Parkinson, Gizli Başlar ve Giderek Yavaşça İlerleme Gösterir

28 Nisan 2017 16:33

SDÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç.Dr. Hasan Rifat Koyuncuoğlu, Parkinson hastalığının tedavisinde ilaçlar kadar yaşam biçiminin düzenlenmesi, egzersiz ve günlük aktivitelere olabildiğince devam edilmesi ve toplum içine katılımın sürdürülmesinin de yararlı olduğunu ifade etti. Parkinsonun gizli başlayan ve giderek yavaşça ilerleme gösteren bir hastalık olduğunu ifade eden Koyuncuoğlu, şu bilgileri verdi; İnsanın hareket kapasitesini etkileyen hastalıklardan biri de Parkinson Hastalığıdır. Başlıca özellikleri hareketlerde yavaşlama, yanı sıra kaslarda katılık, titreme ve daha sonraları buna eklenebilen ayakta durmada denge bozukluğudur. Bu belirtilerin hepsinin bulunması şart değildir. Hareketlerdeki yavaşlığa ek olarak diğer sayılanlardan birinin olması Parkinson hastalığını düşündürür. Bu özellikler parkinson hastalığı benzeri hastalıklar denen durumlarda da aynen görülebilir. Ancak parkinson benzeri hastalıklarda kiminde bakışta bozukluklar, kiminde anlık kasılmalar (irkilme gibi), kiminde beceri kaybı gibi sinir sisteminin farklı yerlerinin etkilendiğini gösteren belirtirler de olur.

HASTALIĞIN BELİRTİLERİ

En sık rastlanan başlangıç belirtisi ve hekime başvuru nedeni istirahat titremesidir. Bu belirti en sık ellerde ve kollarda olur. Çenede, dudaklarda ve bacaklarda da olabilir. İstirahat sırasında ortaya çıkar, harekete geçmekle kaybolur veya azalır.

Hareketlerdeki yavaşlık ve hastalığın orta ve ileri evrelerinde, sonradan eklenen denge bozukluğu günlük yaşam aktivitelerini (kıyafet değiştirme, temizlik, yeme içme, gezip dolaşma, tuvaletine gidip gelme vb) olumsuz yönde etkileyebilir. Bazı hastalar hareketlerindeki yavaşlığı güçsüzlük olarak ifade ederler.

Parkinson hastalığındaki motor belirtiler esas olarak asimetriktir. Yani önce bir vücut tarafından başlar. Sonra yıllar geçtikçe diğer tarafa yayılır. Sonraki yıllarda da ilk tutulan tarafta belirtiler daha ağır olur.

Ayrıca yüzde mimiklerin azalmasına bağlı donuk görünüm (maske yüz), yürürken adımların küçülmesi, ayakların yeterince kaldırılmadan hatta bazen sürüyerek yürüme, yürürken kolların yürüyüşe uygun hareketlerin yapılamaması, el yazısının giderek küçülmesi, konuşma sırasında sesin gücünün giderek azalması, seste ifadeye uygun ton değişikliklerinin olmaması şeklinde belirtiler de görülebilir. Bazı hastalarda uyku bozuklukları, ayağa kalkmakla ortaya çıkan baş dönmesi, bayılma, öne eğik yürüme, kamburlaşma gelişebilir. Zaman zaman bel, boyun gibi farklı bölgelerde ağrılar olabilir. Bunların hepsi bir hastada çıkacağı anlaşılmamalıdır.

Bazı hastalarda unutkanlık görülebilir. Bu mutlak demans (bunama) anlamına gelmez. Demans görülenlerde ayrı bir hastalık olan Alzheimer Hastalığı olabileceği gibi, Parkinson Hastalığı ile ilişkili bir demans da olabilir. Bunlar farklı özellikler gösterir.

GİZLİ BAŞLAR, GİDEREK YAVAŞÇA İLERLEME GÖSTERİR

Parkinson hastalığı bilinmeyen bir nedenle beyindeki sinir hücrelerinden hareketin düzenlenmesinde görev alanlardan bir grubunda giderek hücre kaybı ile ortaya çıkmaktadır. Burada hücre sayısı kritik seviyenin altına düşerse yukarda sayılan motor belirtiler denilen özellikler (yavaşlama, kas katılığı, titreme, dik duruş dengesinin bozulması gibi) yavaş yavaş fark edilmeye başlar. Yani parkinson hastalığının gizli başlayan, giderek yavaşça ilerleme gösteren bir seyri olur. İlerleme hızı hastadan hastaya değişiklik gösterir. Yıllar geçtikçe dalgalanma denen gün içinde açık ve kapalı dönemler görülmeye başlar. “Açık dönem” hastalık belirtilerinin azalmış olduğu saatleri, “kapalı dönem” ise arttığı saatleri ifade eder. Bu dalgalanmalar ilaç düzenlemeleri ile kısmen tedavi edilebilir.

