Dünya Nüfus Günü

12 Temmuz 2017 16:57

Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Neonatoloji Uzmanı Prof. Dr. Hasan Çetin, 11 Temmuz Dünya Nüfus Günü nedeniyle yaptığı açıklamada Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2050 yılına dair demografik tahminlerini aktardı. Buna göre 2050 yılında Türkiye'nin nüfusunun 94,6 milyon olacağını, nüfus artış hızının düşmeye devam edeceğini ifade eden Prof. Dr. Çetin, rakamlar Türkiye nüfusunun yaşlandığına işaret ettiğini belirtti.

Çetin, şu bilgilere yer verdi: “Dünya Nüfus Günü 1987'den bu yana her yıl 11 Temmuz tarihinde kutlanmaktadır. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu, bugünü bir kutlamadan çok nüfus artışından kaynaklanan sorunların gündeme gelmesi, tartışılması ve çalışmaların hızlandırılması için bir fırsat olarak değerlendirmektedir. Her yıl farklı temalar ele alınmaktadır. Önceki yıllar olan 2015 ve 2016 yılında   "Kırılgan nüfus grupları ”,  "Genç kızlara yatırım " konuları ele alınmıştır. Cumhuriyetin ilanından bu yana Türkiye nüfusu yaklaşık 5,5 kat artış göstermiştir. Ülke nüfusu halen artış eğiliminde olup, artış hızı eskisi kadar yüksek değildir. 1927 yılında yapılan ilk nüfus sayımına göre ülkenin nüfusu 13 milyondu. 1940 yılına gelindiğinde ise bu rakam 17 milyona yükselmişti. İkinci dünya savaşı sırasında artan ölümler ve doğum oranında yaşanan düşüş nedeniyle nüfus artış hızı yavaşlamış ve 1950 yılına gelindiğinde Türkiye nüfusu 20 milyon olmuştur. 1965 yılına gelindiğine Türkiye'nin nüfusu 35 milyona ulaşmıştır. Bu tarihten sonra artışın hızı yavaşlamış ve özellikle 0- 14 yaş grubunun toplam nüfus içindeki oranı gerilemiştir. Türkiye'de 65 yaş üzeri yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki payı 1990'lara kadar yüzde 5'in altında kalmıştır. Ancak zamanla doğum oranının azalmasıyla yaşlı nüfusun toplam nüfusa oranı bugün yüzde 7’nin üzerindedir. İstatistikler, 2050 yılında nüfusun yüzde 17'sinden fazlasının 65 yaş ve üstü kişilerden oluşacağını göstermektedir. Nüfus artış hızındaki düşüşü, son yıllardaki sayım sonuçlarında açıkça görmek mümkündür. Türkiye'nin 2007 yılında 70 milyon 500 bin olan nüfusu, adrese dayalı nüfus kayıt sistemiyle 2015 yılı sonunda elde edilen verilere göre bugün 79 milyonun üzerindedir.”

Türkiye İstatistik Kurumunun "Dünya Nüfus Günü" nedeniyle 2050 yılına dair demografik tahminlerini açıklandığını ifade eden Çetin, 2050'de Türkiye'nin nüfusunun 94,6 milyon olacağını, nüfus artış hızının düşmeye devam edeceğini, yaş ortalamasının 40 olacağını, ortalama yaşam süresinin ise 79'a çıkacağını ve 2050 yılında nüfusun yüzde 17'sinden fazlasının 65 yaş ve üstü kişilerden oluşacağını belirtti. Rakamların Türkiye nüfusunun yaşlandığına işaret ettiğini de sözlerine ekleyen Çetin, yaşlı nüfusun toplam nüfusa oranının 2023’te %10,2’ye 2050’de %20,8’e, 2075’te %27,7’ye yükseleceğini kaydetti.

Çetin sözlerini şu ifadelerle sürdürdü: “Birleşmiş Milletler’in 2012 yılı nüfus projeksiyonlarına göre dünya nüfusu yaklaşık 7 milyar 52 milyon kişidir. 2012 yılında Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 1,1’ini oluşturan Türkiye, nüfus bakımından dünyanın en büyük 18. ülkesidir. 2050 yılında Dünya nüfusu 9 milyar 306 milyon kişi olurken, temel nüfus projeksiyon senaryosuna göre Türkiye 20. sıraya gerileyecektir. 2075 yılına gelindiğinde Dünya nüfusu 9 milyar 905 milyon kişiye yükselecek, Türkiye’nin sıralamadaki yeri ise 24 olarak değişecektir.”

İstatistikler hakkında bilgi veren Çetin, “Bebek ölüm hızında azalmayla birlikte hayatta kalan bebeklerde saptanan sekeller ve bunların rehabilitasyonu her geçen gün önem kazanmaktadır. Sosyal devlet olarak da bu nüfusun sağlık ve sosyal yardım harcamaları devlet tarafından karşılanmaktadır.

Metabolik hastalıklar, işitme engelli bebekler, başta down sendromu olmak üzere benzeri genetik temelli hastalıklar, yenidoğan yoğun bakım şartlarında sağlanan iyileşmeye paralel olarak yaşama tutunan bebeklerde ortaya çıkan göz problemleri, kronik akciğer sorunları, nörolojik sorunlar ve serebral palsi olarak adlandırılan kronik bakım gerektiren sorunlarla birlikte bu çocukların ileriki yaşlarda karşılaşacakları eğitim ve öğrenim sorunları da şimdiden planlanması gereken temel konular arasında yerini almaktadır.” dedi.

Bu haber 676 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...