Isparta Depreme hazır mı?

17 Ağustos 1999 Depreminin Yıldönümünde İnşaat Mühendisleri Odası Manifesto yayınladı:

17 Ağustos 2016 10:03

17 Ağustos 1999 Depreminin Yıldönümünde İnşaat Mühendisleri Odası Manifesto yayınladı: 

Isparta Depreme hazır mı?

İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Isparta Temsilcilik Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Göçer, Üye Mesut Oruç, Ümit Çevikbaş, Münire Fındık, Mustafa Dülgerbaki, 17 Ağustos 1999 Depremi'ni hatırlattı; çarpıcı soru yöneltti: Isparta depreme hazır mı?
DEPREM MASTER PLANI VAR MI?
Isparta depreme hazır mı? – Mevcut yapı stokunun deprem riski nedir? – Deprem Master Planı yapıldı mı? – Kentsel Dönüşüm Master Planı var mı? Ulaşım Master Planı var mı? Ulaşım yatırımları doğru mu? Afet Toplanma Alanları var mı?»
İŞTE O MANİFESTO
İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Isparta Temsilcilik Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Göçer ve ekibi 17 Ağustos 1999 Depremi'nin yıldönümünde bir manifesto yayınladı.
Üye Mehmet Oruç, Ümit Çevikbaş, Münire Fındık ve Mustafa Dülgerbaki'nin de imzasının yer aldığı Manifesto'da Isparta ve Türkiye'nin deprem gerçeği ile plan yapmak zorunda olduğuna vurgu yapıldı.
UNUTMA UNUTTURMA
Manifesto'da can alıcı sorular da yöneltildi. İşte Manifesto'nun özet metni:
17. YILINDA, 17 AĞUSTOS DEPREMİNİ
UNUTMADIK, UNUTTURMAYACAĞIZ!
Daha önce de ülkemiz büyük depremlere tanık olmasına rağmen 1999 depremleri, ülke için önemli bir dönüm noktası olarak düşünüldü. 17 Ağustos 1999 Gölcük Merkezli deprem bir MİLAT olarak kabul edildi. 17 Ağustos 1999 Da Ne Olmuştu? 17 Ağustos 1999 tarihinde, son yüzyılın en büyük felaketlerinden birini yaşadık. Doğu Marmara'da büyüklüğü 7.4 olan ve yaklaşık olarak 45-50 saniye devam eden bir deprem oldu.
Merkez üssü GÖLCÜK olan bu deprem büyük bir afet ortaya çıkardı. 17 Ağustos 1999 Kocaeli ve 12 Kasım Düzce depremleri binlerce insanımızın ölümüne ve yaralanmasına, milyarlarca liralık mal kaybına neden oldu. En doğusundan en batısına, en kuzeyinden en güneyine kadar ülkemizde yaşayan uzak veya yakın her aileyi bir ölçüde etkiledi, herkesi ayağa kaldırdı.
Depremin yol açtığı yıkımlar Kocaeli, Yalova, Bolu, Düzce illeri başta olmak üzere İstanbul, Bursa, Tekirdağ, Eskişehir, Zonguldak illerinde de çok büyük ölçüde can kaybına ve yapı hasarlarına neden oldu. Ayrıca, yapılarda meydana gelen yangın ve kimyasal madde sızıntıları nedeniyle insanlar zehirlendi, bir çevre felaketi ortaya çıktı. Yapı Stokumuzun Durumu 17 Ağustos 1999 Gölcük Merkezli Deprem, yapı stokunun %6'sının yerle bir olduğunu, %7'sinin ağır hasar aldığını, %12'sinin de orta ölçekte hasar aldığını ortaya koymuştu.
Açıkçası depremden önemli ölçüde etkilenen Yalova, Adapazarı ve Kocaeli'nde bulunan yapı stokunun %25'i oturulamaz hale gelmişti. Okullar, işyerleri, endüstri tesisleri, köprüler, hastaneler, diğer kamu yapıları ve konut nitelikli yapılar önemli ölçüde hasar alarak can ve mal kayıplarına neden olmuştu.
Gerek 17 Ağustos Depreminin ortaya çıkardığı gerçekler gerekse diğer depremlerde karşılaştığımız durumlar yapı stokumuzun büyük ölçüde risk taşıdığını, yani deprem güvenliklerinin olmadığını, açıklıkla ortaya koymuştu.
Deprem Gerçeği İle Yüzleşelim
İnşaat Mühendisleri Odası olarak deprem gerçeği ile ilgili hazırlamış olduğumuz raporu TBMM Deprem İnceleme ve Araştırma Komisyonuna kapsamlı bir sunumla anlattık. Bu raporla yapı denetimi ve mühendislik eğitiminin eksikliğine, plan kavramı ve kentsel planlamanın nasıl olması gerektiğine dikkat çektik. Ayrıca mesleki etik ve mesleki yeterlilik üzerinde durduk, yetkin mühendislik konusunu gündeme getirdik.
