Türkocağı’nda “Türkiye ve Ortadoğudaki Siyasal Gelişmeler’ sohbete konu oldu

29 Nisan 2013 18:48

Türkocakları Isparta Şubesinin kasım ayı başından bu yana her hafta cuma akşamları düzenlediği" Cuma Sohbetleri" sonlandırıldı.Son cuma sohbetinin konuğu SDÜ Uluslararası ilişkiler Öğretim Üyesi Doç.Dr.Timuçin Kodaman,konusu ise "Türkiye ve Ortadoğudaki Siyasal Gelişmeler" oldu.Türkocağı konferans salonunda ki sohbet yoğun katılımla  1,5 saat sürdü.Şube başkanı Op.Dr.Levent Başyiğit'in hoş geldiniz konuşmasından sonra Kodaman özetle şunları söyledi:

"Osmanlı İmparatorluğunun hukuki ve fiili olarak devamı olan ama rejim değişikliği ile devamlılığı sağlayan Türkiye Cumhuriyeti’nin, uyguladığı dış politikasını etkileyen temel unsurları  Kültürel, Tarihsel, Stratejik, İdeolojik ve İç yapısal boyut olarak sıralayabiliriz. Bu unsurlar, Türk dış politikasını uluslararası konjonktüre göre bazen olumlu bazen de olumsuz olarak etkiler ve girift bir hal kazandırır. Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti, güç dengesini ayrıntılı bir şekilde takip ederek ondan yararlanmayı ve işgal tehdidi yok ise  devletlerle savaşmamayı tercih eden bir stratejiyi tercih etmişlerdir. Birbirinin devamı olan bu iki Türk devleti, bu ortak politikalarının haricinde yukarıda söylediğimiz rejim değişikliğinden dolayı farklı anlayışa da sahiplerdi. Osmanlı imparatorluğu çok milletli ve çok dinli yapısından dolayı değişime direnirken, Türkiye Cumhuriyeti ise milli devlet niteliğinden dolayı değişimden yana idi. Bu değişim ise yukarıda bahsedilen milli devlet niteliği nedeniyle daha çok ülke içi bir değişimdir.

21. yüzyıla kadar olan dönemde Türkiye, özellikle II. Dünya savaşı sonrasında batı merkezli bir dış politika izlerken, yeni dünya düzeni ile ekonomik zorlukları aşabilmek amacı ile ticari ilişkilerini farklılaştırabilmek için 11 Eylül sonrası Ortadoğu’ya yönelik girişimlerini sıklaştırmıştır. Arap Baharı olarak kamuoyuna yansıtılan ayaklanmalar sonrasında ise Türkiye, özellikle Körfez ülkeleri, Mısır ve Suriye konusunda daha aktif bir dış politika izlemektedir. Bu değişim 2009’da Dışişleri bakanı olan Ahmet Davutoğlu’nun Stratejik Derinlik kitabında belirttiği gibi tarihi ve coğrafi nedenlerden ötürü gerçekleşmiştir. Bölgede meydana gelen krizler dış politikadaki strateji değişikliği için önemli fırsat yaratmıştır. Hem ticari ve ekonomik faaliyetler artırılırken hem de bölgesel sorunlara2000’li yılların öncesine göre, arabuluculuk ve kolaylaştırıcı olarak müdahil olunmaya başlanmıştır. Bölgesel bir aktör olarak da itibar kazanılmıştır. Bölgede meydana gelen halk hareketlerinde ise genelde ABD ve AB ile uyumlu olarak  Türkiye’nin bölge politikasının batı ekseninde devam ettiğini göstermektedir.

Sonuç olarak son dönem Orta Doğu’ya yönelik dış politikamız farklı düzlemlerde etkin bir şekilde yürütülüyormuş gibi gösterilmeye çalışılsa da tarihsel çizgiye uygun bir şekilde batıcı ve statükocu ilkelerle devam etmektedir. Bence bugün başarılı ve başarısız olduğumuz birçok dış politika uygulaması hakkında esas kararı bilimsel anlamda tarih verecektir"

Soru, cevap, katkı ve ikramların ardından cuma sohbetlerinin kasım başına kadar ara verildiği belirtilerek, 2 mayıs 2013 perşembe akşamı Belediye Kültür sineması saat:20.00 deki Servet Somuncuoğlu'nun "Sibiryadan Anadoluya Taştaki Türkler"belgesel programında  bir arada olmak temennisi ile sohbet sonlandırıldı.

Bu haber 688 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...