Saadet Partisi Erbakan’ı andı

2 Mart 2017 17:12

Saadet Partisi Isparta İl Gençlik Kolları Başkan Yardımcısı Ramazan Boz Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ı vefatının 6. senesinde rahmetle andıklarını söyledi.

Bu seneki Erbakan Haftası konsepti de “Savaş değil barış, çatışma değil diyalog” olarak belirlenmiş, bu doğrultuda bütün illerimizde çeşitli programlar düzenlenerek Erbakan Hocamızı anmak ve fikirlerini daha iyi anlamak olduğunun altını çizen Başkan Yardımcısı Boz konu ile ilgili şu açıklamayı yaptı;  “İlim, fikir, siyaset, devlet ve dava adamı Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ı vefatının 6. Senesinde rahmetle anıyoruz. Bilindiği üzere 24 Şubat – 02 Mart tarihleri arası “Erbakan Haftası” olarak adlandırılmış, bu günlerde çeşitli etkinliklerle Prof. Dr. Necmettin Erbakan hocamız yad edilmektedir. Bu seneki Erbakan Haftası konsepti de “Savaş değil barış, çatışma değil diyalog” olarak belirlenmiş, bu doğrultuda bütün illerimizde çeşitli programlar düzenlenerek Erbakan Hocamızı anmak ve fikirlerini daha iyi anlamak amaçlanmıştır. Siyasetteki yapıcı üslubuyla, saygısıyla ve çalışma azmiyle taraflı tarafsız tüm Türkiye’nin saygısını kazanmış Erbakan Hocamızın hayatından önemli satır başlarını “Erbakan Haftası” sebebiyle gelin daha yakından inceleyelim.

“Sınıflarda sadece doçentlerin ve profesörlerin ders anlatırken, Erbakan’ın asistan iken ders vermesine özel izin çıkar ve sınıflarda ders anlatır”

Necmettin Erbakan Kozanoğulları soyundandır. 1800'lü yılların son döneminde Adana’nın Kozan ve Saimbeyli bölgelerinde asırlarca hüküm süren Kozanoğulları Beyliği’nden gelip İstanbul’a yerleşen ve Sultan Abdülhamid’e yakınlığı ile bilinen Hüseyin Bey’in torunudur. 29 Ekim 1926 yılında Sinop’ta dünyaya gelen Erbakan, ilkokul ve lise eğitimlerini birincilikle tamamlamasının ardından, İstanbul Teknik Üniversitesi Makina Fakültesini kazanır.  1948 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Makina Fakültesinden üstün başarı ile mezun olup Motorlar Kürsüsünde asistanlığa başladı. Sınıflarda sadece doçentlerin ve profesörlerin ders anlatırken, Erbakan’ın asistan iken ders vermesine özel izin çıkar ve sınıflarda ders anlatır. Yüksek başarılarından ötürü Almanya’ya eğitim için gönderilen Erbakan Hocamız, Almanya'da RWTH Aachen'de (Aachen Teknik Üniversitesi) doktorasını yaptı. Klockner Humboldt Deutz AG motor fabrikasına davet edildi. Alman Ordusu için araştırma yapan DVL Araştırma Merkezi'nde Prof. Dr. Schmidt ile çalışmalar yaptı ve Alman üniversitelerinde doktorasını verdi. Almanya’daki üstün başarıları çeşitli kesimlerin dikkatini çekmesine rağmen, ülkesine hizmet etme sevdası sebebiyle Almanya’da kalma tekliflerini reddetmiş, ülkesine dönmüştür. Askerlik görevinden sonra tekrar akademisyenliğe dönen Necmettin Erbakan, 1956 yılında Türkiye’nin ilk yerli motor fabrikası olan “Gümüş Motor” Fabrikasını kurup faaliyete geçirmiştir. Gümüş Motor, yerli ve milli kalkınmaya yönelik ilk ve en önemli hamlelerinden birisidir. Bu hamlelerin ardından Erbakan Hoca, 1966 yılında Odalar Birliği Genel Sekreterliği, ardından Anadolu Tüccarlarının da desteğinin alarak Odalar Birliği Genel Başkanı oldu. Ülkeyi faize ve borca esir etmeyi gaye edinmiş, milli kalkınmayı sindirmek isteyen çeşitli çevreler Erbakan’ın genel başkanlığını tehdit olarak görmüş ve çeşitli sindirme politikalarıyla maalesef polis zoruyla Necmettin Erbakan görevden alınmıştır.

