“Göl sinekleri turizm açısından büyük tehlike oluşturuyor”

19 Haziran 2013 19:21

SDÜ Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi ve Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Bilim Kurulu Üyesi Yrd. Doç. Dr. Erol Kesici, Eğirdir turizmi açısından göl sineklerinin büyük tehlike oluşturduğunu ileri sürdü. Kesici, “Eğirdir’de turizm gibi gelişmeler, sadece makyajla değil,  başta sinek olmak üzere gölün kirlilik sorunlarıyla ilgili bilimsel projelerin yapılmasıyla olur. Çalışmalar belki de yerel yönetimlerin gücü-bakışı ile bu kadar olmakta” dedi.

Yaz aylarının gelmesiyle birlikte Eğirdir Gölü’nde büyük bir tehlike de ortaya çıktı. Göl sinekleri Eğirdir ilçesi için tehlike oluştururken, turizm adına da Isparta açısından kötü bir izlenim bırakıyor. Bu konuda Eğirdir Gölü üzerinde uzun yıllardır incelemeler yapan SDÜ Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi ve Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Bilim Kurulu Üyesi Isparta Temsilcisi Yrd. Doç. Dr. Erol Kesici, sorunun sadece ilçeyi değil tüm ili ilgilendirdiğine dikkat çekti. Kesici, Eğirdir turizminin gelişmesi için sadece makyaja değil,  başta sinek olmak üzere gölün kirlilik sorunlarıyla ilgili bilimsel projelerin yapılmasıyla olacağı görüşünü savundu. Yrd. Doç. Dr. Kesici, “Eğirdir Gölü stratejik önemi olan içme suyu kaynağıdır, göle bakış; ‘daha çok para nasıl kazanırızdan’  ziyade su kaynağının nasıl korunacağı ilkesinde olmadır. Bunu önemsersek ve koruma yasalarını uygularsak göl ‘cennetimiz’ olur düşüncesindeyim. Gölün adı Eğirdir. Bu adın taşınması Eğirdir’e büyük sorumluluklar yüklemekteyse de göl, bir havuz, bir baraj değildir, dünya mirasıdır, gölde tüm canlıların hakkı vardır, sorumluluk herkesindir” dedi.

İL BAZINDA ELE ALINMALI

Göl sinekleriyle mücadelede sineğin türü, yaşam biçimi ve biyolojisini iyi bilmek gerektiğini vurgulayan Kesici, sorunun gölün bugünkü yapısı ve besin zincirinden kaynaklandığını bildirdi. Kesici, sözlerine şöyle devam etti:  “Geçtiğimiz yıl, Eğirdir lisesinde öğretmenlik yaptığım dönemlerden öğrencim olan 'Eğirdir Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü Çevre ve Halk Sağlığı Veteriner İşleri Müdürü Sayın Mehmet Küçükköse, göl sineği konusunda benimle görüşmelerde bulundu, teşekkür ederim duyarlılığına.  Küçükköse’ye sorunun doğal dengesi bozulan gölden kaynaklandığını ve bu sorunun sadece Eğirdir değil,  öncelikle il bazında ele alınmasının gerektiğini söyledim. Ayrıca ilaçlama yöntemlerinin sadece psikolojik etkisinin olduğunu ve bu tür kimyasallar tehlikeli olabileceğini bildirdim

YEREL YÖNETİMLERİN BAKIŞI İLE BU KADAR OLMAKTA

Bunun yanında göl sineğinin yaşam biyolojisi iyi bilinerek, sineklerle uçarken değil, yumurta-larva döneminde ve kaynağında, başta biyolojik olmak üzere büyüme-çoğalma süreçlerinde ‘çok farklı yöntemler’ uygulanmalıdır. Bu nedenlerle bu işin çok kolay olmadığını, bilimsel yöntemlerle, sabırla ve geniş tabanlı (su kalitesi- balıklandırma-ekolojik döngü-sosyo –ekonomik bakış ve yapı vb)  araştırma ve araştırmacıların yer aldığı projelerin nasıl olacağı- geliştirilmesi ve neler yapılabileceği konusunda görüşlerimizi belirtik. Küçükköse teşekkür ederek,  il bazında yöneticilere önerilerimizi ileteceğini belirtti. Aradan bir yıl daha geçti bize dönülmedi. Sayın Küçükköse’nin önerilerimiz ve araştırmaları doğrultusunda çalışmalar yaptığını gözlemledik. Çalışmalar belki de yerel yönetimlerin gücü-bakışı ile bu kadar olmakta.”

GELECEK NESİLLERE BÖYLE BİR GÖL BIRAKMAK HAKSIZLIK DEĞİL Mİ?

Öte yandan Yrd. Doç. Dr. Erol Kesici Eğirdir Gölü’nün binlerce yıl oluşum süreci geçirdikten sonra,  kendi yaşamını sorunsuz yıldır sürdürerek son yüz yıla kadar gelmiş doğal göl olduğunu belirterek, “Gölde verimliliği artırmak ve gölde ekonomik değeri olmayan türlerinin değerlendirilmesi amacıyla gölün yaşamını sağlayan doğal yapısına yapılan başta balıklandırmayla başlayan doğal döngüyü dönüştürme çalışmaları(sudak-takoz, balık) çalışmaları ve gölün doğal su akışının regülatörlerle düzenlenmesiyle göl suyunun durağanlaştırılması, göl çevresindeki çok yoğun kurutmalarla tarım alanlarının açılması ve bu alanlarda salma sulama –kontrolsüz aşırı gübreleme ve kimyasalların kullanılması ve diğer atıklarında göle bırakılmasıyla gölün biyolojik ve hidrolojik özelliklerinde ve gölün yaşamında çok ciddi sorunlar oluşmuştur. Bunu hep tekrarlıyoruz çünkü sorunların temel nedeni budur, unutulmamalı ve dersler çıkarılmalıdır” dedi ve “Çözümde anahtar; sorun ne? Nerede? Etkeni tanıma? Hangi yöntem? Gelecek nesillere böyle bir göl bırakmak, haksızlık değil mi?” diye sordu.

HER ÇALIŞMA BELGE NİTELİĞİNDE

 Kesici, bir şey yok, göl temiz demekle sorunun çözülmediğine işaret etti. Bilim insanlarının her bir çalışmasının belge niteliğinde olduğunu belirten Kesici, “Onay görürse yayınlanır. Bilim insanlarının görüşü belgelere dayanır/dayanmalıdır. Bilimle ‘film’ birbirine karıştırılmamalı, ‘kendi “bilim’ insanları” aranmamalı. Göl yerinde durmakta, Eğirdir Gölü ile ilgili yüzlerce bilimsel çalışma ve sonuçlarına ulaşmak günümüzde artık çok kolay” şeklinde konuştu.

Bu haber 1004 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...