“Bağımsız denetim demek emek hırsızlığı demektir”

1 Mart 2013 20:27

Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası Başkanı Şükrü Kaya, bağımsız denetim konusunda yapılan son dakika düzenlemelerinin kendilerini büyük bir hayal kırıklığına uğrattığını ve doğrudan emek hırsızlığı seviyesine ulaştığın bildirdi.

Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası (SMMMO) yönetimi 1-7 Mart tarihleri arasında kutlanan bu yıl 23’üncüsü gerçekleştirilen Muhasebe Haftası dolayısıyla Atatürk Anıtına çelenk sundu. SMMO Başkanı Şükrü Kaya, mutlu olmayı bekledikleri bugünde sorunları dile getireceklerini açıkladı. Bugün Türkiye’nin en önemli meslek gurubu olan muhasebecilerin hayatta kalma mücadelesi vermeye başladığını belirten Kaya, yeni düzenlemelerde hayal kırıklıklarına uğradıklarını açıkladı. Özellikle bağımsız denetimle birlikte haksız rekabetle boğuşmaya başladıklarını ifade eden Kaya, şu açıklamalarda bulundu: “Bugün;  ticaret, sanayi ve hizmet sektörünün defterlerini tutan, finansal tablolarını hazırlayan, bunların yanı sıra muhasebe ile ilgili konularda inceleme, tahlil, denetim, tasdik, rapor, tahkim, bilirkişilik ve benzeri işleri yapan meslektaşlarımız, ‘ağır iş yükü altında’,  başka iş kollarında örneği az bulunur “büyük sorumluluk gerektiren” bir zeminde “hayatta kalma mücadelesi” veriyor. Bir yandan “haksız rekabetle” boğuşan, öte yandan “kurumsal yapılarını kurma” çabası içindeki meslektaşımız şimdi yeni sorunlarla karşı karşıyadır.

Ülkemizin ticari yaşamını ve sayıları yarım milyonu aşan işletmeyi, “rekabet, şeffaflık ve denetlenebilirlik” anlamında doğrudan ilgilendiren, şirketlerde “demokrasi ve uluslararası ticari hayatın parçası olma” ideallerinin gerçekleştirilmesine katkı sağlayacak olan “bağımsız denetim”de gelinen aşama “çok dramatiktir”. Ayrıca, meslektaşlarımızın gelecek ve ekmek kavgasını doğrudan ilgilendiren ve artık “emek hırsızlığı seviyesine” ulaşan  “bağımsız denetim” konusunda yapılan son dakika düzenlemeleri nedeniyle de meslektaşlarımız hem “hayal kırıklığı” hem de büyük “tepki” içindedir. TÜRMOB’un Kamu Gözetim Kurumu (KGK) nezdinde yaptığı pek çok girişiminin ve 13 Haziran 2012’de basın ve kamuoyuna açıkladığı mesleki taleplerimizin hiçbir şekilde dikkate alınmaması bizleri son derece üzmüştür. Mesleki örgütlerimizin “pasifize” edilmesi, adeta “yok edilmesi” anlamına gelebilecek girişimler, KGK’nın yayınladığı onlarca sayfa ve 51 maddeden oluşan Bağımsız Denetim Yönetmeliği’nde bir kez dahi TÜRMOB adının geçmemesinden de açıkça görülmektedir.

BAĞIMSIZ DENETİM YÖNETMELİĞİ DÜZELTİLMELİ

Bu anlamda tepkimiz, konusunda uzman akademisyenlerce hazırlanan program dahilinde TÜRMOB’un yürüttüğü ve Türkiye genelinde 45 bin meslektaşımızın, yüzlerce saati aşarak, gece gündüz, kar-kış, hafta sonu demeden katılarak ve akıllı dijital eğitim kartı takip sistemiyle başarılı bir şekilde gerçekleştirilen “Bağımsız Denetim Eğitimleri”nin göz ardı edilmesine de yöneliktir. Oysa bugün meslektaşlarımıza, denetçi olabilmeleri için maliyeti milyonlarla ifade edilebilecek ikinci bir eğitim dayatılmaktadır.

Meslektaşlarımızın ve esasen ülkemizin kaynakları bu kadar kolay heba edilmemelidir. Meslek mensuplarımız zaten sahip oldukları ve eğitimini aldıkları konular için ayrıca bir maliyete katlanmamalı, bu kaynaklar kurumsallaşma yolundaki altyapılar için kullanılmalıdır. 

KGK’nın tüm bu gerçeklerden uzak, “sebep-sonuç ilişkileri üzerine etkin bir biçimde oturtulmayan  “Bağımsız Denetim Yönetmeliği” ile ülkemizin arzuladığı hedeflere ulaşmakta zorlanacaktır.

Bu aşamada, yeni bir yönetmeliğe ihtiyaç olduğu açıktır ve siyasi iradenin inisiyatifi ile mevcut Bağımsız Denetim Yönetmeliği’nin ortaya koyduğumuz talepler doğrultusunda KGK ile TÜRMOB ilişkisini kuran, uyum ve işbirliği içinde çalışmalarını sağlayacak şekilde düzeltilmesi gereklidir.

