“Isparta’nın hayalleri TSE ile gerçek olur”

26 Temmuz 2013 15:35

Son yapılan kongrede Türk Standartları Enstitüsü Başkan vekili olan Rektör Danışmanı Doç. Dr. M. Fahrettin Önder, Isparta’nın markalaşma sürecinde izlemesi gereken yolu gösterdi. Önder, “Isparta’nın mevcutta ‘kazanıyorum bu bana yetiyor’ düşüncesi var. Önce bunu yıkmalı. Sonra birikimli, vizyonlu, geleceğinde Isparta’yı düşünen insanların çoğalması gerekli. Isparta’da bu potansiyel var” dedi.

SDÜ Hukuk Fakültesi Özel Hukuk Bölümü Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Rektör Danışmanı Doç. Dr. M. Fahrettin Önder, önemli bir göreve getirildi. Önder, mayıs ayında yapılan kongrede YÖK’ü temsilen Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Yönetim Kurulu Başkan Vekili oldu.

TSE SADECE BİR MARKA OLMASIN

DİYE BU GÖREVİ KABUL ETTİM

İlk olarak TSE’nin ülke genelindeki çalışmalarına değinen Önder, TSE’nin bir marka olduğunu ancak sadece bir marka olmasın diye bu görevi kabul ettiğini bildirdi. TSE’nin uzun zamandır yakın takibinde olduğunu ifade eden Önder, şunları söyledi; “Çünkü ülkemizde Kamu İktisadi Kurumlar (KİT) var, TSE’de bunlardan biri. TSE, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın bir kuruluşudur. Ama farkı özel hukuk hükümlerine göre çalışıyor. Bir yandan özel olurken diğer yandan devlete bağlı. Bu bir yandan avantaj sağlarken diğer yandan dezavantaj getiriyor. Ben devletim derseniz hiçbir şey yapmayabilirsiniz. Bunca yıl Türkiye’de bu şekilde bakıldı. Standart başvurusu gelirse yaparım olmamalı. TSE, hem belge vermek hem de Türkiye ekonomisini dünya ekonomisiyle buluşturmak amacında.

SADECE ÜRETİM ANLAMINDA BİR

STANDART VERMEK ÇÖZÜM DEĞİL

Türkiye’de üretilen bir ürünü dünyada pazarlayabilmek için önce belli bir standardının olmasına bağlı. Standardımız kendi içimizde hiçbir anlam ifade etmez. Buradan bir Almanya’ya bir ürün ihraç edecek olsam, diyorlar ki, ‘şu kuruluşlardan belge getireceksin.’ O kuruluşlar içinde TSE var mı, yok! TSE olarak o kuruluşlarla yarışırsak, rekabet edersek, işbirliği ve belgelendirme yaparsak ürünümüz dünyanın her yerine ihraç edilir. Örneğin CE belgesi var. Bu belge Avrupa Güvenlik Standardına uyumluluğu gösteriyor. Ancak yıllar önce bu belge için Türk firmaları tarafından milyonlarca dolar veriliyordu. Neden bunu TSE vermesin? Sadece üretim anlamında bir standart vermek çözüm değil.

TSE 2,5 MİLYON DÖNÜM ÜZERİNE

YENİ BİR TEST MERKEZİ KURUYOR

Nükleer Santral yapıyoruz, denetimini neden biz yapmayalım? Otomobil test merkezleri neden ülkemizde olmasın? Üretim anlamında bu alanda birçok fabrika var. Ancak denetim için araçlar Avrupa’ya gidiyor. Bu anlamda 2,5 milyon dönüm Bursa’da Bakanlar Kurulu kararıyla yer tahsisi yapıldı.  Ülkemizde Avrupa, Asya ve Afrika’ya hitap edilecek bir test merkezi kurulacak.”

