Astım ilkbahar ve sonbahar aylarında artıyor

4 Mayıs 2017 18:46

Bölgemizde yaygın geniş bir bitki örtüsü olması nedeniyle polenlerin neden olduğu astımın daha sık görülmekte olduğunu ifade eden SDÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Ahmet Akkaya, bu hastalarda ilkbahar ve sonbaharda polen yoğunluğu nedeniyle belirtilerin artma gösterdiğini söyledi.

Akkaya 3 Mayıs Dünya Astım Günü nedeniyle yayınladığı açıklamada  şu bilgilere yer verdi: “Astım; hava yollarının geriye dönüşlü daralmasıyla karakterize bir solunum yolu hastalığıdır. Klinik olarak değerlendirildiğinde, astım tedaviyle veya kendiliğinden düzelen yaygın hava yolu obstruksiyonu olarak ifade edilebilir. Birçok hücre ve hücresel elementin, mediyatörlerin rol aldığı, hava yollarının kronik inflamatuvar bir hastalığıdır. Kronik inflamasyon, özellikle gece veya sabaha karşı gelişen, tekrarlayıcı özellik gösteren öksürük, göğüste sıkışma hissi ve hırıltılı solunumla karakterizedir. Bu durum hava yollarında aşırı duyarlılığa neden olur. Birçok hastada astım belirtileri ve hava yolu darlığı kontrol altına alınmasına rağmen, bazı hastalarda ise sık ve ciddi ataklar, artmış morbidite, sık hastaneye yatış şeklinde tablolar görülebilir. Bazen de hastalar öksürük ve nefes darlığı ile sık sık acil servise müracaat ederler. Astım hastalığı ülkemizde, erişkinlerde % 2 ile 5 arasında, çocuklarda ise % 2 ile 10 arasında bulunmuştur.

Astım etkileyen faktörlere göre değişik sınıflama yapılabilir.

İntrinsik astım, alerjik bir özellik olmayan kişinin vücudundaki bir patolojiye bağlı olan durumdur. Solunum yolu enfeksiyonu, rinit, sinüzit, tonsillit, kolesistit, üriner enfeksiyon, parazit gibi.

Ekstrensek astım, alerjik astım olarakta ifade edilir. Atopik kişilerde gözlenir. Bu hastalarda eosinofili ve serum IgE Düzeyleri yüksektir. Bu olgularda alerjik rinit, atopik dermatit, alerjik konjiktivit birlikte bulunabilir. Dış ortamda bulunan polenler, ev tozları, küfler, hayvan tüyleri gibi alerjenler astıma yol açabilir.

Mesleki astım, kişinin çalıştığı işyeri ortamındaki maddelere maruziyetten kaynaklanır. Örneğin kuaförler (saç boyası gibi kimyasallar), otomobil boyacıları, ilaç sanayinde çalışanlar vs gibi.

Bundan başka psikolojik faktörler, yaşlılık astımı, gebelik astımı, menstruel astım gibi çeşitli özellikler gösteren fenotipe göre sınıflanan astım tipleri vardır.

BÖLGEMİZDE SIK GÖRÜLMEKTEDİR

Astımda anamnez önem arzeder. Şikayetlere bakıldığında, nefes darlığı, hışıltılı solunum, göğüste sıkışma ve baskı hissi, öksürük gibi çeşitlilik arzeder. Muayene bulgularında havayolu daralmasına bağlı yaygın ronküsler tesbit edilir.

Tanıda anamnez, radyolojik inceleme, kan tetkikleri kandan alerjik incelemeler, deri testleri, solunum fonksiyon testleri yardımcı olmaktadır. Bazen tedaviye cevap vermeyen nefes darlığı devam eden tablolar oluşabilir, bu tip astım tablosu zor astım olarak tanımlanır. Bölgemizde yaygın geniş bir bitki örtüsü olması nedeniyle polenlerin neden olduğu astım daha sık görülmektedir. Bu hastalarda ilkbahar ve sonbaharda polen yoğunluğu nedeniyle semptomlar artma gösterir. Semptomlar, gözlerde kaşıntı, kızartı, sulantı, burunda; kaşıntı, akıntı, tıkanıklık, hapşırık; deride kaşıntı, kızarıklık gibi belirtiler oluşabilir. Daha sonra hırıltılı solunum ve nefes darlığı, göğüste sıkıntı hissi şeklinde astım bulguları kendini gösterir.      

Astımın bu hastalarda kontrol altına alınamamasının nedenleri; bronş aşırı duyarlığının bulunması, tedavi uyumsuzluğun bulunması, inhalerlerin uygun kullanılmaması, sigara kullanımına devam edilmesi, düşük gelir gibi psikososyal nedenlerin bulunması, allerjen maruziyetin yoğun olarak var olması, beta bloker gibi ilaç kullanımının bulunmasıdır.

Astım tedavisinde, antiinflamatuvar ilaçlar, (kortikosteroidler, lökotrien antagonistleri, kromolin sodyum, gibi), bronkodilatör ilaçlar (beta 2 agonistler, metilksantinler, antikolinerjikler), bazı seçilmiş olgularda alerjen immünoterapi iyi sonuçlar vermektedir.

Bazen hastanın kliniği ağırlaşabilir nefes darlığı şiddetli olabilir hatta hasta solunum yetmezliğine girerek şuur kaybı koma tablosu gelişebilir. Bu durumlarda acilen hastaya müdahale ederek yoğun bakım şartlarında tedavi etmek gerekebilir. Nadiren de hastayı mekanik ventilatöre bağlamak gerekebilir.

Bu haber 492 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...