“Soğanın cücüğüyle uğraşmayı bırakalım da milletimizin sesine kulak verelim”

11 Aralık 2018 15:34

İYİ Parti Isparta Milletvekili Dr Aylin Cesur, Kadınların seçme ve seçme hakkına kavuşmasının 84. Yıldönümünde TBMM’de konuştu. Milletvekili Cesur, aynanın görünmeyen yönünü gösteren bu konuşmasında ülkede kadınların ne durumda olduğunu gösterdi. Milletvekili Cesur, hükümete seslenerek ‘Tarih öncesinden beri Peri Bacalarında dahi yani soğukta depolanan soğanın cücüğüyle uğraşmayı bırakalım da diyorum, bir an evvel milletimizin sesine kulak verelim. Millet aç, kadınlarımız çaresiz’ diyerek kadınların durumuna dikkat çekti.

İYİ parti Isparta milletvekili Aylin Cesur, partisi adına yaptığı konuşmada şu sözlere yer verdi:

5 Aralık, Türkiye'de kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesinin 84'üncü yıl dönümü. 5 Aralık 1934'te cumhuriyetin kurucusu Büyük Atatürk'ün devrimlerinin en önemlilerinden birisi gerçekleşti. Kadınlara ilk olarak 3 Nisan 1930 yılında belediye seçimlerine katılma, ardından da köylerde muhtar olma ve ihtiyar meclislerine girme hakkı verildi. 5 Aralık 1934 tarihinde de milletvekili seçme ve seçilme hakkı verildi.

Gerekli yasal değişiklik için 1934 yılında Başbakan İsmet İnönü ve 191 milletvekili Meclise yasa önerisi sundular, 317 üyeli Mecliste oylamaya katılan 258 milletvekilinin tamamının oyuyla kabul edildi. Büyük Atatürk'e şükran ve minnet borçluyuz.

Türkiye Büyük Millet Meclisi 5'inci Dönem seçimleri 8 Şubat 1935'te yapıldı ve 17 kadın milletvekili ilk kez Türkiye Büyük Millet Meclisine girdi. 27'nci Yasama Döneminde yani bugün 600 üyeli Meclisimizde 104 kadın milletvekili var ve kadın milletvekillerinin oranı hâlen yüzde 17'lerde maalesef. 46 gelişmiş ülkede kadınların temsil oranı yüzde 30-40'ların üzerinde. Cumhuriyetin getirdiği devrimler sayesinde kadının toplumdaki yeri büyük önem kazandı ancak kadınların bu hakkı ne ölçüde ve ne kadar özgürce kullanabildikleri hâlen tartışma konusu.

Evet, büyük dedem Hacı Garip'ten sizlere söz etmek istiyorum. Dedemiz Hacı Garip Atatürk'ün kurduğu büyük Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk milletvekillerindendi. Kendisini rahmetle anıyorum. Büyük Atatürk yeni kurulan cumhuriyette bir Meclis anketi yaptı ve Meclis anketinde milletvekillerine "Cumhuriyetin geleceği neye bağlıdır?" diye sordu. Büyük dedem "Cumhuriyetimizin geleceği bilgiye ve köylünün eğitimine bağlıdır." demişti o gün. Ben de şimdi hâlen bu sözün geçerli olduğunu düşünüyorum ve tekraren hatırlatıyorum. Çünkü TÜİK'in verilerine göre Türkiye nüfusunun yüzde 49,8'i kadın ancak okuma yazma bilmeyen kadınların oranı hâlen erkeklerin 5 katı maalesef. Aradan seksen dört yıl geçmesine karşın ne yazık ki hâlâ kadına şiddetin nasıl önlenmesi gerektiğini ve çocuk anneleri konuşuyoruz değerli milletvekilleri. Seksen dört yılda kadın hakları ve eşitliği konusunda sağlam bir kültür oluşturamamamız, hepimizin ortak suçu.

Ipsos Sosyal Araştırmalar Enstitüsü 8 Mart Dünya Kadınları Günü nedeniyle bir araştırma yazdı ve Türkiye'deki kadınların en önemli 5 sorununu sıraladı. Bunlar şiddet, namus cinayetleri, erken evlilik, aile baskısı ve ekonomik bağımsızlık.

Türkiye'den 2016 yılında 177.960, 2017 yılında 253.640 beyin göçü gerçekleşti. Bu veri TÜİK resmî sitesinin verileridir. Yani ülkemizde beyin göçü 2016'ya göre 2017'de yüzde 42 arttı. Ben şimdi sormak istiyorum ve düşündürmek istiyorum sizleri: Kadınlar neden ülkemizden gidiyorlar acaba?

Evet, Dünya Ekonomik Forumu tarafından hazırlanan Cinsiyet Eşitsizliği Raporu'nda da son on yılda Türkiye 20 basamak geriledi. Kadın-erkek eşitliğinde 142 ülke arasında Tunus ve Bahreyn'den sonra maalesef 125'inci sıradayız. Yani dünyada tam 124 ülkede kadınlar Türkiye'den daha fazla hakka sahipler.

Bir rekor kırmışız yine; çocuk annelerde dünya 6'ncısıyız malesef!

Dünya Bankasına göre 2015 yılında 25 ila 19 yaş arasındaki her bin kadının 26'sı Türkiye'de çocuk sahibi maalesef.

Kadınların toplam işsizler içerisindeki oranı 2008 yılında 13,9; 2017 yılında 26,9; bu yılın sonunda yüzde 27'leri geçeceği bekleniyor. Ülkemizde kadın işsizliği oranı 3 milyon olarak tahmin ediliyor. Kadın istihdamı Türkiye'de yerlerde sürünüyor değerli milletvekili arkadaşlarım. Bunları neden sayıyorum? Çünkü kadına şiddeti konuşurken bunun ekonomik boyutu var.

Ekonomik boyutu çok önemli. Ekonomide ayrımcılığı bir an önce yok etmeliyiz. İçinizden "Nasıl?" mı diyorsunuz? Ah ah, o ekonomiyi bir düzeltebilsek, bir becerebilsek bunu. O hâlde, tarih öncesi çağlardan beri, Peri Bacalarında yani soğukta depolanan soğanın cücüğüyle uğraşmayı bırakalım da diyorum, bir an evvel milletimizin sesine kulak verelim. Millet aç, kadınlarımız çaresiz. Bu Mecliste seksen dört yıl sonra rahmet ve minnetle andığımız milletvekilleri var bugün bakın. Bizler de anılacağız; kimimiz şükranla, kimimiz kim bilir nasıl. Daha geçen ay, kadına şiddette düzenlemeye ret verdiniz. Peygamberimiz Hazreti Muhammed Veda Hutbesi'nde ne demişti ki oysa? "Kadınlar size Allah'ın emanetidir." 5.406 kadın 2002-2015 yılları arasında cinayete kurban gitti ve daha dün, EYT bekleyen 700 bin kişinin sesine kulak vermediniz ve ret oyları verdiniz. Bunların yarısı kadın.

Dünya Kadın Hakları Günü'nü kutluyorum sevgili kadınlarımızın, bizleri izleyen televizyondaki tüm kadın vatandaşlarımızın. Ve diyorum ki: Sevgili kadınlarımız, umudunuzu tüketmeyiniz, daha iyi günler yakındır.

Hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekili arkadaşlarımın ve buradaki bütün kadın arkadaşlarımın hepsinin Dünya Kadın Hakları Günü kutlu olsun diyorum.

 

Bu haber 291 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...