Eğitim-Sen velileri uyardı:

15 Ağustos 2012 22:33

Eğitim-Sen velileri uyardı:

 

“5 yaşındaki çocuğunuzu İlkokula değil,

Anaokuluna gönderin”

 

Eğitim-Sen, Eğitim Bilimcilerin, Eğitim Sendikalarının ve tüm halkın itirazlarına rağmen meclisten geçirilen 4+4+4 eğitim yasasının 2012-2013 Eğitim-Öğretim Yılı başlamadan kaos yarattığı ve öğretmenler, öğrenciler ile velileri mağdur ettiği gerekçesi ile “6 Yaşından Küçük Çocuklarımızı İlkokula Değil, Okulöncesi Okullara Gönderelim!” kampanyası başlattı.

Kampanya kapsamında hazırlanan bildiride, şunlara yer verildi;

•Çocuğun öğrenme amacıyla mantıklı düşünme, yorum, bir işi başından sonuna kadar bitirebilmesi 6 yaştan sonra başlar.

•6 yaşından küçük çocuklar, zihinsel, fiziksel, sosyal ve psikolojik olarak ilkokula hazır değildir; ayrıca 60 ay ile 83 ay çocukları bu gerekçelerle aynı sınıfta olmamalıdır.

•6 yaşından küçük çocukların dikkat süresi kısadır. Dikkatlerini derse (40 dakika) vermeleri mümkün değildir. Bu nedenle yaşayacakları dikkat dağınıklığı, dinleme bozukluğu olarak adlandırılacaktır. Bu durum çocuğun ileriki yaşlarda eğitim yaşantısını olumsuz etkileyebilir.

•Okullar 4+4+4 kademeli eğitime hiçbir yönden hazır değil. Sıralar, tuvaletler, merdivenler küçük çocuklar için hem güvensiz, hem de muhtemel tehlikeler içeriyor.

•Okulların dönüştürülmesi ile birlikte çok sayıda öğrenci başka okullara resmen sürgün ediliyor. Çocuklar okul ve arkadaş ortamından zorla koparılıyor.

•Çalışan annelerin can simidi olan ve yaygınlaştırılması gereken beslenmeli etüt okulları kapatıldı. Bu aileler bilinçli bir şekilde özel etüt merkezlerine ya da özel öğretim kurumlarına yönlendiriliyor.

•Özel eğitime ihtiyaç duyan engelli çocuklar, 4+4+4 ile yaşanan kaos ve karmaşadan daha da fazla etkilenecekler.

•Temel eğitime daha erken başlayan ve özellikle de yoksul ailelerden gelen çocuklar, zorunlu olarak meslek liselerine yönelecek ve daha erken yaşta çıraklıkla, işyerleriyle, emek sömürüsüyle, iş kazaları ve mesleki hastalıklarla tanışmak zorunda kalacaklar.

•Çocuklarımız zorunlu olarak dayatılan farklı içerikteki din dersleriyle daha erken yaşta tanışacaklar.

•Açık lise uygulaması ile özellikle kız çocukları, eğitim ortamının dışına çıkmak zorunda kalacak ve çocuk gelin adayı olacaklar.

•6 yaş öncesi çocuklar, fiziksel ve zihinsel gelişimlerinin sağlıklı olması için ilkokula değil, okulöncesi eğitim kurumlarına gönderilmelidir.

Bizler çocuklarımız daha iyi bir eğitim alsın diye uğraşırken, Milli Eğitim Bakanlığı 4+4+4 dayatmasıyla eğitim sistemini tümüyle değiştiriyor.

Eğitim bilimcilerin ve sendikaların önerilerini değil, çocuklarımızın emeğine göz dikenlerin ihtiyaçlarını dikkate alanların yalanlarına kanmayalım.

6 yaşından gün almamış çocuklarımızı mutlaka okul öncesi kurumlara gönderelim”.  

IRKÇI, GERİCİ, PİYASACI 4+4+4 SORUNLU EĞİTİM SİSTEMİNE TESLİM OLMAYACAĞIZ!

ÇOCUKLARIMIZA, OKULLARIMIZA, GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKIYORUZ!