Odamız deprem gerçeğinin bilinmesine yönelik birçok çalışmaya katılarak bilgi ve deneyimini tüm katılımcılarla paylaşmış, depreme ve deprem zararlarının azaltılmasına ilişkin çok sayıda panel, sempozyum ve konferans düzenlemiştir. Yapılan bu çalışmaların ortaya çıkarmış olduğu gerçekleri sıralarsak:
-Mevcut yapı stokunun deprem güvenliği yoktur. Bu yapıların güçlendirilmesi gerekir.
-Onarım ve güçlendirme çalışmaları rasyonel değilse yıkılıp yeniden yapılmaları gerekir.
-Yeni yapılan yapıların yeterli ölçüde mühendislik hizmeti alması ve denetlenmesi gerekir.
-Mal sahibi adına kendisini denetleyecek olan yapı denetim kuruluşunu müteahhitler belirlemektedir. Bu sistemin değişmesi gerekir.
-Yapı denetim ücreti son derece yetersizdir.
-Denetim sürecinde bulunan meslek insanlarının mesleki yeterlilikleri, meslek odası tarafından belgelenmemektedir.
-Meslek odaları yapı üretim sürecinin dışına itilmiştir.
-Yetkin mühendislik yasası tüm uğraşılara rağmen çıkarılmamıştır.
-1938 yılında çıkarılan, sadece diploma almaya bağlı olarak hizmet üretilmesini sağlayan “Mühendislik Mimarlık Hakkında Yasa” değiştirilmemiştir.
-Kentleşme süreci ile ilgili olarak ya sağlıklı planlar üretilmemiş ya da üretilmiş olsalar bile uygulama dışı bırakılmıştır.
Ne yazık ki yapılmış olan bu çalışma ve ortaya çıkarılan raporlarda bulunan değerli bilgiler dikkate alınmamış ve bu çalışmaların yapılmasına öncülük eden kadrolar da ilgili bakanlıklardan ve yerel yönetimlerden tasfiye edilmişlerdir.
Deprem ve Kentsel Dönüşüm Bugün kentsel dönüşüm YIK-YAP anlayışıyla bir müteahhit anlayışı ile ele alınmakta ve rantı yüksek olan yerlerde yapılmaktadır. Kentsel dönüşüm bütünlüklü bir planlamanın sonucu olarak değil, kent planlamasının kendisi olarak ele alınmaktadır. Ayrıca konuyu daha ilgi çekici kılabilmek için “deprem odaklı kentsel dönüşüm” adıyla sunulmaktadır.
Isparta Depreme Hazır Mı?
İlgililere, yetkililere, sorumlulara soruyoruz: “ Isparta depreme hazır mı?”
“Mevcut yapı stokumuzun deprem riski nedir?”
“Deprem Master Planı yapıldı mı?”
“Kentsel Dönüşüm Master Planı var mı?”
“Ulaşım Master Planı var mı?”
“Kent içinde ve çevresinde yapılan ulaşım yatırımları bu plana göre mi yapıldı?”
“Deprem Yönetimi ile ilgili yapılan çalışmalar nelerdir; Belirlenmiş Afet Toplanma Alanları var mı?”
Sonuç Olarak
Son yıllarda mesleğimizi ilgilendiren
konularda yapılan değişikliklerle; meslek odalarının üyelerini denetlemesi, sicillerini tutması, mesleki faaliyetlerini kayıt altına alması engellenmiş, meslek odalarının üyeleriyle olan ilişkileri zayıflatılmıştır. “İmzacılık” ve sahte mühendisler mesleğimizin güvenirliğini aşağılara çekmiştir. Bu durum haksız bir rekabeti gündeme getirdiği için mühendislik hizmetlerinde kalite düşmüştür.
Mevzuat ve uygulamaya ilişkin yapılan değişiklikler, yapı üretim sürecini denetimsizliğe mahkum etmiştir. İnşaat Mühendisleri Odası, yapı üretim süreci tüm eksiklerinden arındırılıncaya kadar, yapı stoku iyileştirilinceye, güvenli ve sağlıklı yapı üretilinceye ve mühendislik hizmeti almadan üretilmiş tek bir yapı kalmayıncaya kadar çalışmalarını sürdürecektir.
İnşaat Mühendisleri
Odası depremi unutmama, unutturmama ısrarını sürdürmektedir.
Güvenli ve
sağlıklı yapı üretimi sağlanana kadar da depremi unutmamaya ve unutturmamaya çaba gösterecektir. Farkındalık,
Bilinç Ve
Sorumluluk
Hayat Kurtarır…

Bu haber 703 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...