aslında, çünkü uydu sistemleri sayesinde (GPRS) adı verilen bu teknolojinin alt yapısı hazır, mesele bakış açımızı değiştirip engelli olarak yaşayanların gözüyle düşünebilmek.

“ÖNCE DÜŞÜNCE VE BAKIŞ AÇISI DEĞİŞMELİ”

Bunun dışında görme engelliler de zaman zaman olumsuz durumlardan nasibini alıyor! Yankesicilik ve gasp olaylarını gazetelerde ve televizyonlarda sık sık görüyoruz. Isparta’da Allaha şükür ki bu olaylar çok az oluyor. Dernekte konuştuğumuz arkadaşlardan bazıları anlattılar… Dışarıda yürürken birisi yanlarına gelip yardımcı olmak istediğini belirmiş ve sonra da cep telefonunu çalmış.  Sorunlarımız elbette iki kelimeye sığmayacak kadar çok, ama öncelikli olan düşüncelerin ve bakış açısının değişmesi. Bu gerçekleştiği zaman engellilerin sorunlarının çözülmesi için en önemli aşama gerçekleşmiş olacak.

“ENGELLİLER İÇİN ŞEHİRDE YAŞAMANIN BİR BEDELİ VAR”

Isparta aslında huzurlu bir şehir. Şehirde yaşamanın getirileri kadar, götürüleri de var. Bunun muhasebesini herkes kendine göre yapıyor aslında. İş imkânları, büyük alış veriş merkezleri. Buna karşılık trafik sorunu, nüfus, çarpık kentleşme ve benzeri meseleleri var. Bir de kişinin özel durumuna ilişkin sorunlar var ki, bunun başında bu kentte engelli olarak yaşamak geliyor. Tüm insanların karşılaştığı şehre ait sorunlar bize nasıl yansıyor? Yaşamadan bilinmez tabiki.

“TRAFİKTE DE ENGELLERLE KARŞILAŞIYORUZ”

Biz görme engellilerin trafikte yaşadığı sorunlar nelerdir? Diye sorulacak olursa; Olması gerekenden çok dar, yüksek ve rampasız kaldırımlar. Bozuk yüzeyli yaya yolları. Uygun geçiş genişliğini kapatacak biçimde yerleştirilmiş şehir mobilyaları, (banklar, aydınlatma direkleri, posta ve çöp kutuları,telefon kulübeleri gibi). Taşıtların yaya kaldırımına park etmelerini önleyebilmek adına yapılan koruyucu engeller (mantarlar, zincirli demirler gibi). Yaya yollarına gelişigüzel yerleştirilerek bu yolları kullanılamaz duruma getiren kaldırım işgalcileri (satış büfeleri, bilet gişeleri, reklam panoları ve taksi durakları gibi). Standarda uygun ölçü ve nitelikte yapılmayan rampalar. Yanlış yere dikilen ağaçlar. Yaya geçitlerinde rampa, işaretleme, sesli sinyalizasyon vb, uygun düzenlemelerin bulunmaması. Güvenlik önlemleri alınmayan altyapı çalışmaları. Yetersiz genişlik ve yükseklikteki toplutaşıma araçları. Taşıtlarda basamak bulunması. Okunamayacak kadar küçük harflerle yazılmış otobüs isimleri. Dar kapılar. Toplutaşıma araçlarında koltukların uygun düzende yerleştirilmemesi. Bulunulan yerle ilgili bilginin görülmemesi ya da duyulmaması. Durak tasarımının ve yerinin uygun olmaması.”

 

 

Bu haber 1109 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...