“Okulların fiziki donanım ve altyapı sorunları sürüyor!”

29 Ocak 2013 18:16

Eğitim-Sen İl Temsilciliği Başkanı Rıfat Gürbüz, 2012 – 2013 eğitim öğretim yılı ilk yarısını değerlendirdi. Gürbüz, 4+4+4 eğitim sisteminin getirdiği sorunlar üzerinde durdu. Okulların fiziki donanım ve altyapı sorunlarının devam ettiğini ve artan öğrenci sayısı ile sınıf ihtiyacı aşılmasının daha da güç bir soruna dönüştüğünü ileri süren Gürbüz, konu ile ilgili olarak şunları söyledi: “

4+4+4 yasasının hazırlanış gerekçelerinden birisi de ilkokul ve ortaokul çağındaki çocukların bir arada eğitim yapmalarının sakıncalı ve yanlış olduğu düşüncesiyken kimi illerde ve bölgelerde alt yapı hazırlığı olmadığı için yine eski sistemde olduğu gibi okulların ikili eğitim yapmak zorunda kaldığı bildirilmiştir. Dolayısıyla yasanın hazırlanış gerekçesine aykırı olarak ilkokul öğrencileriyle ortaokul öğrencileri bir arada eğitim yapmak zorunda kalmışlardır.

Malatya'dan verilen bir örnek, derslik yetersizliğinden dolayı ikili eğitim yapılan bazı okullarda ilkokul 3.ve 4. Sınıfların ortaokul öğrencileriyle birlikte eğitim yaptıklarını göstermiştir. İlçelerde genellikle normal eğitim yapılırken il merkezinde bulunan okulların % 90'ı ikili eğitim yapmayı sürdürmektedir.

Maddi koşullardaki yetersizlikler ve eksiklikler büyük illerde iyice ayyuka çıkmıştır. İstanbul'da birçok okulda daha inşaat devam ederken eğitim öğretime başlanmak zorunda kalınmıştır. Örneğin Kartal'da Kutlu Aktaş İlkokulu inşaat halindeyken, okulun her tarafında inşaat çukurları, sarkan kablolar vb. varken okul eğitime başlatılmıştır (İstanbul). 

Bazı dönüştürülen binalarda üç okulun dahi bir arada eğitim öğretim görebildiği belirtilmiştir. Bu durum okullarda karmaşa yaratmaktadır. (İstanbul) 

İlkokul ve ortaokul girişlerinin ayrıldığı okullarda da zorlama uygulamalar göze çarpmıştır. Örneğin, Maltepe ilçesinde bir ilköğretim okulu tek blok olan binasının her katını, tam ortadan paravanlarla ikiye ayırmış; hatta öğretmenler odası bile ortadan ikiye ayrılmıştır. (İstanbul) 

İstanbul'da görülen ilginç bir örnek şu şekilde belirtilmiştir: “Okulda engelli asansörü var, engelli tuvaletleri var; ancak bunlar ilkokul olarak ayrılmış kısmında kalmış ve işe bakın ki engelli öğrenciler de ortaokul kısmında. Peki, ne oluyor? Engelli öğrenciler ilkokul kısmındaki asansörle üst katlara çıkıyor, kilitli olan paravan kapıları anahtarla açılıyor, öğrenci kendi bölümüne geçip kapıyı kilitliyor. Tuvalet ihtiyacı olunca yine anahtarlar vasıtasıyla kapılar açılıp ihtiyaç giderildikten sonra geri geliniyor. Çıkışlarda da durum benzer şekilde devam ediyor.” (İstanbul)

Binaların ilkokul ve ortaokul şeklinde ayrılmasından kaynaklanan bir aksaklık da şu şekilde gerçekleşmiştir: ortaokulların daha çok kullanması gereken fen laboratuarı, müzik odası ilkokul kısmında kaldığı için ortaokul öğrencileri derslerini bu sınıflarda işleyememekte, bu sınıflar atıl vaziyette durmaktadır. (İstanbul)

Bina yetersizliğine ve sistemin hazırlıksızca değiştirilmesine ilginç bir örnek Trabzon'dan verilmiştir. 5. sınıflar derslerden geç çıktığı için öğleci olan 1. sınıfların sınıf yetersizliğinden dolayı ilk ders saatini Fen laboratuarında ya da okul bahçesinde işlediği görülmüştür. 

