Şehit Eşi ve Annesi Olçok, SDÜ’de konferans verdi

18 Mayıs 2017 14:59

Süleyman Demirel Üniversitesi Sütçüler Prof. Dr. Hasan Gürbüz Meslek Yüksekokulu “Bir Şehit Annesi Gözüyle 15 Temmuz’un Ardından” başlıklı bir konferans düzenledi. Hukuk Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen etkinlikte, şehit annesi ve eşi Nihal Olçok, yaşadıklarını anlattı.

Konferansın açılış konuşmasını yapan SDÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sedat Aktan "Zor zamanlardan geçiyoruz. Modern zamanların kişiliklerini ve yozlaşmayı konuşuyoruz. Ama 15 Temmuz'da öyle bir şey yaşadık ki dökülen kanlar, geçirdiğimiz vakitler, bunların düşmanlarımızın kalbinde korku oluşturduğunu düşünüyorum." dedi.

Salondakilere o geceyi ve yaşadığı hissiyatı aktaran Nihal Olçok da eşinin ve oğlunun öldüğünü öğrendiğinde kendisinin de yaşamayacağı hissine kapıldığını söyleyerek "10 ay oldu. 16 Temmuz sabahı biri bana sen takat bulacaksın ve Isparta'ya gidip Olçak ile Abdullah’ı anlatacaksın dese, ben yaşayacak mıyım ki derdim." dedi.

FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminde oğlu Abdullah Tayyip Olçok ve eşi Erol Olçok’u şehit veren Nihal Olçok, vatan sevgisinin her türlü ihaneti yok edeceğinin bir kez daha kanıtlandığını söyledi.

O GÜN NE OLDU?

Eşinin o gün Abdullah ve diğer çocukları Şamil ve Emir ile yemeğe çıktığını, kendisini de arkadaşlarıyla bir toplantı da olduğunu belirten Olçok, kalkışmanın olduğunu anladıktan sonra evine geldiğini, eşinin de oğullarını alarak eve getirdiğini kaydetti.

Eşinin 2 oğlunu eve bıraktıktan sonra Abdullah ile Kısıklı'ya gittiğini belirten Olçok, eşinin ve çocuğunun gittikleri yerde rastgele bir kurşunla şehit edilmediğini belirtti. Eşinin bir keskin nişancı tarafından vurulduğunu, oğlunun da babasına ulaşmaya çalışırken yaralandığını anlatan Olçok, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Erol bey, köprünün ayağında keskin nişancı kurşunu ile vuruldu, Abdullah babasından 200 metre ileride. Abdullah, babasının vurulduğunu görünce “Baba” diye koştu. Abdullah babaya koşarken tankın üzerinden Abdullah'a kurşun sıkılıyor. Sıktıkları birinci kurşun onun ruhunu teslim etmesine yetmiyor. Bir süre Abdullah yerde sürünüyor. Bunun gören zalim, hareket etmemesi için ikinci kurşunu sıkıyor. O gece kesinlikle herkes ölüme ve öldürmeye odaklanmıştı. Benim evladım da ölüme odaklanmıştı, karşı taraf da öldürmeye odaklanmıştı. İki tarafın da gözü karaydı.”

“ABDULLAH NASİPLİ BİR ÇOCUKTU. ALLAH ONU ŞEHİTLİKLE NASİPLENDİRDİ”

Abdullah'a her zaman ‘Abdüş’ diye hitap ettiğini, bu hitabın oğluyla kendisi arasında bir anlamı olduğunu belirten Olçok, Abdullah'ın çok nasipli biri olduğunu, Allah'ın onu şehitlikle nasiplendirdiğini vurguladı.

“BEN PERDEMİ BAŞKA TÜRLÜ KAPATTIM, KARACAAHMET 54. PAFTA”

Olçok, FETÖ'nün 40 yıllık planının Abdullah'ın karşısında madara olduğunu dile getirerek, “Bütün bunlara düzmece, senaryo, tiyatro diyenlere sesleniyorum. Ben perdemi başka türlü kapattım, Karacaahmet 54. pafta. Benim avucuma sonsuz bir özlem, derin bir hüzün, hiç söndüremeyeceğim acım kaldı.” diye konuştu.

15 Temmuz'da eşi ve oğlu gibi yüzlerce insanın kahramanlık gösterdiğine dikkati çeken Olçok, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la görüşmesinde Cumhurbaşkanı’na “Şehit olan bu 250 kişi dağınıktı. Çeşitli yerlerdeydi. Allah'a şahit olsun bana. Bu 250 kişi bir arada olsaydı, Kudüs bizimdir. Kudüs'ün ikinci fethini yaşardık” dediğini kaydetti.

 

 

Bu haber 828 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...