“ŞİDDETE DUR DİYORUZ”

18 Aralık 2019 17:34

Türk Sağlık-Sen Isparta Şubesi, geçtiğimiz gün 112 ekiplerine yapılan saldırı olayını kınadı.  112 istasyonunda gerçekleştirilen basın açıklamasını,  Türk Sağlık-Sen Isparta İl Başkanı Mümtaz Kamil Durak yaptı.

Durak, şu ifadelere yer verdi: “Sağlıkta şiddet durmak bilmiyor.

Sağlık çalışanlarına şiddet ve mobbing çözüme kavuşturulmadıkça içinden çıkılmaz biri hal alıyor. Şiddet tüm çalışanları tehdit ediyor.

Son olarak  İlimizde bir 112 istasyonunda çalışan arkadaşlarımız fiziki şiddete uğramış, darp edilerek küfür ve sözlü hakaretlere maruz kalmışlardır.

Herşeyden önce sağlık hizmeti sunmaya gelmiş olan çalışanları  bu şekilde darp edip, küfür ve hakaretler savurmak insanlığa yakışmaz. Bu konu ile ilgili beyaz kod verilmiştir. Ne olacağını hep beraber göreceğiz. Yapanın yanına kar kalmamasını ümit ediyoruz. Diyoruz ki:” Cezalandırılmayan her kabahat, yeni bir suçun kapısını açar ! “

Kıymetli Basın Mensupları, değerli sağlık çalışanları;

Türkiye’de Sağlıkta şiddet çözülmesi gereken temel meselelerden biridir. Bugün artık sağlık çalışanları can güvenliklerinden yoksun bir şekilde hizmet üretmektedirler. Herkes evine sağ salim gidebileceğinden endişelidir.

Şiddet, ağır darp, bıçaklama ve silahlı saldırı gibi ölümle sonuçlanabilecek bir seviyeye çıkmıştır. Kısacası sağlık çalışanlarının hayati her dakika tehlike altındadır.

Bunun için sağlıkta şiddete acil çözümler ve ağır yaptırımlar gereklidir. Çünkü sağlıkta şiddetin durmak bir yana artarak devam etmesindeki en önemli neden etkin ve caydırıcı tedbirlerin hayata geçmemesidir.

Örnek verecek olursak;  tutuklu yargılama sadece kağıt üstünde kalmaktadır. Uygulama  hayata geçmeyince, şiddet uygulayan elini kolunu sallaya sallaya gezdikçe çözüm olmamaktadır, çözüm uzaklaşmaktadır.

Sağlık çalışanlarına şiddet uygulayanlara, sağlık kurumlarında ortalığı birbirine katanlara bu işin sonunun tutuklu yargılanmak olduğunun idrakine varmaları sağlanmalıdır. Devletin ceza sistemi ve uygulayıcıları bunu hissettirmelidir.

Bunun yanı sıra şiddetin bir tedavi biçimi olarak algısı yıkılmalı, şiddet uygulayanların acil haller dışında kamu sağlık hizmetlerinden belli bir ücret karşılığı yararlandırılması getirilerek bu durum tersine çevrilmelidir.

Yani kişi sağlık çalışanına şiddet uyguladığında belli bir süre ücretsiz sağlık hizmetinden faydalanamayacağını bilmelidir. Şiddetin kendisine bir fatura çıkaracağını anlamalıdır.

Aile içi şiddet, kadına şiddet, çocuğa şiddet ve bugünkü açıklamamıza konu sağlık kuruluşlarında sağlık çalışanlarına sözlü ve fiili şiddet ne yazık ki toplumsal hayatımızın her alanına hakim olmuş adeta meşru hale gelmiştir.

Böylesine bir meşruiyet kazandırılan şiddetin ortaya çıktığı en önemli mekanlar ise hiç kuşkusuz birbirinden farklı insanların bir araya geldikleri bu gibi mekanlardır. Hekimlerimiz ve Sağlık çalışanları Acil servislerden, hasta odalarına, aile sağlığı merkezlerinden, 112 ambulanslarına kadar hizmet verdikleri her ortamda şiddete maruz kalmaktadırlar. En yoğun şiddet vakaları hastanelerin Acil Servisleri ve 112 ambulanslarında yaşanmaktadır. Sözlü şiddet adeta rutinleşmiş, fiziki şiddet ise her geçen gün artmaktadır. Genel anlamda da sağlık çalışanlarının diğer kamu çalışanlarına göre çok daha fazla şiddete maruz kaldığı açıktır.

Değerli basın mensupları ve sağlık çalışanları,

Şifa bekleyen acil hastalara hizmet veren Sendika üyelerimize ve tüm sağlık çalışanlarına ve görevi başında darp edilen, şiddete maruz kalan tüm kamu görevlilerine geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.

