Terörist ile Empati Kurmanın Dayanılmaz Hafifliği

25 Aralık 2012 18:29

Op.Dr.Levent Başyiğit

Türkocakları Isparta Şubesi Başkanı

 

Terörist ile Empati Kurmanın Dayanılmaz Hafifliği

   

Son zamanlarda bazı siyaset adamları, sanatçı ve devlet görevlileri,bürokratların teröristlerle kurmaya çalıştıkları empati eminim bizim kadar sizlerin de merakını celp ediyordur. Özellikle terörist başı Öcalan’ın kişisel hayat hikâyesine yönelik Sayın Arınç’ın son açıklaması, terörist başı için kandırılmış, yoldan çıkarılmış bir kader mahkûmu Öcalan resmi çizmektedir.

 

Aslında teröristin dağa çıkma nedenini, yaşadığı kişisel deneyimlere, hayat hikâyesindeki trajedilere, maruz kaldığı haksız uygulamalara bağlamak bizim devlet adamlarımız, bürokratlarımız ve sözde aydınlarımız için artık bir alışkanlık haline gelmiş gözüküyor.

 

Teröristin hayat hikayesine, psikolojik durumuna, yaşadığı hayal kırıklıklarına yönelmek, devlet ya da sistem tarafından mağdur edilişine dikkatleri çekmek de sözde ezber bozucu büyük bir olaymış gibi yazılı ve görsel medyada öne çıkarılıyor. Böylece aslında bu zamana kadar yapılmayan, ihmal edilen ve teröristle mücadelede başarısızlığımızın kaynağını teşkil eden büyük bir açık da ortaya konmuş  oluyor: empati kurmamak.

 

Bu zamana kadar devlet ve hükümetler teröristle mücadele ederken teröristin aslında masum bir kadar mahkûmu olduğunu, onu dağa çıkaran nedenin onun hayat hikâyesindeki trajediler olduğunu anlayamamış. Ne diyelim tüm psikologlar, rehberlik ve danışmanlık uzmanları tez elden emniyet güçlerine dahil edilip dağa çıkarılıp terörle aktif mücadeleye katılmalılar..!

 

Zavallı ülkem… Terörizmin ve terörün sebeplerini kişisel tahkiyelere indirgemeyi düşünemeyecek kadar bahtsız ülkem.! Elbette bizim gibi empati yoksunları bu samimi, çözüm kokan, sıcak ve taze cümleleri anlayamaz. Zira terörist, bir zamanlar devlet yöneticilerinin ya da ağaların baskı ve zulmü ile adalet veya aşk için dağa çıkan eşkıyanın aslında şehirlisiymiş de bizim haberimiz yokmuş. Eğer istediği kızı teröriste verirsek hemen dağdan inip silahını bırakacak ve yeniden o masum, temiz hayatına geri dönecekmiş de, biz hala onu dağdan indirmemek için ağaya marabalık yapmaya devam ediyormuşuz.

 

Eğer kader ve tarihin gizli eli başka bir hikâye yazmaya müsaade etseydi, Öcalan bugün karşımıza mütedeyyin, muhafazakâr bir lider olarak çıkacakmış da bizim haberimiz yokmuş.! Buna kargalar bile gülmez herhalde…

 

Terörü ve teröristi toplumun ve devletin mağdur ettiği kader mahkûmu gibi adi bir suçlu gösterenlerin arkasında kim ya da kimler olursa olsun unutmasınlar ki, ne Arınç’ın ne de Yakup İnce’nin masumiyet örtüsü teröristin elindeki kanın kirliliğini örtebilir. Ortada binlerce devlet görevlisi şehitlerimiz varken,yüzbinlerce mağdur bölge insanı ortadayken, İstanbul’da molotoflu saldırıyla yakılan Serap’ın, Diyarbakır’da dershane önünde öldürülen Eren’in katillerinin aslında geçmişte hangi gruba ya da cemaate ilgi duyduklarının bu gün ne önemi olabilir ki? Bunu niçin hatırlatıyorlar bize?

 

Korkarız ki, Terörist ve terörün her hangi bir adi suçlu ve suçmuş gibi kader mahkûmu olarak gösterilmesi bu ülkede terörle mücadelede geldiğimiz son noktayı gösteriyor: Yenildik Ey Ülkem.

 

Evet! Terörizmin aslında oldukça güçlü bir pazarlama, oldukça etkin bir silahlı mücadele, oldukça derin ve geniş bir ağ, oldukça zengin bir holding yönetim modeli olarak 21. yüzyılın en karmaşık silahlı mücadele biçimi olduğunu hala anlayamamış bir ülke aydını, devlet ricali ve bürokratının diz çöktüğünün resmidir bu. Her şeyden önce terörist için ağlayan bir emniyet müdürü, teröristin aslında önceki hayatında ne kadar masum olduğuna dikkat çeken bir devlet adamı, halk nezdinde terörist algısını romantize ederek masumlaştırmaya çalışılmaktadır. Bu yalnızca haydin çocuklar dağa kampanyası değil, daha da kötüsü teröristle mücadele eden güvenlik güçlerinde bir yılgınlık, umutsuzluk ve başarısızlık yaratmaya yönelik bir pazarlama tekniğidir. Silahla başarılı olamayan terörist artık psikolojik üstünlüğünü kabul ettirmiş görünmektedir: çünkü bazılarının zihninde o, masum insanları öldüren bir cani değil yalnızca bir kader mahkûmudur! Türk milleti bunu yutarsa…

                                                                                                                                                           

Bu haber 808 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...