“Bizler gayri ahlakî işler yapmıyoruz”

22 Kasım 2013 15:52

Dershanelerin kapatılmasına ilişkin Isparta’da faaliyet gösteren dershanelerden tepki geldi.

Isparta Dershaneler Birliği’nden yapılan açıklamada, Dershanelerin eğitim öğretimde büyük eksiklikleri kapattığı belirtilerek, “Bizler gayri ahlaki işler yapmıyoruz. Eroin satmıyor, kumar oynatmıyoruz. Bizler sadece vatandaşımızın tercihleri doğrultusunda okullarımıza yardımcı olan eğitim kurumlarıyız. Ve sadece eğitim ile ilgileniyoruz” denildi.

Yapılan açıklamada; “Dershanelerin kapatılması tartışması yeni değil.

12 Eylül dönemindeki askeri darbede dershaneleri kapatmak istemişti.

12 Eylül 1980’den sonra kurulan Bülent Ulusu hükümeti döneminde bu belirli bir zaman gerçekleşmişti.

Kanun gereği 16 Haziran 1983’te yasallaştı. 1 Ağustos 1984’ten itibaren de kurumların kapısına kilit vurulacaktı.

O dönemde Turgut ÖZAL seçimleri kazanıyor. Özal Hükümeti iktidar olunca da bu yasağı yürürlükten kaldırdı. Ve neden kapatılmaması gerektiğini şu maddeler ile açıkladı.

1-Demokratik ülkelerde özel teşebbüs özgürlüğü vardır. Eğitim ile ilgili her türlü yatırım önemlidir.

2-Özel dershanelerle ilgili olarak yapılmış yatırımlar atıl kalacaktır. (Şuanda da özel okul olsunlar deniliyor fakat hiçbir açıklama yapılmıyor. Alt yapısı oluşturulmuyor. Sadece ağızdan çıkan cümleler var)

3-Fakir oldukları için kendilerine özel dershanelerde ücretsiz olarak ders verilen öğrenciler, bu imkânlardan mahrum kalacaktır.

4-Özel öğretim kurumları yönetmeliğine göre şehit ve gazi çocuklarına dershanelerimizde ücretsiz olarak eğitim verilmektedir.

5-Öğrenme hevesi ve yarışma arzusunun canlı tutulmasında özel dershanelerce sağlanan katkı ortadan kalkacaktır.

6-Özel dershanelerin kapatılması halinde bu tür faaliyetler benzeri hususlar denetim dışına çıkacaktır.

7-Özellikle orta ve sabit gelirli vatandaşların çocuklarının özel dershanelerde sağlanan eğitim imkânlarından yoksun kalması, bazı huzursuzluklar yaratacaktır.

8-Devlet hazinesine maddi bakımından yük olmayan özel dershanelerin hazineye sağladıkları maddi katkı ortadan kalkacaktır.

9-Dershanelerde istihdam edilen personelin işine verileceğinden, işsiz kalmaları ihtimali doğacaktır.

•Görülmektedir ki kapatma eylemi hiçbir demokratik ülkelerde bulunmamaktadır.

•Toplumun ihtiyaçlarından doğan bu kurumlar devletin, hükümetin zoruyla değil, milletimizin talep etmemesiyle ancak ortadan kalkabilir.

•Hükümetin dershanelerin bir sebep değil bir sonuç olduğunu anlaması gerekir. Ve dershaneleri değil dershaneleri oluşturan faktörleri iyi değerlendirmesi gerekir. Bu doğrultuda dershanelerin eğitim öğretimde büyük eksiklikleri kapattığı da tüm kamuoyu tarafından bilinmektedir.

•Alt yapısı oluşturulmadan, bilimsellikten uzak dershane kapatma cümleleri artık halk tarafından da destek bulmamaktadır.

•8. Sınıflara gelen 12 merkezi yazılı sınavları ve Lisede bulunan YGS ve LYS sınavları bu kurumların her zaman olacağını gösteren kanıtlardır. Kaldı ki ülkede hiçbir sınav olmasın ve 2 milyon öğrenci de üniversiteye sınavsız gitsin. Emin olunuz ki bilgiyi daha çok edinme duygusu ve anlayışı yine okula yardımcı olan bu kursların olacağını gösterir.