Düzeltilecek yönetmelikte;

- Denetim yapacak serbest muhasebeci mali müşavir ve yeminli mali müşavirlere sınav zorunluluğu getirilmemeli, zira bu sınavlar mesleğe giriş ve kabul aşamasında dünya standartlarında uygulanmaktadır.

- Mesleki eğitim, ücretlendirme, denetim ve disiplin gibi Birliğimizin kuruluş yasasında yer alan yetki ve sorumluluk alanlarına müdahale edilmemeli, gerekli durumlarda “Birliğimizle işbirliği” yapılmalıdır.

-TÜRMOB eğitimleri değerlendirilmeli ve kabul edilmelidir.

-Harç, hizmet bedeli, mühür ve benzeri konularda yasal dayanağı olmayan yetkilerin kullanılmasından vazgeçilmelidir. Paydaşların katılımına ve denetimine açık bir yönetim tarzı sergilenmelidir.

Bilindiği gibi Muhasebe Haftası öncesinde, Türkiye ekonomisinin gelişmesi, vergi bilincinin arttırılması ve tabana yayılması anlamında “Vergi Haftası” kutlanır.

Ve yine biliyoruz ki, ekonomi yönetimi, bugünlerde özellikle “kayıt dışı” ile mücadeleyi performans kriteri olarak belirlemiş ve orta vadeli planlarının omurgasına oturtmuş durumdadır.

KAYIT DIŞI EKONOMİYLE MÜCADELE ESASTIR

Aynı şekilde Maliye Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu’nun da bu alandaki projeleri hayata geçirmeye çalıştığı görülüyor. Biliyoruz ki kayıt dışı ekonomi;

-Yolsuzluk, hırsızlık ve rüşvettir

-Haksız rekabet ve haksız kazançtır

-Borçlanmak ve dışa bağımlılıktır

-Yüksek faiz ve enflasyondur

-İşsizlik ve yoksulluktur

-Eğitim ve sağlıkta fırsat eşitsizliğidir

-Adaletsiz gelir dağılımıdır

-Hukuksuzluktur

Bu tespitlerden de anlaşılacağı üzere kayıt dışı ekonomi ile mücadele esastır ve vazgeçilmezdir. Bu nedenle; biz de yıllardır “adaletli vergi toplanıp tabana yayılması” ve “kayıt dışı ekonomi ile mücadele” için hep “bağımsız denetim” konusunun önemine vurgu yaptık. Denetim, Uluslararası Muhasebeciler Federasyonu’nun (IFAC) da kabul ettiği ve meslek yasamız kapsamında yaptığımız bir iştir, ayrı bir meslek değildir.

Denetim için, ülkemizdeki 90 bin yetkin meslek mensubunun mesleki tecrübesinden yararlanılmalıdır. Bağımsız denetim yapabilecek bu güç ve birikim ortada iken, bundan yararlanılmaması bağımsız denetimden beklenen faydayı sağlamayacak, “ekonomiyi kayıt altına alma”  iddiasının hayata geçmesi mümkün olmayacak ve yeni TTK felsefesi ile de uyum sağlamayacaktır.

Meslektaşlarımızla işbirliği sağlamayacak bir yaklaşım, yeni Türk Ticaret Kanunu’ndan beklenen hedeflerden de sapma yaratırken, yıllarını bu mesleğe adamış, yetkin, fedakâr meslektaşlarımız ile bu mesleği yapacak binlerce genç meslektaşın güvenini zedelemek ve küstürmekten başka bir sonuç da yaratmayacaktır.

Özetle; geçmişte mali idarenin, vergi afları sonrası seferberliğine işgücü olarak en büyük desteği veren meslek camiamızın özverili büyük gücüne, bugün de kayıt dışılığın önlenmesi noktasında Türkiye ekonomisinin zorunlu ihtiyacı vardır.

TALEPLERİMİZ

Muhasebe meslek camiasının çözüm beklediği sorunlar ve taleplerimizi bir kez daha belirtmek isteriz.

-Gereksiz iş yükü hafifletilmelidir

-Bilgi amaçlı bildirimlerdeki özel usulsüzlük cezalarına son verilmelidir.

-Müşteri Bildirim Listeleri kaldırılmalıdır.

-Denetim sürecinde; yetki belgeleri ve ruhsat harç bedelleri kaldırılmalıdır.

-E-beyanname şifresi mükellefe değil, meslek mensuplarına verilmelidir.

-Vergi Usul Kanunu Mükerrer 227’inci maddesindeki beyanname imza yetkisi eksiksiz uygulanmalıdır.

-Son dönem geçici vergi beyanları, Gelir ve Kurumlar Vergisi Beyannamesi ile birleştirilerek kaldırılmalıdır.

-Meslek mensubunun KDV yükü azaltılmalıdır.

-Serbest meslek uygulamasında Gelir KDV çelişkisi düzeltilmelidir.

-Ücret tarifesinin yayınlanması meslek örgütüne bırakılmalıdır.

-Tasdik ve iade işlemlerinden doğan sorumluluklar düzeltilmelidir.

-Ülkemizde, eğitim ve diğer konularda gerçekleştirilen aflar gibi sınav mağdurlarına ek sınav hakkı verilmelidir.

-Seçme ve seçilmenin önündeki engeller kaldırılmalıdır.”

Bu haber 863 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...