“24 Ocak 1970 tarihinde Milli Nizam Partisi’ni kurdu”

 Erbakan Hocamız yaşanan bu gelişmeler karşısında siyasete atılmayı düşünmüş, 1969 yılında Adalet Partisi’ne başvurmuştur. Fakat başvurusu Süleyman Demirel tarafından reddedilince “Bağımsızlar Hareketi”nin kurucusu olarak Konya’dan milletvekili adaylığını koymak suretiyle siyasete girmiştir ve seçimlerde 3 milletvekilliğine yetecek kadar büyük bir oy oranı ile Konya’dan bağımsız milletvekili olarak seçilmiştir. 14 Ekim 1969 tarihinde Konya bağımsız milletvekili olarak Meclise girmeyi başaran Erbakan, parti kurmak için istişare çalışmalarına başladı. Necip Fazıl Kısakürek, Mehmet Zahit Kotku Efendi, Bayburtlu Paşa Dede Efendi başta olmak üzere ülkedeki birçok olgunluğuyla, ilmiyle, tarihi bilgisiyle, tecrübesiyle, faziletiyle, irfanıyla, itibarıyla tanınmış kişilerle bireysel ve toplu istişareler yaptıktan sonra 24 Ocak 1970 tarihinde Milli Nizam Partisi’ni kurdu. Milli Nizam Partisi, Adalet Partisinden istifa eden Hüsamettin Akmumcu ve Hüseyin Abbas Beylerin de katılımıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde üç sandalyeye sahip oldu. Fakat Milli Nizam Partisi’nin siyasi ömrü pek uzun olmadı ve çeşitli gerekçelerle 20 Mayıs 1971 yılında kapatıldı. Şartlar ne kadar zor olursa olsun, önüne koyulan engeller ne kadar büyük olursa olsun, inanmış bir insanı ideallerinden vazgeçirmeye hiçbir şer odaklı güç engel olamayacaktı. 1973 seçimlerine Milli Selamet Partisi adıyla çalışmaya başlanılmış ve 51 parlamenter ile meclise girilmiştir. Milli Selamet Partisi döneminde Başbakan Yardımcılığı görevinde bulunan Erbakan Hoca, Türk Siyaset Tarihine damga vuracak, bir milletin kaderini değiştirecek olan yepyeni bir siyaset akımı ile ülkeyi tanıştırır: MİLLİ GÖRÜŞ

 Erbakan, katıldığı bir televizyon programında Milli Görüşü şu şekilde özetlemiştir; “Milli Görüş, milletimizin Malazgirt zaferini kazanan, İstanbul’u fetheden ruhu ve görüşüdür. Milli Görüşte ne solcu zihniyetin eksiklikleri, ne de kapitalist zihniyetin mahsur ve sömürücü yanları vardır. Milli Görüş, toplumun ve ferdin hakları ve hürriyetleri arasında adil bir denge kurmuştur. Milli Görüşün temeli hakkaniyettir. Milli Görüş, bizim milletimiz tarafından geliştirilmiş bir görüştür, asırlar boyu bizim milletimizi dünyaya hakim kılmıştır. İnsanlığa saadet getirecek tek yoldur” .

