“Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devletinden hiçbir şekilde taviz verilmeyecek”

1 Eylül 2016 17:49

2016 – 2017 Adli Yılı açıldı. Isparta Baro Başkanı Av. Gökmen Hakkı Gökmenoğlu, bu Adli Yılda bir öncekilerden farklı olarak Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devletinden hiçbir şekilde taviz verilmeyeceğini, buna yönelik her türlü saldırıda dün olduğu gibi bu günde Yargı organlarının ve onu oluşturan Hakim Savcı ve Avukatların dimdik ayakta olduğunu belirterek, yeni adli yılın hayırlı uğurlu olmasını diledi.

Baro Başkanı Gökmenoğlu şunları söyledi; “Isparta Baro Başkanlığı ve kendi adıma sizleri saygı ile selamlıyor, 2016 - 2017 Adli Yılının, Yargıçlarımıza, Savcılarımıza, Avukatlarımıza, Yargı çalışanlarımıza, ülkemize, ülkemiz hukukuna hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.

Bugün burada konuşmanın benim yönümden manevi bir değeri ve duygusal bir anlamı olduğunu, özellikle belirtmek isterim. Bu vesileyle aramızdan ayrılmış olan Yargıtay’ımızın Başkan ve üyelerini, Türkiye Barolar Birliği Başkanlarını, Isparta Barosunun önceki dönem Başkanlarını, Yargıç, Savcı ve Avukat meslektaşlarım ile Adliye Çalışanlarını saygı ile anıyor, kendilerine Allah’tan rahmet diliyorum.

Hiç kuşkusuz insanların ortak iyiliği için çalışanların başında, siyaset kurumunun, bürokrasinin, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının, gönüllü olarak çalışan sivil toplum kuruluşlarının ve elbette yargı organının temsilcilerin olduğunu belirtmek isterim.  Sadece devletin en temel işlevlerinden birisi olan adalet hizmetlerini başarıyla ve özveriyle yürüttükleri için değil, insanların, insanlarımızın ortak iyiliği uğrunda çalıştıkları için Yargıçlarımıza, Savcılarımıza, onlarla birlikte adaletin gerçekleşmesine katkı yapan Avukatlarımıza, Adliye çalışanlarımıza en içten teşekkürlerimi sunarım.

Anayasal demokrasilerde, diğer bir deyişle anayasal bir devlette, temel hak ve özgürlüklerin korunması konusunda merkezi öneme sahip olan organ, “yargı organı”dır. Onun için yargının bağımsız ve tarafsız olması gerekir. Yargı bağımsızlığı ilkesi yargıçlara tanınmış bir ayrıcalık değil, onların tarafsızlığını sağlamanın aracıdır. Kişisel bir davranış ve hatta dürüstlük ilkesi olan tarafsızlık, siyasi sempati ve ideolojik eğilimlerin olmaması anlamına gelir. Kuvvetler ayrılığının uygulamasından ibaret bir anayasal ilke olan yargı bağımsızlığı, devletin üç temel organı olan yasama, yürütme ve yargı arasında kesin bir ayrımı gerektirir.

Temel hak ve özgürlüklerin korunması ve güvence altına alınmasını öngören hukuk devletinin en önemli kurumlarından birisi “adil yargılanma hakkı”dır. Bu hakkın uygulanması, korunması, geliştirilmesi ve güçlendirilmesi; bağımsız mahkemelerin, tarafsız ve donanımlı yargıçların, insan haklarına saygılı, sanığın aleyhine olduğu kadar lehine olan delilleri de toplamak suretiyle gerçeğin ortaya çıkmasına, adaletin gerçekleşmesine katkı yapacak bilgili ve sorumlu Savcıların ve yine bilgili, sorumlu, cesur ve bağımsız Avukatların varlığına bağlıdır.

Melek ya da şeytan olalım, suç denilen şey hiçbirimizin uzağında değil. Hiç suç işlememiş olmamız, ileride de suç işlemeyeceğimiz anlamına gelmez. Hepimiz her an bir suç isnadına, iftiraya maruz kalabilir, ya da hukuki bir çekişmenin tarafı olabiliriz. Bu gibi durumlarda, profesyonel bir desteğe, yani Avukata gereksinmemiz olacağı açıktır.

Onun için Avukatı ve Avukatlık mesleğini bağımsız, özgür, özerk kılmak, yargılama sürecinde etkili ve işlevsel yapmak yaşamsal değerdedir. Avukatlar; insanlığa; başkalarının hakkına, mülkiyetine, özgürlüğüne saygıyı öğreten, İnsan Hak ve Bildirgesini yazan, Kölelikten Kurtuluş Bildirgesini yayımlayan, çoğunluğun tiranlığına karşı duran, adaletsizlikle savaşan, kendini hakkaniyete adayan, eşitlik, özgürlük ve barış için mücadele eden, uzlaşmaya inanan insanlardır. Dünya tarihi bunun sayısız örnekleriyle doludur.

Avukatlar ve Barolar, hukuk devletinin yerleşmesi, toplumda hukuka aidiyet bilincinin gelişmesi, demokrasinin kurumsallaşması, özgürlükler alanının genişlemesi, insan haklarının korunması konularında da çaba harcarlar. Dünyanın hemen her ülkesinde demokrasinin ve özgürlüklerin en yakın dostu ve teminatı Avukatlardır.  Onun için Avukatlar, totaliter yönetimler tarafından çok fazla sevilmezler. Avukatlar, statükoyla, statükonun korunmasından yana olanlarla sorunu olan bir mesleğin mensubudurlar. O nedenle, kurulu düzenden yana olanlar, onun devamından yarar sağlayanlar da Avukatları sevmezler.

Sav, savunma, yargıç, yargılama faaliyetinin vazgeçilmez üç unsuru olmakla birlikte, demokratik hukuk devletlerinde yargılama faaliyetinin merkezini savunma hakkı oluşturur. Yargılama faaliyetinin merkezine savunmayı, yani Avukatı koymadığınızda, onun adı yargılama olmaz, yargısız infaz olur. Yine avukatın saygınlığının olmadığı veya korunmadığı bir ülkede, yargıç ve savcının, aynı şekilde yargıç ve savcının saygınlığının olmadığı veya korunmadığı bir ülkede avukatın saygınlığı olmaz. Avukatın kalitesinin artması, Yargıç ve Savcıların kalitesinin artmasına, Yargıç ve Savcıların kalitesinin artması da Avukatların kalitesinin artmasına bağlıdır.

Tüm bu ifadelerimizin doğruluğu 15 Temmuz günü yaşadığımız ve aynı zamanda lanetlediğimiz, Darbe girişimi ile de anlaşılmıştır. 15 Temmuz aslında Yargının ne derece önem arz ettiğini gözler önüne sermiştir. 15 Temmuz da Demokrasimize Hukuk Devletine yönelik saldırı sonrasında en büyük mücadeleyi de Yine Yargı organı ve onun üç temel ayağı olan Hakimler, Savcılar ve de Avukatlar vermiştir. Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devletimizin en büyük teminatlarından biri de Yargı organı olduğu bir kez daha gün yüzüne çıkmıştır.  

Bu nedenle 2016- 2017 Adli Yılının Hayırlı ve Uğurlu olmasını diler bu Adli Yılda bir öncekilerden farklı olarak Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devletinden hiçbir şekilde taviz verilmeyeceğini buna yönelik her türlü saldırıda dün olduğu gibi bu günde Yargı organlarının ve onu oluşturan Hakim Savcı ve Avukatların dimdik ayakta olduğunu belirterek Isparta Barosu adına saygılar sunarım”. 

Bu haber 677 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...