PATLAYAN ÖĞRENCİ SAYISI İLE SINIF İHTİYACI AŞILMASI DAHA DA GÜÇ BİR SORUNA DÖNÜŞMÜŞTÜR! 

Özellikle büyük illerde yeni düzenlemeyle 1. sınıfların mevcudunda yaşanan patlama dikkat çekicidir. 1. Sınıfların kalabalık olacağına dair yapılan ciddi eleştiriler nedeniyle bazı okullarda 30'u aşkın 1. Sınıf açılmıştır ancak 1. Sınıfların mevcutlarını azaltmaya yönelik bu çabalar diğer taraftan üst sınıfların mevcutlarını şişirmiştir. Buna rağmen örneğin İstanbul Esenyurt Yusuf Aktaş İlkokulu'nda geçtiğimiz senelerde 80 olan sınıf mevcutları bu sene 120'lere dayanmış durumdadır.  (İstanbul)

İllerin neredeyse hepsinde okullarda farklı amaçlar için var olması gereken, müzik, resim odaları, öğretmen odaları, idareci odaları, kütüphaneler, toplantı salonları, hizmetli odası, bilgisayar laboratuarları, öğretmenler odası vb gibi alanlar sınıfa dönüştürülmek zorunda kalınmıştır. (Kars, İskenderun, Kastamonu) 

Örneğin İskenderun'da okulun deposunun dahi dersliğe dönüştürülmesi söz konusu olmuştur. Samsun'da müzik-görsel sanatlar ve teknoloji tasarım sınıflarının da dersliğe dönüştürüldüğü ifade edilmiştir. AKP hükümetinin eğitimde teknoloji kullanımını göklere çıkardığı bir dönemde öğrencilerin bilgisayar ve teknoloji sınıflarından olmaları oldukça manidardır.

Malatya'da sene başında İl Milli Eğitim Müdürlüğü okul müdürleriyle bir toplantı gerçekleştirmiş ve okullardaki kütüphane, fen laboratuarı, kantin, öğretmenler odası, yönetici odası vb. mekânların dersliğe dönüştürülmesi talimatı vermiştir. Bu nedenle bu ilimizde de onlarca okulda çeşitli mekânlar dersliğe dönüştürülmüştür. Bu durum diğer illerde olduğu gibi burada da okullarda zorunlu olarak bulunması gereken alanların ortadan kalkmasına neden olmuştur. (Malatya)

Sıralar, merdivenler, lavabolar… Hiçbiri 60-66 aylık çocuklar için düzenlenmemiştir

60 aylık çocukları okula davet eden bakanlık, okullarda fiziki koşulların bu çocukların buna göre düzenlenmesi konusunda gerekli hazırlığı yapmamış ve okulları bu düzenlemelerde kendi imkânları ile baş başa bırakmıştır. Bu konuda yaşanan deneyimler öğretmenlerin de öğrencilerin de velilerin de zor durumda kaldığını ve çocuğun uygun bir ortamda eğitim almasına imkân tanınmadığını göstermektedir. 

Örneğin Malatya ili ildeki hiçbir okulda tuvalet, sıra, masa, merdiven yüksekliklerinin vb. 72 ay öncesi çocuklara göre düzenlenmediğini belirtmiştir.  Bugün 60-66 yaş grubu çocuklar tuvaletleri kullanmakta ve lavabolarda ellerini yıkamakta zorlanmaktadır. (Kastamonu Doğanyurt) Lavaboların yüksekte kalması öğrencilerin sabuna ulaşamamalarına engel olmakta üstlerinin sürekli ıslanmasına ve hasta olmalarına (idrar yolları enfeksiyonu gibi) neden olmaktadır. (Trabzon) Çoğu ilde tuvalet sayısının da öğrenci sayısına oranla yetersizliğine dikkat çekilmektedir. Çocuklar tuvalet kullanımı konusunda yeterince bilgili değildir. (pantolon düğmelerini açamama, tuvalete ters oturma gibi.)

