“Verimli zirai tarım arazilerimiz iskana asla müsaade edilmesin”

3 Nisan 2013 20:24

2010 yılında tarım alanlarının imara açılması halinde karşılaşılacak gıda kıtlığına vurgu yapmak için başlatılan "Dünyayı Kurtaracak Proje" kapsamında, "Açlık ve Geleceğe Bakış Yürüyüşü" gerçekleştirildi.   

Isparta'da öğrenciler ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri, "Açlık ve Geleceğe Bakış Yürüyüşü" ile tarım alanlarının imara açılması halinde doğacak açlık tehlikesine dikkat çekti.

Isparta Ülkü Ortaokulu Teknoloji Tasarım Öğretmeni Filiz Demer'in, 2010 yılında tarım alanlarının imara açılması halinde karşılaşılacak gıda kıtlığına vurgu yapmak için başlattığı "Dünyayı Kurtaracak Proje" kapsamında, "Açlık ve Geleceğe Bakış Yürüyüşü" gerçekleştirildi. Ülkü Ortaokulundan Isparta Valiliği tören alanına kadar yapılan yürüyüşe, Isparta'daki 21 okulun öğrencileri ile Antalya, Burdur ve Kayseri'den sivil toplum kuruluşları temsilcileri katıldı.

Erenler Mehteran Takımı'nın da eşlik ettiği grup, "Verimli tarım arazilerinizden elleriniz çekin", "Arazi katliamına son" yazılı pankartlar taşıdı.

Proje sahibi Filiz Demer, tören alanında yaptığı konuşmada, artan nüfusla iskanın tarım alanlarına doğru yayıldığına dikkati çekti. Büyümenin bu hızla devam etmesi halinde, bir asır sonra dünyanın açlık tehlikesiyle karşı karşıya kalacağını vurgulayan Demer, verimli tarım arazilerinin iskana açılmasına izin verilmemesi, yatay yayılma yerine yüksek binaların tercih edilmesini istedi.

Türkiye'nin, ekilebilir toprak rezervi tehlikede olan 19 ülke arasında yer aldığının altını çizen Demer, verimli arazilerin sit alanları gibi korunması gerektiğini söyledi. Demer, "Acil olarak milletler arası sözleşme hazırlanmalı ve buna bütün dünya ülkeleri imza atlamalıdır. Milletler arası bir hukuk olmalıdır. Bundan sonra tarım arazileri imara açılmamalıdır" dedi.

Demer konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “

"Hayat idrak edebildiğimiz kadar, azim bir mesuliyet yükler, insana" demiş bir büyüğümüz.

Bizler de 3 sene evvel bu idrakle yola çıktık.  Dünya nüfusunun sürekli olarak artması neticesinde, ülkemizde ve dünyada iskan, zirai -tarım arazilerine doğru yatay bir yayılma göstermektedir. Yayılma böyle giderse, bir asır sonra dünyamızı açlık tehlikesi beklemektedir.

Verimli zirai tarım arazilerimiz iskana asla müsaade edilmesinin, yatay yayılma yerine gelişen teknolojiden daha fazla. istifade edilerek , binalarımızı dikey yükseltmek,gelecek namına mecburiyettir. " fikrini benimseyerek önce Isparta'da sonra diğer şehirlerimizde ve tüm dünyaya sesimizi duyurmaya çalışıyoruz.

Çağ kapayıp, çağ açan, garbı uyandırıp aydınlatan alim dedelerimiz Mimar Sinan, İbni Sina, Ali Kuşçu... Daha nicelerinin...

"Yaş kesenin kellesini keserim" Diye ifade edebilecek kadar tabiat-insan sevgi ve saygısıyla dopdolu bir Fatih'in torunlarıyız.

Türkiye'de ve dünyada nüfus artışına paralel olarak, imara açılan zirai tarım arazi sayısı hızla artmaktadır. Dolayısıyla verimli ekilebilir

Araziler hızla yok edilmektedir. Ekilebilir toprak rezervi tehlike altında olan 19 ülke arasındadır

Ülkemiz;

Tehlike kapımızda artık kulaklarımızı tıkamayalım! Tarım arazilerimizin sadece

% 5 'i ekilebilir zirai tarım arazisidir.

Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de verimli tarım arazileri, nüfus artışı, sanayileşme ,yapılaşma, erozyon, kirlilik gibi çeşitli unsurlardan dolayı azalmaktadır. ama bu azalışa rağmen nüfusu beslemek mecburiyetindeyiz.