Başbakan’ın “Dindar nesil yetiştirmek istiyoruz” söylemlerinden hemen sonra gündeme gelen zorunlu eğitimin kendi içinde kademelendirilerek 12 yıla çıkarılması girişimleri, başta sendikamız Eğitim Sen olmak üzere, eğitim bilimciler, üniversitelerin eğitim fakülteleri ve toplumun geniş kesiminin bütün itirazlara rağmen yasalaşmıştır.

AKP hükümeti, zorunlu eğitimin süresini arttırma bahanesiyle, temel eğitimi 4+4+4 şeklinde kademelendirerek, eğitim sistemini kendi siyasal ve ideolojik amaçlarına uygun bir şekilde biçimlendirmek için en önemli adımı atmıştır.

2012-2013 Eğitim-Öğretim Yılı’ndan itibaren uygulanacak olan 4+4+4 kademeli eğitim uygulaması, toplumun ve gelecek kuşakların bizzat eğitim sistemi üzerinden ve AKP’nin belirlediği kurallar etrafında yeniden şekillendirilmesini öngörmektedir.

12 yıl kademeli eğitim, milyonlarca öğrenci başta olmak üzere, tüm toplum kesimlerini yakından ilgilendiriyor. 4+4+4 kademeli eğitim düzenlemesinin yasalaşmış olması, her şeyin bittiği anlamına gelmemektedir. Eğitim sisteminde yaşanan ticarileştirme uygulamaları ve eğitimi dinselleştirme adımlarının en önemli hamlesi olan yeni eğitim sistemine karşı toplumun en geniş kesimleri ile birlikte yürütülecek birleşik bir mücadele hattının oluşturulması, “herkese eşit, parasız, laik, bilimsel ve anadilinde eğitim” mücadelesinin güçlenmesi açısından büyük önem taşımaktadır.

Okul Kapıları Yeni Eğitim Yılında Büyük Bir Kaosa Açılacaktır

4+4+4 kademeli eğitim sistemi, yeni eğitim öğretim yılından itibaren uygulanacaktır. Ancak okulların açılmasına sayılı günler kala 4+4+4 kademeli eğitim ile ilgili olarak pek çok konuda yaşanan belirsizlik, öğrencilerin, öğretmenlerin, velilerin, okul yönetimlerinin ve toplumun büyük bir bölümünün kafasını karıştırmaktadır. Okul kapıları yeni eğitim-öğretim yılında büyük bir kaosa açılacaktır. Eğitimde yaşanacak kaosun tek sorumlusu, eğitim gibi önemli bir alanda dayatmayla değişiklik yapan AKP iktidarıdır. Dolayısıyla yaşanacak kaos ortamından olumsuz etkilenecek toplumun geniş kesimlerinin ve onların örgütlü güçlerinin yaşanacak olumsuzluklara karşı uyanık olması ve ortak talepler etrafında birlikte hareket ederek sürece emekçiler cephesinden müdahale etmesi hem görev hem de zorunluluktur.

5 yaşındaki çocuklarımızın zihinsel, fiziksel, sosyal ve psikolojik açıdan hazır olmadıkları ilkokula zorla gönderilmesine,

Eğitimin her kademesinin paralı hale getirilmesine,

Okullarımızın dağıtılıp dönüştürülerek öğretmen ve öğrencilerimizin sürgün edilmesine, Velilerimizin okul servislerine mahkum edilmesine,

Irkçı-gerici eğitime,

Zorunlu-seçmeli din dersleriyle eğitimin her kademesinin imam hatipleştirilmesine,

Zorunlu din dersi dayatmasına ve anadilinde eğitim talebinin yok sayılmasına,

Örgün eğitim dışına ve mesleğe erken yönlendirme ile çocuk emeği sömürüsüne,

Örgün eğitim dışı eğitim uygulaması ile kız çocuklarının eve kapatılmasına, çocuk gelinlere,

Dindar ve kindar nesil yetiştirilmesine,

Karşı çocuklarımıza, okullarımıza, geleceğimize sahip çıkıyoruz!

