Evler eczane gibi!

29 Ocak 2013 18:28

Eczacılar Odası Başkanı Saygın Garğın, son yapılan araştırmaya göre her evde ortalama 11 kutu ilacın çıkması ve bunların yüzde 8’inin son kullanma tarihinin geçmesini vatandaşın hatalı kullanımına bağladı.

Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) son araştırmasında çok çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı. Verilere göre evlerde bulunan ilaçların yüzde 8.1’nin son kullanma tarihi geçmiş durumda. 2012 yılında her hanede ortalama 1,5 kutu ilaç ise çöpe atılmış. Ayrıca her evde 10,6 kutu ilaç var. Eczacılar Odası Başkanı Saygın Garğın, insanların bilinçli ilaç tüketmemesinden dolayı bu rakamların ortaya çıktığını ifade etti. Bunların halkın akılcı ilaç kullanmamasından dolayı ortaya çıktığını bildiren Garğın, şunları söyledi: “Neden? Hasta olduğumuzda hekime gidiyoruz, ama ilaçları tam olarak kullanmıyoruz. Böyle bir alışkanlığımız var toplum olarak. Antibiyotik ya da ağrı kesici yazılıyor. İçerisinden 3 – 4 tane alınca veya birkaç gün içinde iyileşiyoruz diye düşünüyoruz ve bırakıyoruz. Hâlbuki dozlarına göre ayarlanmış ilaçların kutuları. Ruhsat alırken ilalar ona göre ayarlanıyor. O yüzden tam kullanmak gerekiyor. Aslında tedavinin tamamlanması gerekiyor. Onun için evlerde bu ilaçlar birikebiliyor. Ben vatandaşların reçete edilen, aldıkları ilaçların hepsini düzgün bir şekilde kullanmalarını tavsiye ediyorum. Çünkü hekim ona göre yazıyor. İçerisinden 5 tane çıkan da var, 30 tane çıkan da var. Ona göre düzgün bir şekilde kutusunu tam anlamıyla bitirerek kullanmasını öneriyorum. Zaten tedavinin amacı bu hastalığı iyileştirmek. Ama toplum olarak böyle bir sıkıntımız var. Tam olarak kullanmıyoruz ve evlerdeki ilaçlar bu şekilde birikiyor.

ÜLKE EKONOMİSİNE CİDDİ ZARAR VERİYOR

Evlerde biriken ilaçlar, yurt dışından ithal edilen ürünler. Bizim paramız yurt dışına gidiyor. Bu anlamda ülke ekonomisine tabi ki zararı var. Vatandaşların, ilk başta söylediğim noktada dikkatli olmaları lazım. Bununla ilgili kampanyalar yapılıyor, ilaç toplama kampanyaları gibi. Bunlar yapılabilir ama bunların güvenilir olması çok önemli. Nasıl saklandığı da çok önemli.

HASTALIK YOKTUR HASTA VARDIR

Bizde şöyle bir şey var. Hastalık yoktur, hasta vardır. Bunu hep söylüyorum ben. Mesela bir ilaç A şahsına iyi geldiyse, B kişisine de iyi gelecek diye bir şey yoktur. Ki onun başka bir rahatsızlığı vardır, o ilacı kullanmaması gerekiyordur. Bir de toplumda şöyle bir şey oluyor; ‘al bu ilacı ben kullandım, iyileştim sen de al’ gibi. Böyle bir tanımlama yoktur tıp biliminde. Hastalık yoktur, hasta vardır. Hastaya göre ilaç yazılır. O yüzden vatandaşların mutlaka bir hekime danışarak veya eczacısına danışarak ilaç kullanması son derece önemli.

İLAÇ SAYISI AZALTILMAMALI

İlaçların sayıları zaten standart. Enfeksiyon, gribal hastalıklarla ilgili ilaçlar zaten azaltıldı 3 – 4 sene önce. Bir ağrı kesici aldığınızda içerisinden 10 tablet çıkıyor. Ortalama sabah akşam günde iki defa alındığını varsayarsanız 5 günde biter. Elimizdeki, piyasadaki mevcut ilaçlar 10 – 15’i geçmiyor ağrı kesici olarak. Daha da ambalajların küçülmesi bence doğru olmaz. Endikasyon anlamında 5 ila 10 gün arasında kullanılması lazım. Ambalajlar buna göre dizayn ediliyor. Dolayısıyla daha da azaltırsak hastalığı iyileştiremeyeceğiz bu sefer. Bunun için zaten Sosyal Güvenlik Kurumu bir çalışma yapıyor. Takip ediyor, ilaçların kullanım tasarrufunun sağlanması anlamında. Ama buradaki en önekli şey, akılcı ilaç kullanımı. Sağlık Bakanlığı ile ortak geliştirilen ‘akılcı ilaç kullanımı’ diye bir temamız var. Son 1,5 senedir Sağlık Bakanlığı da akılcı ilaç kullanımının üzerinde yoğunlaşıyor. Vatandaşlarımızın reçete edilen ilaçları tam anlamıyla kullanması, kutularını bitirmesi, eğer ondan sonra iyileşmiyorsa tekrar hekimine gitmesi gerekiyor. Bir de şöyle bir sıkıntı var; hekime gidiyoruz, bir iki gün geçiyor iyileşmiyoruz, bir daha doktora gidiyoruz, bir daha ilaç yazılıyor. Bu sefer ne oluyor, o ilk yazılmış ilaçlar evimizde bekliyor. Bir tane ilaç içeyim de hemen ayağa kalkayım diye düşünüyoruz. Bunlar çok mümkün değil. Onun için tedavinin düzgün ve doğru bir şekilde yapılması son derece önemli. Vatandaşların bu konuda dikkat etmelerini istiyoruz.

İLAÇLARI YARIM BIRAKMAYIN

Mesela çocuğu olan bir ailenin bir ağrı kesici şurubu olmalı evinde. Bunlar var zaten. Bunlardan bahsetmiyorum ama reçete edilmiş, bir enfeksiyon anlamında yetişkinin kullanabileceği ilaçlar hep yarım kalıyor evde. Vatandaşın düzgün kullanmamasından kaynaklanıyor.”

BİRİKEN İLAÇLARI SAKIN ÇÖPE ATMAYIN

Öte yandan evde biriken ilaçların çöpe atılmaması gerektiğini bunların aile hekimlerine verilebileceğini ifade eden Garğın, şöyle devam etti: “Her vatandaşın bir aile hekimi var. Kullanılabilir ama evde kullanılmayan ilaçlar var. Aile hekimlerine bunları teslim edebilir ve bu ilaçlar, güvencesi olmayan veya alım gücü olmayan vatandaşlara dağıtılabilir. Temel konu; bun atıkların ayrıştırmanın yapılabilmesi. Türkiye’de bu ayrıştırmanın yapılabilmesi için bir merkezin kurulması çok önemli.

Tıbbi atık anlamında değerlendirilmemeli bu. Tıbbi atık şu; enjektör, doku parçası gibi. Ama ilaç, tıbbi atıklar içerisine girmiyor. Onlar gömülerek, ilaç ise yakılarak imha ediliyor. İkisine birbirine karıştırmak doğru değil. Vatandaş evinde kullanmadığı veya kullanmayacağı ilaçları ilgili aile hekimlerine teslim edebilir.  Onlar da uygun görürlerse bunu kullanabilecek hastalara temin edebilirler.”

Bu haber 830 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...