GÜLÜN İHRACATINI KOLAYLAŞTIRABİLİRİZ

Öte yandan Isparta’nın mevcut durumundan kurtulabilmesi için yapılması gerekenleri sıralayan Önder, ilk olarak İlimizin gül üzerinden çıkası gerektiğini belirtti. Kozmetik alanında gül ürünlerinin iyi üretim uygulamalarının Avrupa Birliği mevzuat çerçevesinde zorunlu olduğunu kaydeden Önder, şöyle devam etti; “İyi üretim uygulamalarını burada gül üreticisi firmalarla yaparsak en azından Avrupa Birliği’ne ihracatında ön şartı yerine getirmiş oluruz. Laboratuvar çalışmalarıyla bunların uyumluluk anlamında standartlarını belirleyebiliriz. Aynı zamanda uyum gözetimlerini yapabiliriz. Buradan alınan patent ve markaları mevzuat çerçevesinde standartla birleştirip onların ihracat kolaylıklarını sağlayabiliriz. Enstitü olduğumuz için eğitimlerde veriyoruz. Marka, kaliteye ve iyi uygulamalarına yönelik Isparta’dan talep geldiği takdirde destek de verebiliriz. ITSO’nun yeni yönetimi seçildi. Onların da bu anlamda gayretleri olacaktır. TSE’de hukukçu olarak ne yapabilirim düşüncesinde hareket ediyorum. Isparta’da yerel yöneticiler anlamında her katkıya hazırız.  Yeter ki, Isparta ve ülke ekonomisine katkısı olsun.

HAYALLERİN GERÇEKLEŞMESİ İÇİN BİZE GELMELİLER

Gülde dünyanın üretiminin yüzde 65’ini Isparta karşılıyor. Bu büyük bir oran. Ayrıca bu kozmetiğinde altyapısıdır. O zaman biz neden Fransa olmayalım? Kozmetiğin merkezi olabilirsek, tüm standardını biz belirleyerek, dünyaya gül ürünlerini biz pazarlayabilirsek, sadece mamul, ham madde olarak kalmazsak Isparta büyük ölçüde kalkınır. Bölgemizde sebze ve meyve anlamında da biz 3. ülkelere taraf gözetimini Isparta olarak bazı şirketlere, TSE olarak biz verirsek, onların ihracatları en az 2 kat artacaktır. Hayallerinde yapmak istediklerinin engellerini bilmemiz gerekiyor. Engelleri bize aktarırlarsa yardımcı olmaya çalışırız. Talebin firmalardan gelmesi gerekiyor.  TSE olarak Hızır değiliz. Biz yol gösteriyoruz. TSE ile ilgili bir husus olduğunda biz varız diyoruz.

ISPARTA’DA ‘KAZANIYORUM BU

BANA YETİYOR’ DÜŞÜNCESİ VAR

Isparta’nın mevcutta ‘kazanıyorum bu bana yetiyor’ düşüncesi var. Isparta emekli ve memur şehri olarak biliniyor. Bu böyle olmamalı. Bizim 20 yıl önce Denizli’den ne farkımız vardı? Şimdi Denizli’nin durumu ortada.

VİZYON SAHİBİ İŞADAMLARINA İHTİYACIMIZ VAR

Bunları kırmak, vizyon sahibi, ileriyi görebilecek işadamlarımıza ve yerel yöneticilerimize bağlı. Isparta’da olan bir şeyin yatırımını Ankara’da ya da Kayseri’de yapmayız. Isparta’nın ürünü için burayı seçeriz. Çünkü maliyet ürünün yerinde düşer.

GELECEĞİNDE ISPARTA’YI VE TÜRKİYE’Yİ DÜŞÜNEN

İNSANLARIN ÇOĞALMASINI İSTİYORUZ

Ben Sütçülerliyim. Sütçüler tamamen bir hayvancılık bölgesi. Birkaç kişi hariç kimse bunu kullanmak istemiyor, riske girmek istemiyor. Ama ticaret risk işidir. Risk alırsanız olur, risk almazsanız mevcut halinizle kavrulursunuz. Birikimli, vizyonlu geleceğinde Isparta’yı ve Türkiye’yi düşünen insanların çoğalmasını istiyoruz. Bu anlamda işbirliği yapabiliriz, eğitimler verebiliriz.”

 

Bu haber 1082 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...