ZORUNLU EĞİTİM GERÇEK ANLAMIYLA 12 YILA ÇIKARILMIYOR

Zorunlu eğitimin 8 yıldan kademeli olarak 12 yıla çıkarılması, ilk bakışta daha fazla çocuk ve gencin eğitim sürecine girmesi gibi görünse de bu durum gerçeği yansıtmamaktadır. 4+4+4 sistemi son dört yıllık eğitimi, örgün eğitimin dışına (yaygın eğitim, açık lise vb.) çıkarmaktadır. Böylece özellikle erken yaşta mesleğe yönlendirilip, çalışma hayatına girmeye zorlanan çocuklar açısından olumsuz sonuçlar ortaya çıkacaktır.

• Zorunlu eğitimin süresinin arttırılması, ilgili yaş grubundaki herkesin okula gitmesi anlamına gelmemektedir.

• Türkiye’de 5 yıllık zorunlu eğitim döneminde ortalama eğitim süresi 3,5 yıl iken, 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitimde tüm çabalara rağmen ortalama eğitim süresi 6,2 yıla çıkarılabilmiştir.

• Milli Eğitim Bakanlığı, 4+4+4 düzenlemesi ile zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarıldığını iddia etse de ilk dört yılın ardından kesintili eğitimin başlaması, zorunlu eğitimin gerçek anlamda 4 yıla indirildiğini göstermektedir.

• Bir taraftan örgün eğitimin 12 yıl zorunlu olacağı iddia edilirken, diğer taraftan lise eğitiminin örgün eğitim dışına çıkarılması büyük bir çelişkidir, yalandır.

• Meslek ortaokullarının açılması ile birlikte çocuk emeği sömürüsü artacaktır. Kamuoyunda “torba yasa” olarak bilinen yasa ile çıraklık yaşının 11’e indirilmesi, işyerlerinde çalıştırılacak stajyerlere getiren sınırlamanın kaldırılması, ağır ve tehlikeli işlerde çalışma yaşına getirilen sınırlamanın İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası ile kaldırılması bu sömürüyü yaygınlaştıracaktır.

• Çocukların son dört yıllık eğitimde örgün eğitimin dışına çıkarak diploma almasının önünün açılması, kız çocukları ve yoksul halk çocukları için kader olarak dayatılmaktadır.

• Bu sistemde örgün eğitimle ilişkisi ilk kesilecekler yoksul halk çocukları olacaktır.

• Erken yaşta örgün eğitimden koparılan kız çocukları hızla cinsiyetçi işbölümünün gereği olan işlere yönelecektir. (Ev işleri, yaşlı bakımı, çocuk bakımı vb.) Ve tabi ki bacasız fabrikalarda (Ev eksenli işler, merdiven altı atölyeler) çocuk kadın emeği her zaman yer bulacaktır.

İLKOKULA BAŞLAMA YAŞININ 60-72 AY OLMASININ

HİÇBİR BİLİMSEL DAYANAĞI YOKTUR

Gelişim dönemi açısından henüz oyun çağında bulunan 60-66 aylık çocuğun okulöncesi eğitim almadan ilkokul disiplinine girmesi, çocuklarımızın ruhsal, duyuşsal ve bilişsel gelişimini sekteye uğratarak yıllarca sürecek olan akademik hayatı açısından olumsuz sonuçlar doğuracaktır.

5 Yaş Çocuğu Zihinsel, Fiziksel, Sosyal ve Psikolojik Açıdan İlkokula Henüz Hazır Değildir

Çocuğun okul eğitimine katılabilmesi için gerekli sosyal, duygusal, bilişsel, dil ve motor gelişimi 6 yaştan (72 ay) önce tamamlanmaz. Bu bilimsel ortam dışında kalan çok az çocuk vardır.

Çocukların Bu Gelişimleri Tamamlanmadan İlkokul 1. Sınıfa Başlamaları Ruh Sağlığını Pek Çok Yönden Olumsuz Olarak Etkileyecektir:

Ayrılık kaygısı rahatsızlığı görülecektir.

5 yaş çocuklarında dikkat süresi kısadır. Dikkatlerini derse (40 dakika) vermeleri mümkün değildir. Bu nedenle yaşayacakları dikkat dağınıklığı, dinleme bozukluğu olarak adlandırılacaktır. Bu durum çocuğun ileriki yaşlarda eğitim yaşantısını olumsuz etkileyecektir.