•Özel teşebbüs özgürlüğü ile hareket eden dershane gibi kurumların geleceğini hükümet değil halk karar vermelidir. Halkın ihtiyacı olduğu sürece bunları kapatmak abesk olmaktadır.

•Eğer devlet piyasadan dershaneleri silmek istiyorsa elindeki eğitim kurumlarını yani okullarını öylesine başarılı hale getirir ki halkta dershanelere ihtiyaç duymaz. Ama rekabet etmek ya da kaliteyi yükseltmek yerine dershaneleri kapatarak bu eksiklik giderilmek isteniyor. Ve özel okul olacak diye bunun kılıfı bulunmak isteniyor. (Çünkü dershanelere gelen hiçbir resmi yazı olmadan böyle açıklamaların olması bu durumu doğrular niteliktedir.) 

•Tekrar tekrar söylüyorum ki özel işyerlerini kanunla kapatmaya çalışan bir devlet tasavvur edemiyorum. Bu ancak eski diktatör rejimlerde uygulanabilecek bir anlayıştır. Dershanelere kanunla kilit vurulacak, herkes devlet okullarında yüce devletimiz ne lütfederse onunla yetinecek! İnsanların tercihlerine, işyerlerine, ek eğitimlerini nerden-kimden alacağına karışan bir devlet olur mu?

•Devlet kendisine ait olmayan, vatandaşların özel girişimleri olan dershaneleri kapatıyoruz diye bu kadar rahat bir şekilde nasıl açıklama yapabilir?

•Devlet bir vatandaşın özel ders alma talebini nasıl engelleyebilir?

•Alt yapısı oluşturulmadan yapılmak istenen bu tutum sonucunda eğitim yeraltına girer, karaborsa olur. Çocukları, velileri, öğretmenleri gizli ders alan, ders veren adeta “suçlu” lara dönüştürmüş olmaz mısınız?

•Konuyu biraz daha anlaşılır olarak örneklersek;

Haberlerde: “Basılan evde kaçak ders veren öğretmen ve öğrenci yakalandı. Suç unsurları olarak üniversiteye hazırlık kitapları ele geçirildi.” gibi trajik komik olayları mı izleyeceğiz?

•Cumartesi ve Pazar günleri binlerce öğrencimizin eğitim ile uğraşmasının ülkeye ne gibi bir zararı olabilir. Mezun grubu olan öğrencilerimizin dershanelere gelmemesi halinde bu öğrencileri büyük tehlikeler beklemez mi?

•Bizler gayri ahlaki işler yapmıyoruz. Eroin satmıyor, kumar oynatmıyoruz. Bizler sadece vatandaşımızın tercihleri doğrultusunda okullarımıza yardımcı olan eğitim kurumlarıyız. Ve sadece eğitim ile ilgileniyoruz.

•Bu haklı davamızı anlatmak için tüm velilerimizi, öğrencilerimizi bilgilendireceğiz. Özel okullara, özel öğretmenlere verece parası olmayan orta ve alt gelirli vatandaşlarımızın bir ders saatini 5-6 TL’ye almasını sağlayıp fırsat eşitliğini sağlayan bu kurumlar kapatılmamalıdır. Hele demokratik, özgürlükçü bir ülke olarak değerlendirdiğimiz bu güzel ülkemizde böyle bir ayıbın yaşanmasını düşünemiyoruz. Bu yanlışın çözüleceğini ve vatandaşların tercih haklarının ellerinden alınmayacağını temenni ediyoruz.

•Anayasamızın 48. Maddesinde ifade edildiği gibi “Herkes dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir.” İfadesi yer alır. Türkiye Cumhuriyetinin demokratik hukuk devleti ilkesinin altını dolduran hürriyetlerden biri olan teşebbüs hürriyetinin meclis marifetiyle de olsa gasp edilmesi, kısıtlanması kabul edilemez. Bu açıdan Milli Eğitim Bakanlığının dershaneleri kapatmak üzere hazırladığı kanun taslağı anayasanın 48. Maddesiyle devletin temel amaç ve görevlerini tanımlayan 5. Maddesine aykırıdır. Kanunlar anayasaya aykırılık teşkil edemeyeceğine göre MEB’in gece yarısı girişimini TBMM onaylarsa hukuk devleti ilkesi ağır yara alacaktır.

Kamuoyuna duyuruyoruz” denildi.

Bu haber 843 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...