“11 Ekim 1987'de yapılan RP 2. Genel Kongresinde oy çokluğuyla Refah Partisi Genel Başkanlığına seçildi”

Daha sonraları Kudüs Mitingi gerekçe gösterilerek, 80 Darbesi neticesiyle Milli Selamet Partisi kapatılmak durumunda kalmıştır. 19 Temmuz 1983'te kurulan Refah Partisi 11 Ekim 1987 tarihine kadar Avukat Ahmet Tekdal’ın Genel Başkanlığında siyasi faaliyetlerine devam etti. Erbakan diğer siyasi parti liderleri Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Alparslan Türkeş gibi siyasi yasaklı olduğu için Milli Görüş çizgisinde kurulmuş olan Refah Partisi’nin başına geçme olanağı yoktu. Turgut Özal’ın başbakanlığı döneminde bu yasaklı liderlerin durumu sürekli olarak gündeme getiriliyor ve eleştiri konusu yapılıyordu. Bunun üzerine Özal Hükümeti bir karar alarak konuyla ilgili bir referandum yapılmasını istedi. Nitekim 1987'de yapılan referandumda Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Alparslan Türkeş ve Necmettin Erbakan’ın siyasi yasakları kaldırıldı. Bunun üzerine Hüsamettin Cindoruk’un Genel Başkanlığını yaptığı Doğru Yol Partisi’nin Genel Başkanlığına Süleyman Demirel getirildi. Erbakan ise 11 Ekim 1987'de yapılan RP 2. Genel Kongresinde oy çokluğuyla Refah Partisi Genel Başkanlığına seçildi. Erbakan’ın Refah Partisi’nin başına geçmesini istemeyen çevreler, yeni seçim yasakları çıkartarak il ve % 10'luk ülke barajları engeline başvurdular. Bu sebeple 1987 milletvekili genel seçimlerine giren Refah Partisi, yüzde 7,2 oy aldığı için ülke barajını aşamadığından Meclis’e giremedi. Fakat O, partinin başında olduğu müddetçe, meclise girmenin yolunu bulacaktı. 1987 milletvekili genel seçimlerinde baraja takıldığı için Meclis’e giremeyen Erbakan, partisinin 3. Büyük Kongresini 7 Ekim 1990'da yaptıktan sonra büyük bir gayret ve çalışmayla 1991 seçimlerine hazırlandı. Teşkilatlarımızın azimli ve düzenli çalışmaları sonucu 38 milletvekiliyle Meclis’te grup kuran Erbakan, baraj engelini aşma başarısının hakkını, ciddi ve etkili bir muhalefet yaparak ödedi. 27 Mart 1994 Yerel Yönetim Seçimlerinde, başta İstanbul, Ankara, Konya, Kayseri, Erzurum, Diyarbakır gibi büyükşehirler olmak üzere 28 il ve 400'e yakın ilçe ve belde belediye başkanlığını kazandılar. Mahalli İdare seçimlerindeki bu büyük başarı, başta Erbakan Hoca olmak üzere tüm Refah Partili kadrolarımızı sevince boğdu. Bu başarı sevinilmeyecek bir başarı değildi. Çünkü iki il, beş ilçe belediyesinden 400 belediyeye ulaşılmıştı. 24 Aralık 1995'te yapılan seçimlerde sandıktan birinci parti olarak çıkan Refah Partisi’nin iktidara gelmemesi için her türlü yola başvuruldu ama nafile. 7 Haziran 1996'da Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel 54. Cumhuriyet Hükümetini kurma görevini Refah Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’a verdi. Erbakan 54. Hükümeti kurma çalışmalarına büyük bir anlayış, nezaket ve yumuşak tavırla başladı. Bu çerçevede Haziran 1996'da, Tansu Çiller liderliğindeki Doğru Yol Partisi ile ortaklık yapıp 54. Cumhuriyet Hükümetini kurarak başbakan oldu. Hocamızın kurduğu 54. Hükümet, 28 Haziran 1996'da Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından onaylandı, 29 Haziran’da protokolü açıklandı, 4 Temmuz’da program mecliste okundu ve 8 Temmuz’da güvenoyu aldı. Artık Erbakan, yorulmak bilmeyen, tükenmeyen bir gücün ortaya koyduğu azimle yaptığı 30 yıllık bir mücadelenin neticesinde başbakan olmuştu.