Dürtü kontrolü 5 yaşındaki bir çocukta tam gelişmediğinden davranışlarının kontrolünü sağlamakta zorlanacak, sınıfta sırasında bekleyemeyecek ve ilkokulda uyması gereken kurallara uymakta güçlük çekebilecektir.

Beş yaşından önce el-göz koordinasyonunun, ince motor becerilerin, işlemsel düşüncenin tam gelişmemiş olması, soyut düşüncenin yetersizliği ve dikkati sürdürmedeki güçlükler nedeniyle bu yaştaki çocuklar öğrenme becerilerinde zorlanacaklardır.

Bu yaştaki çocukların okul programları kapsamında beklenen kazanımları karşılamamaları nedeniyle, başarısızlık olarak yorumlanacak ve gereksiz olarak ‘zeka geriliği’, ‘öğrenme güçlüğü’ veya ‘dikkat eksikliği’ olduğu gibi tanımlara maruz kalacaktır.

Eğitime Başlama Yaşını Aşağıya İndirmenin Önemli Bir Sonucu, Kendini Başarısız Görerek Büyüyen ve Dolayısıyla Kendine Güvensiz ve Başarılı Olabileceğine İnancı Kalmamış Nesiller Yetiştirmek Demektir

60 ile 83 ay aralığındaki çocukların aynı sınıfta eğitime alınması sonucu, 72-83 aylık çocukların gelişimsel özellikleri bakımından doğal olarak 60-66 ay arasındakilere göre çok önde olacak, onlardan daha hızlı öğrenecek, beklenenleri daha kolay yerine getirecektir.

60-66 aydaki çocuklar duyuşsal ve bilişsel gelişim farkından dolayı zorunlu olarak sınıfın daha başarısız ve geriden gelen grubunu oluşturacaklardır, yani bu grup daha okula başlarken başarısızlık duygusuna mahkum edilecek; bu duygu çocukların daha sonraları da kendilerine güven duymalarını engelleyecektir.

Okulöncesi eğitimi almadan ilkokul sıralarına oturtulan çocuklarımızda “okul korkusu” ve “okula gitmek istememe” gibi sorunlar ortaya çıkacaktır.

Okulların Maddi Koşulları, Sıraları, Tuvaletleri, Tahtaları Bu Denli Küçük Çocuklar İçin Hazır Değildir

Milli Eğitim Bakanlığı, okullarda ve müfredatta hiçbir hazırlık yapmadan uygulamayı başlatmaktadır.

Okuldaki sıralar, tahta, klozetler, kapılar, lavabolar, merdiven basamakları vb. tüm araç gereçlerin 5-5,5 yaş grubuna uygun ve onlar için güvenli hale getirilmeden atılacak her adım, okulda lavabonun üzerine düşmesi nedeniyle hayatını kaybeden Efe Boz gibi örneklerin artmasına neden olabilecektir.

Veliler de Öğretmenler de Endişelidir

İlköğretim öğretmenleri, 5 yaş çocuklarla çalışmaya ve aralarında 2 yaş fark olan iki farklı grubu aynı sınıf ortamı içinde eğitmeye hazır değildir. Bu sınıflar köy okullarındaki her yaştan 1-2 çocuğun bulunduğu sınıflarda çok daha farklı olacaktır.

Birçok veli, pedagojik olarak henüz ilkokul çağına gelmemiş çocuğunu okula göndermek istememektedir. Milli Eğitim Bakanlığı, bu uygulamanın yanlışlığını ve sakıncalarını görmek ve çözüm aramak yerine “çocuğunu okula göndermek istemeyen nörologlardan ya da psikiyatrlardan ‘Çocuk zihnen okula başlamaya uygun değildir’ şeklinde rapor almak zorundadır” diyerek eğitim gibi önemli bir alanda yaşanan böylesine önemli bir sorunu doğrudan doktorlara havale etmiştir.

ÇOCUĞUNUZ İÇİN,

Tüm Bu Bilimsel Gerekçelerle

5 Yaşındaki Çocuğunuzu

İlkokula Değil, Anaokuluna

GÖNDERİN!

 

 

 

 

Bu haber 825 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...