Parkinson hastalığında bu motor belirtiler başlamadan çok önce bazen kronik özellikli başka nedenlere bağlanamayan koku alma bozuklukları, kabızlık gibi erken belirtiler olabilir. Ancak her koku alma bozukluğu olanda veya müzmin kabızlık sorunu olanda parkinson hastalığı gelişeceği düşünülmemelidir.

Bazı Parkinson benzeri durumların altında; bazı ilaçların uzun süreli kullanılması, beyinde su birikmesi (hidrosefali), beyin iltihabı (ansefalit), beyin damarlarının etkilenmesi, zehirlenme ve tümör gibi nedene yönelik tedavi yapılabilecek hastalıklar yatabilir. Böyle durumda altta yatan hastalığın tedavisi ile bazen sürekli ilaç tedavisine gerek kalmadan parkinson hastalığı belirtileri düzelebilir. Parkinson hastalığında ise tedavi belirtileri söndürmek amaçlıdır ve süreklidir. Yıllar içerisinde hastanın ve hastalığın değişimi izlenerek kullanılmakta olan ilaç ve ilaç dışı tedavilerin yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.

Neden ortadan kaldırılamadığı için parkinson hastalığını kökten (yani hiç hastalık kalmayacak şekilde) tedavi etme yolu bu gün için yoktur. Bu nedenle tedavisinin sürekli olması gerekir. Tedavide amaç hastanın rahatsızlıklarını olabildiğince gidermek ve günlük yaşam kapasitesi ve gerekirse mesleki kapasitesini en iyi düzeye gelmesini sağlamaktır. Bazı tarım ilaçlarının (pestisid, insektisit vb) Parkinson Hastalığı riskini artıran faktörlerden olduğuna ilişkin bazı veriler vardır. Bu nedenle bu tür ilaçlara maruz kalmaya karşı önlemler alınmalıdır.

EGZERSİZ VE GÜNLÜK AKTİVİTELERE DEVAM EDİLMELİ

Tedavisinde ilaçlar kadar yaşam biçiminin düzenlenmesi, egzersiz ve günlük aktivitelere olabildiğince devam edilmesi, toplum içine katılımın sürdürülmesi de yararlıdır. İlaçların alış düzeni, kullanılan bazı ilaçların alındığı saatlerde proteinli gıdaların alınmaması ve aç iken alınması tedavi edici etkilerini artırır. Kimi hastalarda uygun ilaçların, ince bağırsağın ilk bölümlerine yerleştirilen özel bir hortumcukla verilmesi tercih edilebilir. Bu yöntem mide boşalmasında gecikme olan ve bu nedenle ilaç etkinliği azalan parkinson hastaları için de yararlı olabilir.

Bazı ilaçlar ise cilt altına iğne (enjeksiyon) yolu ile verilir. Hatta bunlar uygun hastalarda özel cihazlarla gün boyu yavaş yavaş verilmesi şeklide uygulanır.

Bazı durumlarda parkinson hastalığının titreme gibi bazı belirtileri için cerrahi yöntemlere ihtiyaç duyulabilir. Cerrahi tedavi olarak “belirtilerle neden olan aşırı aktive olmuş sinir hücreleri bölgesinde minik hasar oluşturulması” veya “aynı sinir hücreleri bölgesine bir elektrod aracılığıyla minik elektrik uyarımları verilmesi (beyin pili olarak bilinen derin beyin stimülasyonu)” yöntemlerinden oldukça iyi sonuçlar alınabilmektedir. Ülkemizde de birkaç merkezde bunlar başarıyla uygulanmaktadır.

Parkinson hastalarının tedavisinde rehabiltasyon uygulamaları ve özellikle ev egzersizleri de oldukça yararlı etkiler gösterir. Bu nedenle bu uygulamalar ihmal edilmemeli ve sabırla devam edilmelidir. Yutma zorlukları olan hastalarda gıdanın hava yoluna kaçma riski nedeniyle bir lokma yutulmadan diğerinin alınmamasına dikkat edilmelidir. Yine bu hastalar yutmadaki zorlanmaları nedeniyle yemek miktarlarını azaltabilirler ve bu nedenle beslenme bozuklukları da gelişebilir. Düşme riski olan hastalar için önlem olarak evde zeminin düz olmasının sağlanması, ortalıkta sehpa gibi engellerin kaldırılması vb yararlı olur. Gerekirse baston, yürüteç gibi yardımcı aletlerden de yararlanılabilir.

Parkinson hastalığında “kök hücre tedavisi” ve “gen tedavisi” gibi yöntemler günümüzde araştırma düzeyindedir. Elimizde günlük uygulamalara geçilecek kadar güvenilir veriler henüz yoktur.”

 

 

 

 

Bu haber 491 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...