“D – 8 ‘in kuruluş amacı savaş değil barış, çatışma değil diyalog, sömürü değil adil düzendir”

Refah Partisi Hükümeti, o dönem efsane hizmetlerde bulunmuş, hatta kendisine “Efsane Başbakan” yakıştırmasının yapıldığı olmuştu.  Çekiç güç kaldırılmış, denk bütçe kurulmuştu. 1 yıl bile sürmeyen hükümet döneminde Türkiye ekonomisi %7,5 oranında büyümüş, İslam Ülkelerinin birlik özlemi çektiği dönemde D – 8 kurulmuştu. D – 8 ‘in kuruluş amacı “savaş değil barış, çatışma değil diyalog, sömürü değil adil düzen”dir. Başbakan Erbakan 24 Ocak 1997'de yaptığı bir açıklamada, ekonomide adeta bahar havası estirmişti. Erbakan yaptığı açıklamada, kaynak paketlerinde hedeflerin tutturulmasıyla 1997 için öngörülen yüzde 65 enflasyonun altına inileceğim, iç borçların daha önce beklenen rakamların altında gerçekleştiğini ve sonraki üç ayda da, 9 milyar doların hükümetin kasasına girmesini istiyordu. Ayrıca Başbakan Erbakan, partisinin Meclis Grubunda yaptığı bir konuşmasında, “Devlet borçlanmaktan kurtulacak, faiz ve enflasyon düşecektir. Durum böyle olunca elde fazla para kalacaktır. Bunun da dövize yönelmeden reel ekonomiye kazandırılması gerekmektedir. “Dövizin fazla kazanç getirmeyeceği anlaşılınca para reel ekonomiye gelecektir.” diyordu. Erbakan bu sözleriyle bazı kesimlerin, özellikle de rantçıların adeta damarına basıyordu. Bunun içindir ki, oturdukları yerden büyük paralar kazanan rantiyecilerin bir kısım medya ile işbirliği içine girerek, sun-i bir karışıklıkla yaygara düğmesine basıyorlardı. 14 Şubat, 28 Şubat, 21 Mayıs derken, yaygaralar olayları körükledi, olaylar yaygaralara sebebiyet verdi. Ve arkasından dayatmalar, baskılar, zorbalıklar olduğu iddiası söz konusu oldu, Ama öyle ama böyle ülke geneline yayılmaya çalışılan gerginliği, hoş olmayan gidişatı fark eden Başbakan Erbakan, ülkesi ve milletinin geleceği için Başbakanlık görevinden istifa etmeye karar verdi. Erbakan kurmaylarıyla gece geç saatlere kadar yaptığı toplantıda erken seçime gitmek şartıyla Başbakanlıktan çekileceğini açıklamıştı. Takvimler 17 Haziran’ı gösterdiğinde ise Başbakanlık görevinden, Başbakanlığın Çiller’e verilmesi için istifa etti. Millet Erbakan’ın başbakanlığına doyamadan yeni bir başbakanla karşılaştı. Erbakan’ın yerine Mesut Yılmaz başkanlığında transfer azınlık hükümeti geldi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş’ın Refah Partimizin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi’nde açtığı dava, 7 ay 25 gün 53 saat süren karar oturumlarının ardından Anayasa Mahkemesi bir karar alarak Refah Partisi’ni kapatmıştır. Bu kararın ardından Erbakan Hocamız, “tarihin akışı içerisinde bir noktadır” diyerek birlik ve beraberlik çağrısı yaparak bambaşka bir lider olduğunu göstermiştir. Erbakan, her daim yeniden başlamanın adıdır. Fazilet ve Saadet Partisi ile siyasi mücadelesine devam eden Erbakan Hocamız 27 Şubat 2011 sabahı aramızdan ebediyete uğurlanmıştır. Türk siyasetinde adeta yeni bir çağ açan Necmettin Erbakan Hocamız, tüm mazlumların sesi olmuştur. Onun fikirleri ve davası bizlere emanettir. Isparta İl Gençlik Kolları olarak yaşanabilir bir Türkiye, yeniden büyük Türkiye ve yeni bir dünyanın kurulması için canla başla çalışacağımıza söz veriyoruz. Mekânın cennet olsun hocam.” diyerek sözlerini noktaladı

 

 

 

Bu haber 638 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...