“Çözüm ve barış diyerek PKK dayatmalarına teslim olanlar, 30 Ağustos´tan sonuç çıkarmalıdır”

2 Eylül 2013 15:55

Atatürk Stadyumunda konser öncesi halka seslenen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AK Parti hükümetinin kötü gidişatına dur demenin vaktinin geldiğini, bunun için de 30 Mart 2014’te yapılacak yerel seçimlere büyük önem verdiklerini belirtti. Konuşmasının büyük bir kısmını AK Parti hükümetine ayıran Bahçeli, şunları söyledi:

“Türk milletine yapılan haksızlıkların, hainliklerin, insanlık dışı saldırıların tarihte hak ettiği cevabı aldığını dile getiren Bahçeli, 30 Ağustos Zaferi'nin en önemli dönüm noktalarından birisi olduğunu belirtti. Türk halkının zaferlerinden, birliğinden, beraberliğinden rahatsız olanlara karşı 30 Ağustos şuurunun varlığını sürdürdüğünü belirten Bahçeli, "91 yıl önceki muhteşem akınımızı, müthiş taarruzumuzu heba etmeye ve anlamsızlığa sürüklemeye gayret edenlere müsamaha göstermeyeceğiz. Zira Samsun'dan Dumlupınar'a kadar yazılan tarih ve sahip olunan mücadele ruhu, aynı zamanda destansı azim ve kararlılık bizimledir ve milletimizin sinesinde kor gibi durmaktadır" dedi.

Türk milletinin bir daha esaret tehlikesine uğramayacağını ve Türk milletinin bir daha işgal altında kalmayacağını belirten Bahçeli, bölünme meraklılarının 30 Ağustos'tan ibretlik ders alması gerektiğini söyledi. Çözüm ve barış sürecine değinen Bahçeli, sözlerine şöyle sürdürdü:

"Çözüm ve barış diyerek PKK dayatmalarına teslim olanlar, azgınlaşan terörist heveslere boyun eğenler 30 Ağustos'tan sonuç çıkarmalıdır. Milli kimlik ve milli vicdanı sakatlamak, cumhuriyetin dayandığı tüm ilke ve esasları zayıflatmak maksadıyla, anlamı aşındırılmış, bununla beraber içeriği tahrip edilmiş demokrasi ve özgürlük propagandasıyla oyalananlara mutlaka 30 Ağustos'tan aldığımız feyizle karşı duracağız. Altını kalın olarak çizerek söylemeliyim ki, hiç kimse Türk milletinin saygınlığını ve hükmü şahsiyetini hafife almamalıdır. Hiç kimse bin yıllık kardeşliğin bozulmasına umut bağlamamalıdır. Fitne ve fesat dün kazanamadı, Allah'ın izniyle bugün de kazanamayacaktır. Yanılıp yenilip yanlışa düşenler 30 Ağustos'un derin anlam ve mesajına bakmalıdır."

Türkiye'nin komşu ülkelerinde ve Ortadoğu'da yaşanan iç karışıklıkların Türkiye'yi zora soktuğunu anlatan Bahçeli, Ortadoğu'da dirlik ve güvenliğin kalmadığını, İslam toplumlarının felaketlere mahkum olduğunu, Irak'ta her gün bombaların patladığını, Mısır'da darbecilerin can aldığını, Suriye'nin ise meçhule doğru hızla sürüklendiğini kaydetti.

Suriye'nin kan ve ölüm tünelinde çırpındığına işaret eden Bahçeli, Esed yönetimiyle muhalifler arasındaki mücadelenin Suriye halkını canından bezdirdiğini söyledi. Şam'ın Guta bölgesinde kimyasal silah kullanılması ile dünyanın ayağa kalktığını, Suriye'ye müdahalenin gündemde olduğunu anlatan Bahçeli, ancak müdahalenin şekli, zamanı, sınırları yöntemi konusunda henüz mutabakat sağlanmadığını ifade etti. Suriye'ye yapılacak müdahalenin sonuçlarının çok ağır olacağını dile getiren Bahçeli, Herşeye Rağmen silahın son seçenek olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Uluslararası, toplumsal, siyasi ve diplomatik kanalların sonuna kadar kullanılarak Suriye'deki kördüğümün açılması gerektiğine işaret eden Bahçeli, Birleşmiş Milletler kimyasal silah uzmanlarının Suriye raporunun beklenmesi gerektiğini bildirdi. Bahçeli, şunları söyledi:

"Meşru olmayan, uluslararası hukuka uymayan her türlü tavır ve tercihten kaçınılmalıdır. Birleşmiş Milletler Teşkilatına rağmen, sırf sözde insanlık vicdanını rahatlatmak adına Suriye'ye bomba yağdırılması bir yanlışın bir diğer fahiş hatayla tamir çabasından farksız olacaktır. Biliyoruz ki, bugün insanlık nam ve hesabına müdahale hazırlığı içinde olanlar, bölgemizde akan kanın başlıca müsebbibidir. Ortadoğu ve İslam toplumlarının hazin durumunun sorumlusu sömürgeci güçlerden başkası değildir. Kimyasal silah kullanılmasından, otoriter yönetimlerden ve şiddet vakalarından şikayetçi olan küresel güçler önce aynaya bakmalı ve özeleştiri yapacak cesareti sergilemelidir. Sormak lazımdır ki, Suriye'ye kimyasal silahı kim satmıştır? Kitlesel ölümlere neden olan acımasız silahları rejim veya muhaliflerin kullanımına kim vermiştir? Emperyalizmin sinsi tarafları kimi aldatacağını sanmaktadır?"

Batı ülkelerinin belirli aralıklarla uçaklarıyla donanmalarıyla İslam coğrafyasını bombalamasını hak ve reva olarak görmediklerini belirten Bahçeli, "Asırlarca üzerinde yaşadığımız geniş coğrafyada önce kavga ve ihtilaf çıkarıp, sonra da müdahale şartları oluştu ve olgunlaştı diyerek ölüm saçmak ahlaksızlıkla, adaletsizlikle ve vicdansızlıkla eş anlamlı değil midir?" diye konuştu.

Suriye'de yaşanan olayların bölge adına yeni ve ciddi sorunlara kapı araladığını ifade eden Bahçeli, Irak işgalinin de Irak'ın toprak bütünlüğünü zedelediğini ve Türkiye'nin güvenliğini tehlikeye soktuğunu kaydetti. AK Parti hükümetinin Suriye'de milli menfaatlere göre hareket etmesi gerektiğini vurgulayan Bahçeli, "Batılı güçlerin peşine takılıp Suriye'ye yönelik müdahale ortaklığı yaparak savaş açmak, hükümeti ve ülkemizi birçok musibetle yüz yüze bırakacaktır. Başbakan ve hükümeti öncelikle Suriye kaynaklı tehdit ve tehlikelere kafa yormalı, tedbir geliştirmelidir" dedi.

 

 

Bu haber 699 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...