Türk Sağlık Sen olarak, yıllardan beri sağlık çalışanlarına yönelik şiddete çözüm bulması için Sağlık Bakanlığını ve Hükümeti uyarıyorduk. Bizler, uygulanan sağlık politikaları nedeniyle şiddetin azalmayacağını, hatta artacağını farkettik ama, yetkililer çözüm bulmayı geciktirmektedirler. Şiddet, sadece bildiriler ve panellerde konuşuldu ve sözde kaldı. Mahkemelerin verdiği cezalar, tutuklamalar şiddetin cezasız kalmaması açısından rahatlatıcı olsa da sorunu ne yazık ki kökten çözmemekte şiddet ve darp’ı engelleyemediği istatistiki olarak önümüzde durmaktadır. Her ne kadar Sağlık Bakanlığı Çalışan ve Hasta Güvenliği Genelgesi yayınladı ve Beyaz Kod Düzenlemesi yaptıysa da saldırıların, yaralanmaların, ölümlerin ve cinayetlerin önü bir türlü alınamadı. İş işten geçmeden artık yeni çözüm yolları aranmalıdır. Bu durum sürdürülebilir bir durum değildir. Zira bu olaylar çalışanların çalışma şevklerini kırmakta, moral ve motivasyonlarını tamamen bitirmektedir.  Ülke genelinde yüzlerce sonu ölümlere varan şiddet vakaları yaşandı.

Sağlık çalışanlarının güvenlikten yoksun ve her türlü saldırıya açık bir şekilde sağlık kurumlarında çalışıyor olmalarını asla kabul etmiyoruz. Yöneticilerimiz bu konuda duyarlı olmalı, çalışanlara yapılacak bu tür saldırıların önüne geçerek öncelikle sağlık çalışanlarının can güvenliklerini sağlamalı, güvenli ve huzurlu bir çalışma ortamı sağlayarak saldırıları engellemek için gerekli önlemleri almalıdırlar.

Vatandaşlarımızı, kendilerine sağlık hizmeti veren sağlık çalışanlarına karşı daha sabırlı, sakin ve aklıselim davranmaya davet ediyoruz. Çünkü sizlere yedi gün yirmi dört saat, gece, gündüz, bayram, tatil demeden sağlık hizmeti sunan bu insanlar sizlerin ve bizlerin kardeşleridir, evlatlarıdır, yakınlarıdır, arkadaşları ve komşularıdır.

Özellikle vatandaşlarımızın bilgilendirilmesi için yoğun bir çalışma yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu çerçevede Televizyonlarda ve sosyal medyada daha sıklıkla kamu spotları yayınlanmalıdır. Yazılı ve görsel medyada sürekli yer verilmelidir. Hastanelerde hasta ve hasta yakınlarına sağlıkta şiddet anlatılmalı ve şiddeti yapanın hangi cezai işlemlerle karşılaşacağı yönünde broşürler verilmeli vb gibi sosyal çalışmalar yapılmalıdır. İletişimin zirve yaptığı bu çağda şiddeti, darpı, yaralanmaları ve cinayetleri konuşmak istemiyoruz artık.

Tüm bunların yanı sıra Türk Sağlık-Sen olarak daha önce de defalarca farklı platformlarda da belirttiğimiz önerimiz sağlık hizmeti veren birimlerin ve yerlerin hiçbir ayrım gözetilmeden ( Sıfır Toleranslı Alan) olarak tanımlanmasıdır. Sıfır toleranslı alanlarda işlenen suçlara en sert yaptırımlar uygulanır ve bu suçlara karşı hakimlerin bir takdir yetkisi de bulunmaz.

Para cezasına çevrilme veya hafifletici sebepler göz önüne alınmayarak cezalar net bir biçimde verilir. Böyle bir alan tanımlaması ile eminiz ki sağlık kurum ve kuruluşları daha güvenli yerler haline geleceklerdir.  Bu konuda sendika olarak teklifimizi Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere tüm yetkili mercilere defaten gönderdik. Sağlıkta şiddet konusunda da bu tarz çözümlerin faydalı olacağına inanıyoruz. Gereğinin yapılmasını bekliyoruz.

Hiçbir acı yada duyulan öfke şiddeti haklı kılmaz.

Nitelikli sağlık hizmeti, ancak huzurlu ve güvenli ortamlarda üretilir.

Şiddet sağlık hizmetini kesintiye uğratır, mağdurun temel haklarını ihlal ettiği gibi, diğer hastaların sağlık hizmeti alma hakkını ihlal eder.

Basın açıklamamızı Şeyh Edabali’nin yüzyıllar önce söylediği veciz ifade ile sonlandıralım. “ İnsanı yaşat ki, Devlet yaşasın ! “

Katılımlarınızdan dolayı sizlere ve güvenliğimizi sağlayan emniyet güçlerimize teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum”.

 

Bu haber 279 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...