YAŞASIN TATİL..

10 Haziran 2017 10:50

2016-2017 eğitim öğretim yılının sona ermesiyle Isparta'daki okullarda eğitim gören 82 bin öğrenci karne heyecanı yaşadı.

Hafız İbrahim Demiralay İlkokulu'nda düzenlenen törene, Vali Şehmus Günaydın, İl Milli Eğitim Müdürü Şahan Çöker ve protokol üyeleri katıldı.

Vali Günaydın, öğrencilere karne ve hediyelerini vererek, tatilde kitap okumalarını ve dinlenmeleri tavsiye etti.

Tören, halk oyunları gösterisiyle sona erdi.

ÜÇÜZLERİN KARNE HEYECANI

Yılmaz Şener İlkokulu’nda ilkokul 4'üncü sınıfı bitiren 10 yaşındaki üçüzler Mustafa Berk, Halit Kerem ve Fatma Sueda Yiğit, karne heyecanı yaşadı.

Isparta'da Yılmaz Şener İlkokulu 4'üncü sınıfı bitiren Mustafa Berk, Halit Kerem ve Fatma Sueda Yiğit, karne alıp mezun olma heyecanı yaşadı. Üçüzlerin annesi Süleyman Demirel Üniversitesi'nde öğretim görevlisi Arzu Yiğit, çocuklarının karne heyecanına ortak oldu. Eşi Vahit Yiğit de aynı üniversitede öğretim üyesi olan Arzu Yiğit, üçüzleri büyütmenin çok kolay olmadığını, eğitim açısından bakıldığında birinci sınıfın kendilerini çok zorladığını söyledi. Özellikle okumayı öğretme ve yazma döneminde tek tek hepsiyle çalıştıklarını anlatan Yiğit, "Tabi biraz zaman geçince sınıf öğretmeni Cemil beyin de yardımlarıyla problemlerimizi çözdük. Evde hepsinin farklı bir dünyası var. Farklı beklentileri var. İstekleri ve yedikleri birbirlerinden çok farklı. Biri matematiği çok kolay yaparken, diğeri sözel bir derste daha iyi" dedi.

Üçüzlerin kıyafet problemi yaşadıklarını söyleyen Yiğit, "Her gün bir tişört hesabı yaparsak 15 tişörtün yıkanıp ütülenme problemi var. Birine ne alırsak diğerine de onu alıyoruz. Eşdeğer bir şeyler istemiyorlar ama karşılığında mutlaka bir şey istiyorlar. Hiçbir zaman çok açgözlü olmadılar. Az ile yetinmeyi hep bildiler. Bu olmaz dediğimde 'Tamam anne' demeyi bildiler" diye konuştu.

Üçüzlerin aynı sınıfta olmasının avantajını da yaşadıklarını söyleyen Yiğit, "Çünkü tek bir öğretmenimiz var. Ödevlerimiz tek, dolayısıyla beklentilerini bilebiliyordum. Sadece bir öğretmenin beklentilerini karşılamaya gayret gösterdim. Çok fazla birbirlerini etkilemedikleri ve içlerinden biri okul ortamında baskın karakter olmadığı için bunun avantajını yaşadım hep. O yüzden çok kolay bir 4 yıl geçirdik" dedi.

Sınıf öğretmeni Cemil Aykan ise ilk kez üçüz öğrenci okuttuğunu belirterek, ilk başlarda biraz çekindiğini, 'Arkadaşlarına baskı kurarlar mı' diye düşündüğünü, onları tanıdıkça böyle olmadıklarını gördüğünü anlattı. Aykan, "Üçü de farklı kişilik. Sınıfa da çok çabuk adapte oldular. Hiç bir zaman kardeşlerini kayırma gibi bir durumla karşılaşmadık. Üçüzlerin ilk doğanı Mustafa. Çok hareketli bir öğrencimiz çok başarılı ve zeki. Halit'in ise ayrı bir dünyası var. Çok başarılı ve zeki biri. Çevresi ile çok ilgilenmeyi sevmez. Zeki ve candan bir öğrenci. Bunu gösterebilmesi için 2 yıl geçti. İnsanlara ısındıktan sonra da çok seven bir öğrenci" dedi.

ÜÇÜZLERİN OKUL HAYATINDAKİ HİKAYELERİNİ ANLATTI

Sınıf öğretmeni Aykan, üçüzlerin öğrenim hayatındaki hikayelerini de anlattı. Aykan, 2'nci sınıfta başkan adayı olan üçüzlerden birini diğerlerinin desteklemediğini gördüğünü ve bunun kendisine çok ilginç geldiğini söyledi. 1'nci sınıfta ise bahçede kitap okurken, Halit'in duvarın arka tarafına düştüğünü belirterek, "Arka tarafta onu yatarken bulduk. Hatta oraya 'Halit'in yeri' adını koymuştuk. Bu güzel bir anıydı" diye konuştu.

AYNI SINIFTA OLMAK KÖTÜ BİR ŞEY DEĞİL

Üçüzlerin en büyüğü Mustafa Yiğit, kardeşleri ile aynı sınıfta olmanın kötü bir şey olmadığını söyleyerek, "Ben futbol oynarken onlar başka bir şeyler oynuyor. Halit hep resim çiziyor. Çok mutluyuz biz" dedi. Fatma Sueda ise "Aynı sınıfta olmak iyi bir şey. Mesala benim suyum bitiyor. Halit'ten su alıyorum. Onları çok seviyorum" dedi

Bu haber 774 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...