JUDO’CULAR HEDEF BÜYÜTTÜ..

30 Eylül 2019 14:58

                Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü Judo Antrenörü Gülşen Sönmez, sistemli ve disiplinli çalışmanın karşılığını alacaklarını dile getirerek milli takımdaki sporcu sayısını artırmak için taramaların genişletilerek devam ettiğin söyledi.

Bu dalın dünya üzerinde en yaygın dövüş sporlarından biri olduğunu belirterek,  sakinlik, karışık durumlardan çıkabilme özelliğini insana hem felsefi hem de fiziki olarak öğrettiğini dile getirdi.

“JUDO, DÜNYA ÜZERİNDE EN YAYGIN DÖVÜŞ SPORLARINDAN BİRİDİR”

                Sağlıklı bir insanın hayat kalitesi için sporun çok önemli bir etken olduğunu söyleyen Başarılı Antrenör Sönmez, “Spor çocukların hayatında vazgeçilmez olması gereken unsurlardandır. Devamlılık içinde yapılan tüm sporlar da önemli olan başarılı olup olmak değil, sporla büyümenin çocuğa kazandırdıklarıdır. Spor antrenmanları sayesinde çocuklar, disiplin içinde takım düzenini, kurallara ve antrenman saatlerine uymasını öğrenir ve tüm hayatı boyunca hırs ve zorluklarla mücadele edebilme özellikleri aşılar. Sporun kazandırdığı değerler arasında vicdan duygusu, arkadaşlık, dürüstlük, güven, hayatın ileri dönemlerindeki sosyal durumlara ayak uydurmada kolaylık sağlama bunların en başında gelenleridir. Sağlıklı bir insanın hayat kalitesi için spor çok önemli bir etkendir” dedi

Judonun sporcuya kattıkları özelliklerden bahseden Antrenör Sönmez, “Dünya üzerinde en yaygın dövüş sporlarından biridir; sakinlik, karışık durumlardan çıkabilme özelliğini insana hem felsefi hem de fiziki olarak öğretir. Çok hızlı düşündürür, serilik, devamlılık ve şaşırtma yetilerini üst seviye çeker, statik kasılmanın çok görüldüğü bir spordur. Bu sporu uygulama esnasında kas kütlesinde büyük gelişim görülür, tutma atma, kitleme, pes ettirme, savuşturma teknikleri, el ve ayak, kalça ve omuz gibi bölgeleri kullanılan tam bir denge ve koordinasyon sporudur.

Ciddi bir şekilde antrenman yapmak için öncelikle çocuğun okula başlamış olması, daha sonra okuldaki spor dersinde, grup ve oyun etkinliklerinde performansı gözlenmelidir. Yedi yaşına gelen çoğu çocuğun artık oyunlarla karışık antrene olabilir, her geçen günde koordinasyon yetenekleri artar, motor özellikleri gelişir ve antrenman süreleri oyun sürelerinden daha uzun olmaya başlar. 7-10 yaşları arasında iyi bir alt yapı tekniği verilir, daha sonra bu teknikler geliştirilir, bu yaşlar kuvvet ve kondisyondan ziyade oyunlarla teknik ve seçilen branşın antrenmanları yapılır” diye konuştu.

 “Dövüş sanatlarının çocuklara kazandırdıkları nelerdir?” sorumuza da cevap veren Antrenör Gülşen Sönmez, “Güç, kuvvet, sağlığın yanısıra karar verme yeteneği, sorumluluk alma, terbiye ve disiplin, düzgün bir vücut gelişimi, hastalıklardan çabuk arınabilme ve benzeri kazanımları vardır. Çağımızda çok üzücü olan bir konu da çocukların televizyonda izlediklerinden, oynadıkları oyunlara kadar herşeyin içinde yüksek ölçüde şiddet olması ve oyunların ya da filmlerin kahramanlarının hep iyi dövüşür ya da savaşır olması. Doğal bir sonuç olarak büyüme çağında olan çocuklar bunlara özenerek okulda ya da oyun alanlarında arkadaşlarıyla dalaşmayı oyun haline getirebiliyorlar. Ancak,  profesyonel olarak eğitim aldıklarında, dövüş sporlarının çocuklara faydalı olabilecek yönleri ortaya çıkar. Okulda ya da dışarıda birbirlerini hırpalayan çocukları bilgilendirme ve doğru yönlendirmeyle, dövüşmenin bilincini ve saldırının ya da savunmanın bir spor adı altında yapabilecekleri öğretilebilinir. Çoğu agresif çocuk dövüş sporlarına başladıktan sonra özgüven ve farkındalık sahibi olur, bu da onun enerjisini sokaklarda itişme dışında belli bir disiplinde dövüş sporuna aktarmasını sağlar. Maalesef ki şiddetin kaçınılmaz olduğu bir dünyada yaşadığımız için, her çocuğun kendini korumayı öğrenmesi, hobi için bile olsa dövüş sporlarına herhangi bir disiplinde girmesi kendilerini korumayı bilmeleri açısından yararlı olabilir” dedi.

TÜRKİYE DERECELERİ GELMEYE BAŞLADI

                Judo’da sporcu sayısının arttığına dikkat çeken Antrenör Sönmez, “Judo da Türkiye derecelerimiz gelmeye de başladı. Sporcularımızdan Şevval Gelir, Türkiye üçüncüsü olarak bronz madalya kazandı.  Altyapımızdan da yetenekli gençler geliyor. Çocuklarımızı geleceğe en iyi şekilde hazırlanıyoruz” diye konuştu.

 JUDO NEDİR?

Judo 1950’‘li yıllarda Türkiye ‘ye gelmiş ve ilk çalışmalar başlamıştır. 1962 yılında Güreş Federasyonu bünyesinde federe olarak resmi faaliyetlerine başlamıştır.

Judo ilk defa 1964 yılında Tokyo olimpiyat oyunlarında yer alarak olimpik branş olmuştur. 1966 yılında ise Judo, Türkiye’de bağımsız bir federasyon olmuştur. Judo Federasyonu'nun kurulmasının ardından ilk başkanlığa da Hakkı Isıgöllü atanmış ve 1967'de ilk Türkiye Şampiyonası düzenlenmiştir.

1969-1979 yılları arasında Judo ve Taekwondo, 1980-1990 arasında ise Judo ve Karate Federasyonu olarak faaliyetlerini yürüten federasyon, 1990 yılından itibaren Judo Federasyonu adı altında hizmet vermiştir. Kuruluşundan 1993 yılına dek atama ile göreve gelen Federasyon Başkanları bu tarihte çıkarılan yönetmeliğe göre seçimle görev almaya başladılar ve ilk seçimlerde Natık Canca Judo Federasyonu Başkanı olmuştur.

1997 yılından itibaren Judo Federasyonu bünyesinde sırasıyla Wuhsu, Aikido ve Kurash branşları yer almış, Wushu ve Aikido 2006 yılında ayrılmış, Federasyonumuz 2011 yılına kadar Judo ve Kurash Federasyonu olarak faaliyetlerini sürdürmüştür.

2011 yılında son olarak Kurash branşı bünyesinden ayrılmış olup, bu tarihten itibaren Türkiye Judo Federasyonu olarak faaliyetlerini sürdürmeye devam etmektedir.

 

Bu haber 273 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...