ISPARTA İÇİN EN BÜYÜK EKSİK GÜL MÜZESİ’NİN OLMAMASIDIR

13 Şubat 2018 16:10

2012’de Gülbirlik Genel Müdürlüğü’nden emekli olan Bolat Tamer, yıllar sonra ilk kez konuştu.

Isparta gülcülüğünün temel taşı, gül mamulleri sektörünün öncüsü ve yenilikçisi Gülbirlik’te uzun yıllar genel müdür olarak görev yapan Bolat Tamer, ayrılışından 5 yıl sonra sessizliğini bozdu. Eski Genel Müdür Bolat Tamer, Isparta Gül Müzesi’ni içerisinde bir uhde olarak kaldığını söyledi. İşte çok özel açıklamalar:

ROSENSE’NİN DOĞUŞU

Uzun yıllar siyasetle uğraştım. Gülbirlik’te 1.dönem hayal ettiği sadece gülyağı üretimi değil, kozmetik konusunda neler yaptığımız fikri üzerinde çalıştım. Yurt dışında gülyağı sattığımız firmaların çeşitli kozmetik dallarında ürettikleri ürünlere bizim ürünleri koyduğumuzu gördük. 2002 yılında Tarım Satış Kooperatifleri’nin elleri-kolları yasa ile bağlıydı. Biz Gülbirlik bünyesinde ayrı bir şirket kurduk. Rosense markasını kullandık. Yurt dışını hedeflemiştik. Rosense gül esintisi anlamını taşıyor. Bu marka adı altında bir şirket kurarak üretime başladık.

ÜRÜNÜ 120 ÇEŞİDE KADAR ÇIKARDIK

Isparta’da 2000’li yıllardan önce 4-5 çeşit ürün vardı. Krem, sabun, lokum gibi 4-5 dal ürün vardı. Biz ilk yıl 16’ya çıkardık. Sonra 36’ya çıktı, en son ayrılırken 120 çeşit ürün yaptık. Sadece Isparta için değil, Türkiye ve dünyaya yayılmak için bu işe başladık. 42 tane dükkanımız vardı. İzmir Alsancak’ta, Kızılay’da işyerimiz vardı. İstanbul Bağdat Caddesi’nde Rosense dükkanı açtık. İddialı yerlerde işyerleri açtık. En son hedef olarak bu ürünü eczanelere soktuk. Bunu başardıktan sonra emekli olma zamanım geldi. Emekli oldum ve ayrıldım.

KOZMETİK İLE GÜLBİRLİĞİ YAŞATTIK

Yapamadığım işler olsaydı ayrılmazdım. Yaptığıma inandığım için ayrıldım. Ama hedefimiz şuydu; yurt dışına da yayılmaktı. Yurt içinin yarısı kadar yapılabilirdi diye düşünüyorum. Çok uğraş verdim, çok mücadele verdim. 3 kez müfettiş geldi. Binanın cephesine 50 bin TL harcayınca soruşturma geçirdim. Kırsal kesimdeki üreticimize, ortağımıza bunu anlatmak en büyük zorluğumuzda. O zamanlar Bakanımız Ali Coşkun bey, Türkiye’de en başarılı genel müdür olarak beni seçti. Atıl olan bu kooperatifleri aktif hale getirmek bakanlığında hedefiydi. Gülbirlik 2 kez batmıştı. Ben ilk geldiğimde batıktı, hacizliydi. Bu Kozmetik sayesinde gelir elde ediliyor. Gülyağı satarak ayakta kalmak mümkün değil. Gülyağı üretmek ana görevimiz. O olmasa Gülbirlik olmaz. Kozmetik vasıtasıyla Gülbirliğin yaşaması benim en büyük hedefimdi, onu gerçekleştirdik.

                İçimde bir uhde oldu. Isparta’nın eksiği Gül Müzesi’dir. Gülbirlik Genel Müdürlüğü yanındaki eski fabrikayı ayarladım. Köylerden malzemeler topladım. Projesini hazırlattım. O zaman mecliste 6 bakana brifing verdik. Sayın Milletvekillerimiz Süreyya bey, Sait Dilek bey ve Haydar Kemal Kurt bey vardı. Herşey hazırdı ama ayrılmam gerekti. Isparta’ya gül için bir tur gelmiyor. Ben Fransa’da Gül Müzesi görmek için 120 km. gittim. Müze olmalı, olmalıydı. Eksik kalmıştır, eksikliğini hala hissediyoruz. Isparta’ya mutlaka Gül Müzesi yapılmalıdır.”

 

 

Bu haber 604 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...