Bu nedenle verimli tarım arazileri mutlak surette sit alanları gibi korunması elzemdir. Tarım dışı kullanıma hiçbir surette izin verilmemelidir. İskan  politikaları biran önce yenilenmelidir. Acil şekilde milletler arası bir sözleşme devletleri imza atmalıdır. Milletler arası bir hukuk olmalıdır. hiç değilse bundan sonra hiçbir surette zirai tarım arazileri imara açılmamalıdır. milletler arası hukuk dışına taşan iş ve fiillere ciddi cezai müeyyideler uygulanmalıdır.

Aksi halde gelecek namına büyük tehlike mevzu bahistir.

binaların yapımında ,gelişen teknolojiden daha çok İstifade edilerek ,dayanıklı sağlam ve çok katlı binalar yapılarak daha fazla insanın barınma ihtiyacını sağlayacak şekilde yeniden tasarlanmalıdır. Bunun içinde yatay yerleşimden ziyade dikey yerleşime yani çok katlı binalara yönelinmesi ,hususiyetle asırlar sonrasına da yeterli zirai- tarım arazisi bırakmak için mecburiyettir.

Mütefekkir İsmet Akçal’ın ifadesine göre de; nur suresi 36 ayeti de " fi büyutin ezînellahü en türfea" beyanında da Kur'an-I Kerim'in 1380 sene evvel tarımı korumak için gökdelenleri işaret ettiğini ifade etmiştir.

DİYANET MEALİ

Yeryüzündeki kaynakları bilinçsizce kullanmamız neticesinde ;

günümüzde mevcut bir milyar aç insan bulunmaktadır .Hergün 925 milyon insan aç yatağa giriyor.Her sene 5 milyon çocuk ise açlıktan ölüyor.

2050 senesinde dünya nüfusu 9 milyarı aşacağı tahmin ediliyor. Peki bu zamanda , giderek azalan tarım arazileri , artan nüfusu besleyebilecek mi?

İşte facia burada başlıyor !

Tarım arazilerinin azalmasına ve nüfusun artmasına karşılık , bugünden itibaren ne yapabiliriz sorusunun cevabını iyi idrak etmeliyiz.

Gıda ihtiyacı tarım arazilerinin verimsizliği " arttıkça(her arazi verimli tarım arazisi değildir)

tarım arazileri imara açıldıkça ,nüfus süratle açlığa doğru gider.....

Bu faciaya dikkatlerinizi çekeriz!

Ecdadımız ilmi irfanıyla geleceği öyle, idrak etmiştir ki, hiçbir zaman zirai  tarım arazilerine evlerine yapmamıştır.Daima tepelik ve kıraç yerlere inşa

etmiştir. Yüzyıllardır birçok tarihi eserimiz zarafeti, sağlamlığı ve dimdik ayakta

.kalmasıyla, sanki ecdadının ilmini gör ,araştır,sende onlara yetiş , hatta onları geçerek şehirlerini sende öyle imar et, gibi bakar ,bizlere!

Acaba bizler ecdadımız melminin neresindeyiz diye kendi kendimize soruyor muyuz?

Torunlarımızın çocuklarım, kendi ellerimizle karanlık bir zamana atmakta, huzurlu, refah bir seviyede yaşamalarını sağlamakta bizim ellerimizde ve idraklerimizdedir.

HZ. Ali Efendimiz "evlatlarınızı kendi zamanınıza göre değil, onların zamanına göre yetiştiriniz" ifadesinde yenili en güzel şekilde bulmuştur.

Geleceği teferruatlı bir şekilde görmeliyiz. Torunlarımızın, çocuklarına nasıl bir dünya bırakmak istiyoruz? Un Cevabını iyi bulmak ve iyi idrak etmek mecburiyetindeyiz.

Bugün bizlerin yediği aynı sebze ve meyveyi torunlarımızın çocukları acaba yiyebilecek mi?

Atmosfer tabakasındaki deliği nasıl yamayamıyorsak, giderek azalan ve telafisi olmayan zirai tarım arazilerimiz de elimizden hızla akıp gidiyor ve yok oluyor.

Evet, neticede nereye geliyoruz. milyonlarca insan aç kalacak, tehlikenin farkında mıyız?

açlık bizde yok demeyelim, yarın bizimde kapımızı çalacak! bu hususta herkesi vazifeye davet ediyoruz”.

Törende katılımcılara fidan dağıtıldı. 

Bu haber 1040 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...