“Şehrin hassasiyetine ben de katılıyorum, Üniversite başka alanlara kafa yorsun!”

11 Ekim 2013 16:14

SDÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan İbicioğlu, kampus içine 2000 kişilik apart ile yaşam alanları yapılacağını açıklamış ancak bu karara çoğu kesimden tepki gelmişti. Bunun üzerine İbicioğlu, bu projeyle üniversitenin cazibesinin artacağını gerekçe göstermişti. İl Genel Meclis Başkanı Osman Zabun da şehrin yanında yer alarak “Bu davranış şehirle öğrenciyi karşı karşıya getirir. Öğrencileri şehrin dışına taşıyacak bir yaklaşım ortaya koyarsanız bu hem şehir tarafından kabul görmez hem de sosyolojik olarak doğru bir yaklaşım olmaz” dedi.

Geçtiğimiz günlerde SDÜ’lü öğrenciler ellerine kamera ve mikrofon alarak hem öğrencilerle hem de şehirdeki esnafla bir röportaj yapmış, konutların pahalı olmasından ve esnafın öğrencileri yürüyen TL olarak görmesinden duydukları rahatsızlığı dile getirmişlerdi. Bunun üzerine SDÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan İbicioğlu, üniversite içine 2000 kişilik apart ve yeni yaşam alanları açarak öğrencilerin rahat etmelerini sağlayacağını duyurmuştu. Gelişen olaylar karşısında şehir merkezinde bulunan esnaf karara karşı çıkmış, Rektör İbicioğlu’nu “Hani şehirle üniversite bütünleşecekti? Öğrencileri şehir dışına taşıyarak mı bütünleşeceğiz” diyerek suçlamışlardı. Yaşanan bu gelişmelerin oldukça ciddi olduğunu ve hassasiyetle yaklaşılması gerektiğini belirten İl Genel Meclis Başkanı Osman, Zabun, şehir esnafını savundu.

ÜNİVERSİTENİN BAŞKA ALANLARA KAFA YORMASI GEREKİR!

Şehrin hassasiyetine kendisinin de katıldığını bildiren Zabun, “Sizin üniversite olarak farklı alanlarda kafa yormanız gerekir. Siz zaten esnafın her geçen gün kendisini yenilediği ikamet potansiyeli sunma noktasına düşecek olursanız yanlış değerlendirmelere sebep olur. Bu da ‘elde etmek istediğiniz nedir?’ şeklinde tartışmalara neden olur. Üniversite; Öğrencilerimizin ikamet gibi sorunları varsa kamu, kurum ve kuruluşları ile sivil toplum örgütleri yetkilileriyle karşılıklı görüşmek suretiyle bunların altyapı yatırımlarının oluşturulmasına katkı sunmak, ufuk çizmek ve ortaya koymakla mükellef. Bunun yerine öğrencileri şehrin dışına taşıyacak bir yaklaşım ortaya koyarsanız bu hem şehir tarafından kabul görmez hem de sosyolojik olarak doğru bir yaklaşım olmaz” dedi.

ÖĞRENCİYLE ŞEHRİ KARŞI KARŞIYA GETİRMEK DOĞRU DEĞİL!

Öte yandan öğrenci kesimiyle şehri karşı karşıya getirmenin doğru bir yaklaşım olmadığını ifade eden Zabun, şunları söyledi; “Hepimizin çocuğu var. Çocuklarımız başka şehirlerde okuyabiliyor. Hangi şehir olursa olsun bu ülke hepimizin vatanı. Elbette yerleşik olduğumuz hayat tarzından bir başka hayat tarzına intikal ettiğimiz takdirde bu tür kaygıları yaşamak mümkün. Ama şehrin özellikle yöneticileri olarak bir nevi misafir olarak görmemiz gereken öğrencilerimize mutlaka bunun altyapısıyla ilgili kafa yormak zorundayız.  Eğer gerçekten yaşadıkları sıkıntılar varsa bu sıkıntıları bertaraf edilmesi noktasında kafa yormak zorundayız. Öğrencilerimizde böyle bir önyargı ve algılama yanlışlığı varsa da bizim süreci doğru yönetemediğimiz anlamına gelir. Bu algı oluşumunda bir eksiğimiz olduğu anlamına gelir. Bunun dışında reel ve fiziksel olarak da bir takım ciddi eksikliklerimiz var.

“ÖĞRENCİ KÜLTÜRÜ DEMEK KAFE, BAR DEMEK DEĞİLDİR.

BELEDİYE ÇATISI ALTINDA TİYATROLAR KURULMALI”

Özellikle üniversite gençliği farklı bir statüdür. Mutlaka o yaş grubuna, öğrenci olma kültürüne hitap edebilecek kültürün altyapısını şehrimizde oluşturmamız gerekir.  Maalesef bugün şehrimizde insanlarımız bunu kafeterya gibi şeylerle değerlendiriyor. Bunlarda gereklidir ama kültür düzeylerinin beslenmesi noktasında altyapı çalışmalarının yapılması gerekir. Bir değil birkaç tane tiyatro salonlarının olması lazım. Belediye çatısı altında kültürel etkinliklerin sürekli tertip edildiği bir çalışma sisteminin olması gerekir.

2 SANATÇIYLA YILDA 1 KERE FESTİVAL

DÜZENLEMEKLE ÖĞRENCİ ŞEHRİ OLAMAYIZ!

60 bine yakın öğrenci potansiyeli var ama yıldan yıla yaptığınız bir festivalde 2 sanatçıyla bu işi geçiştirmeye çalışıyorsunuz. 60 bin öğrenci güçlü bir potansiyel demektir. Bu işleri bir miktar belediyenin üstlenmesi gerekiyor. Bu başka açıdan da şehrin kültürel altyapısını da besleyecek husustur.  Panellerin, konferansların düzenlendiği çok geniş salonlar yerine ilgilisine hitap edebilecek, şirin ve küçük salonların oluşturulması gerekiyor. Elbette esnafımız bu potansiyelden para kazanıyor, kazanacakta. Yine bu esnafımızın seçmiş olduğu kurum ve kuruluşlarımızın özellikle belediyenin mutlaka bunu öğrenciye geri dönüşümünü sağlaması gerekir. Bu da illa ücretli olacak diye bir şey yok. Öğrencilerimizin demokratik kültürlerde zamanlarını geçirmeleri gerekir. 

ÖĞRENCİLERİN HASSASİYETİ CİDDİYE ALINMALI

Üniversite öğrencileri gerçekten böyle bir hassasiyet gösterdilerse bunun ciddiye alınması gerekir. Mutlaka bu algıyla ilgilenmemiz ve sorunların çözümünde yardımcı olmamız gerekir.”

 

Bu haber 730 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...