Boyu sıraya dahi ulaşmayan öğrencilerimiz yazı yazmakta zorlanmaktadır. Ayakları yere değmediği için ayaklarını sık sık toplayarak oturmaktalar. Bu da omurga gelişimi açısından sakıncalıdır. Ergonomik olmayan materyaller öğrencilerimizin ders verimini de düşürmektedir. (Kayseri) Bu nedenle öğrencilerin derslerde çabuk yoruldukları belirtilmiştir. 

Okulların fiziki yapısı ile ilgili olarak, okulların kimi yerlerde kendi imkanlarıyla düzenlemeler yaptıkları görülmüştür. Ancak sıra, masa, sandalye, merdiven yükseklikleri ile ilgili bir çalışma olmamıştır. 

DERS BAŞI 6:45'TE, TENEFFÜSLER 5 DAKİKA!

İlköğretimde tam gün eğitime geçme yönündeki çalışmalara rağmen 4+4+4 düzenlemesi nedeniyle ikili eğitim yapılan okulların oranı yüzde 51'dir. Buna artan ders saatleri de eklendiğinde, öğrenciler okula sabah çok erken saatlerde girmekte akşam geç saatlerde okuldan çıkmaktadırlar.

Artan ders yükü nedeniyle pek çok okulda teneffüs süresi 5 dakikaya inmiştir (İstanbul). İkili öğretimde teneffüs sürelerinin iyice kısalması sonucu, öğrencilerin ihtiyaçlarını gideremediği, enerjilerini teneffüslerde atamadığı, oyun ihtiyacını karşılayamadığı belirtilmiştir. Bunun sonucunda dersliklerde kavgalar olmakta, okul eşyalarına zarar verilmektedir. (Kastamonu)

Öğrenciler sabahın çok erken saatlerinde derse girip geç saatlerde dersten çıkmaktadırlar. Örneğin, Kayseri'de dersler sabah 6.45'te İskenderun'da 6.50'de başlamaktadır Bundan doğan birçok sorun tahmin ettiğimiz şekilde baş göstermiştir. Erken girişte öğrencilerin uykusuz kaldığı, derslere adapte olamadığı, çıkış nedeniyle soğuktan öğrencilerin üşüdüğü, rahatsızlandığı, ailelerin ve öğrencilerin tedirgin olduğu bildirilmiştir. Özellikle geç çıkış nedeniyle son derslerin verimsiz hale geldiği belirtilmiştir. (Kırşehir)

Küçük yaş grubundaki öğrenciler sabahları erken kalkmada sorunlar yaşamaktadır. Derslere geç kalma, kahvaltı yapamama, teneffüs saatlerinin 5 dakika olması nedeniyle kısa sürede ihtiyaçlarını karşılayamama, derslerde dikkatini toplayamama gibi problemler yaşanmaktadır. Akşamki grup için de aynı sorunlar gözlemlenmiştir. Akşamları geç saatlerde evde olma öğrencilerde yorgunluk ve isteksizlik hissine kapılmalarına neden olmaktadır. Öğrenciler zaman dilimleri uygun ayarlanmadığı için öğün atlamaktadırlar. (Kastamonu merkez)

Geç okuldan çıkan çocuklarını servise vermeleri sonucu şehir merkezlerinde servis araçlarından doğan uzun kuyruklar olduğu belirtilmiştir. (Malatya) Bu durum velinin bütçesine ek bir kalem halinde yansımıştır. Taşımalı okullarda servis bekleme süreci de öğrencinin okuldan sonra eve varışını daha da geciktirmektedir. (Yalova)

 

 

Bu haber 4896 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...