“En kısa zamanda seçime gidilmelidir”

18 Haziran 2013 18:54

CHP İl Başkanı Vedat Şenol, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, insanların yaşamlarına müdahale ettiğini ve toplumda bir patlama oluştuğunu belirterek, “Bu sorumluluk öncelikle başbakanındır” dedi.

Toplumun barışçı, demokratik taleplerine çok sert müdahalelerle karşılık verildiğini belirten İl Başkanı Şenol, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Demokrasi, tüm halkın ve bireylerin eşit yaşam haklarını, hukukun üstünlüğü çerçevesinde korumak ve kollamaktır. Demokrasilerde iktidarlar buyurgan, otoriter davranamazlar. Kendi yaşam tarzlarını ve düşüncelerini topluma dayatamazlar. İnsanların temel hak ve özgürlükleri ön planda olmak koşulu ile hukuk kuralları içinde herkese eşit mesafede olurlar. Hiç kimse marjinal olarak değerlendirilip ötelenemez.

Türkiye yirmi gündür ayakta. Çevrecilik gibi barışçı bir tepki, başbakanın diktatörce tutumu yüzünden çözümsüzlüğe doğru sürüklenmektedir. Bu tepki hiçbir görüşe, düşünceye ve partiliye karşı değildir. Bu tepki, özgürlükleri gittikçe daraltan başbakan ve hükümetin uygulamalarına karşıdır. Bu tepki, daha iyi bir yaşam için toplumun demokrasi talebidir.

Başbakan ısrarla CHP’ye saldırmakta ve hedef göstermektedir. Kendi taraftarlarını sokağa dökerek büyük bir çatışma ortamı yaratmaya çalışmaktadır. Çünkü başbakan her zaman kaos ortamından beslenmiştir. Ama halkımız sağ duyulu davranarak böyle bir oyuna gelmemiştir. Çünkü bu tepki AKP’ye oy verenlere karşı değildir. Herkesin iyi koşullarda yaşamasını isteyen insani ve barışçı bir tepkidir.

Hükümetin uygulamaları, ülkemizi zor duruma sokmuş ve toplumu bunaltmıştır. Gelir adaleti gittikçe bozulmuştur. İşçiler sendikasızlaştırılmış ve çağdaş kölelik olan taşorunluk sistemi yaygınlaştırılmıştır.Kamu çalışanlarına grevli toplu sözleşmeli sendikal hak tanınmamıştır.Emekliler hayatlarını zor sürdürebilmektedirler. Çiftçiye, mazot, ilaç, gübre, tohumluk gibi temel girdilerde destekleme yapılmadığı için çiftçi her geçen gün daha çok borçlanmaktadır. Hayvancılık içler acısıdır.İşsizlik insanları bunaltmıştır.Sağlık sistemi gittikçe paralı hale gelmektedir.

Medya susturulmuş tarafsızlığını kaybetmiştir. Yargı bağımsızlığı ortadan kalkmış,muhalif avcılığına dönüşmüştür,teröristler tanık olarak dinlenerek ülkemiz değerleri tutuklanmıştır. Barış görüşmeleri adı altında terör örgütü ile el sıkışılmış,ileride daha büyük sorunlara ve ülke bütünlüğümüzü tehlikeye atacak bir konuya şimdiden imza atılmıştır.

Milli bayramları yok saymaya çalıştılar.Toplumun inanç değerlerini kullanarak toplumu bölmeye ve çatışma ortamı yaratmaya çalışmaktadırlar.Başbakan kendisini onaylamayan herkesi yok saymaya çalışmakta ve hedef göstermektedir.

Ülkemizin ulusal kalkınma planı yoktur.Kapitalizmin neoliberal uygulamaları ile tüketim toplumu haline getirildik.Biliyoruz ki üretmeyen toplumlar bağımsızlıklarını kaybederler. Onun içindirki bu tepki kapitalizme karşıdır.

Tüm bu sorunlara birde başbakanın insanların yaşamlarına müdahalesi eklenince toplumda bir patlama oluştu. Bu sorumluluk öncelikle başbakanındır.

Toplumun barışçı, demokratik taleplerine çok sert müdahalelerle karşılık verildi. Beş kişi hayatını kaybetti, yetmişi ağır sekizbin yaralı.Çoğu insan çeşitli organlarını kaybettiler.Gaz ve kimyasal sular insanların sağlığını bozdu.Bu faşist bir uygulamadır.Şiddetle kınıyoruz.Sayın başbakana soruyoruz analar böylemi ağlamayacak.

Hükümete önerimiz şudur; Şiddeti bırakıp, aklını başına toplayıp en kısa zamanda seçime gitmelidir. Çünkü sorunların çözüm yeri sandık, yani demokrasidir”. 

 

 

Bu haber 660 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...