“Öğretim üyesini performans kaygısıyla uğraştırmayın!”

18 Nisan 2013 18:21

Isparta-Burdur Tabip Odası Başkanı Dr. İlker Büyükyavuz, parasal bir ilişkinin hasta ile hekim arasına girdiği zaman maalesef çok da sevimli olmayan şeyler yaşandığına dikkat çekti. Ayrıca Büyükyavuz, sağlık çalışanlarına uygulanan şiddetin de bu sistem sayesinde yaşandığını ileri sürdü.

Isparta-Burdur Tabip Odası Başkanı Dr. İlker Büyükyavuz, hem sağlık çalışanlarına yapılan şiddeti, hem sağlıkta performansa dayalı hizmeti hem de gelecekte görev alacak öğretim üyelerine uygulanan yaklaşıma tepki göstermek amacıyla basın toplantısı düzenledi. 3 ana konu üzerinde açıklamada bulunan Büyükyavuz, önemli mesajlar verdi.

BUGÜN 1 GÜNLÜK GREV YAPACAKLAR

İlk olarak 17 Nisan’da rahmetli olan doktor Ersin Arslan’ın ölümünün 1’nci yıl dönümü dolayısıyla bugün 1 günlük grev yapacaklarını açıklayan Büyükyavuz, “Eylemin ana amacı; Tabi ki sağlık alanında artan şiddete dikkat çekmek ve rahmetli olan arkadaşımızı anmak. Bu anlamda halkımızın bir tanesinin bile mağdur olmaması taraftarıyız. Öncelikle hizmet vermeye devam edecek olan servislerimiz; Acil servislerimiz, onkoloji merkezleri, çocuk hastalıkları servisimiz. Randevulu hastalar, önceden planlanmış ameliyatlar yapılmaya devam edecek. Isparta’nın dışından gelecek vatandaşlarımız olabilir. Bunun için halkımızın da mağdur olmaması açısından hizmette olacağız. Tabi bu tür eylemlerde, daha önceki tecrübelerimizden de %100 katılımın mümkün olmayacağını biliyoruz. Meslektaşlarımızdan bu eyleme katılanlar da olacaktır, katılmayanlar da olacaktır. Dolayısıyla halkımızın mağdur olmaması için öncelikle bir telefonla hekim arkadaşın çalışıp çalışmadığını, o klinikte muayene olup olamayacaklarını sormaları hem kendilerinin mağdur olmaması açısından bizleri de mutlu edecektir.

HALKLA HEKİM ARASINDA ZATEN BİR SORUN YOK

Biz kesinlikle insanları mağdur etme niyetinde değiliz. Zaten bütün Türkiye çapında da eylemlere baktığımız zaman halkla hekimler arasında herhangi bir sorun yaşanmıyor. Genel olarak uyum içerisinde insanlar bunu birlikte başarıyorlar. Şiddete dikkat çekmek adına en azından vefat eden arkadaşımızı anmak adına da bunun halkla birlikte çok daha anlamlı olacağına inanıyorum. Yine tabi daha önce de söyledik. Eleştirenler de oldu. Şu açıdan bakmak lazım; Biliyorsunuz bu memlekette 9’ar günlük bayram tatilleri oluyor. Ne çocuk hastalıkları kliniği açık oluyor, ne onkoloji kliniği açık oluyor. Ne uzaktan gelen hastalara bakılabiliyor, dolayısıyla 1 günlük bu tarz bir eylemi de halkımızın anlayışla karşılayacağına inanıyorum. Hep birlikte inşallah sorunsuz bir grev günü geçiririz. Bu konu ile ilgili bugün Belediye İşhanı önünde bir basın açıklaması yapacağız” dedi.

SAĞLIKTA PERFORMANS OLMAZ

Öte yandan sağlıkta performansa dayalı bir hizmetin verilemeyeceğini ileri süren Büyükyavuz, “14 Mart’tan önce yeni Bakanın göreve gelmesi ile birlikte Türk Tabipleri Birliği Başkanı nezdinde geniş bir ekiple Sayın Sağlık Bakanı ziyaret edildi. Orada taleplerini dile getirdiler. Güvenceli bir ücretlendirme, yani ele geçen paranın %80’i performanstan, %20’si de sabit ücretlendirmeden gelmekte. Bunun tersi olması gerektiğini söylediler. Sayın Sağlık Bakanı ümitlendirici konuştu heyetle. Yani sorunun çözüleceğini, 14 Mart’tan önce de müjde verilebileceğini söyledi. Dolayısıyla biz de ümitlendik. Tabi sadece Tıp Fakültelerinde değil, bütün kamu hastanelerindeki performansa dayalı sistemden bahsediyoruz. Sonra Sayın Başbakan’dan bir açıklama geldi. Tıp Fakültesinde çalışan öğretim üyesi arkadaşlar saat 17.00’den sonra yaptıkları muayene ya da ameliyat karşılığı bir miktar para alacakları şeklinde. Tabi bu bizi mutlu eden bir şey değil. Saat 17:00’ye kadar çalışmışsınız, 17:00’den sonra tekrardan ameliyat yapmak ne kadar verimli olur? Zaten yansıyan ücretler de oldukça komik olan ücretler. Dolayısıyla bu hem bütün hekimleri kapsamaması açısından, hem de bizim beklentimize yanıt vermemesi açısından önemliydi. Aslında 17 Nisan bunları dile getirmek açısından da önemli. Performans her türlü olur. Ama sağlıkta bir performans olamaz. Parasal bir ilişki hasta ile hekim arasına girdiği zaman maalesef çok da sevimli olmayan şeyler oluyor. Şiddette bu sistemin de sorumlu olduğunu düşünüyoruz. Bununla beraber hem taleplerin gerçekleşmesi adına dikkat çekmek, hem de artan şiddete dikkat çekmek amacıyla zaten bu 17 Nisan’daki grev etkinliğini düzenliyoruz” diye konuştu. 

10 YIL SONRASINI DÜŞÜNEBİLİYOR MUSUNUZ?

Diğer taraftan asistanların gelecekte uzman olacaklarını ve bugün performans kaygısı nedeniyle kendileriyle ilgilenilmediğini savunan Büyükyavuz, “Tıp Fakülteleri sürekli kan kaybediyor. Tıp Fakültelerine eğer ki siz performans kaygısını yüklediğiniz zaman, o zaman bir şekilde diyorsunuz ki ‘poliklinik yap, daha fazla ameliyat yap, daha fazla hasta bak.’ Diğer tarafta da Tıp Fakültelerinin asli görevi olan işler var. Yani Tıp Fakültesi öğretim üyesinin en asli ödevi; Öğrenciye eğitim vermek, asistana eğitim vermek, bilimsel araştırma yapmaktır. Ama siz bu üç kalemi bir kenara atıyorsunuz, hastane kazansın, siz kazanın deyip polikliniğe sevk ediyorsunuz öğretim üyesini. Halk olarak da şu anda bundan mutlu olabiliriz ama bir de bu işin 10 yıl sonrasını düşünmek gerekir. Ben poliklinikte isem sürekli, bir tarafta öğrenciyi, bir tarafta asistanı ihmal ediyorum anlamına gelir. Bir 10 yıl sonra o öğrenciler hekim olacaklar, o asistanlar uzman olacaklar. Dolayısıyla bu yapılan şeyler maalesef uzun vadede halkın sağlığını aslında tehlikeye atıyor. Yani bir öğretim üyesini, performans kaygısıyla uğraştırmamak gerekiyor” şeklinde konuştu.

 

Bu haber 673 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...