“Acil servislerde yığılmanın sebebi biz değiliz..”

3 Aralık 2013 18:03

Isparta-Burdur Tabip Odası Başkanlığı tarafından acil servislerdeki yığılmalar hakkında yapılan açıklamada; Aile Sağlığı Merkezlerinde ve hastanelerde katkı payı adı altında hastalardan ek ücret alındığı ve bu ek ücreti ödemek istemeyen vatandaşların acile yığıldığı belirtilerek, “Aile Hekimliği Merkezlerinde yazılan reçetelerden katkı payı alınmaması çözüme katkı sağlayacaktır” denildi.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Sağlıkta dönüşüm projesi kapsamında, 2005 yılında ilk defa Düzce’de aile hekimliği sistemi başlamış 5 yıl içinde, Kasım 2010 itibariyle tüm Türkiye’de bu sisteme geçilerek sağlık ocaklarının yerini aile sağlığı merkezleri almıştır. Bu merkezlerin işletmeleri aile hekimlerine verilmiştir. Bütün görevlerine ek olarak,   bu merkezlerin elektrik, su, ısınma, telefon, internet  faturalarını ödemek, kiralarını ve stopajlarını ödemek, personel çalıştırıp bunların maaşların sigortalarını ödemek gibi işleri de mevcuttur.

Ağır koşullara ve iş yüklerine rağmen aile sağlığı merkezleri çalışanları, esas görevleri olan ve  birinci basamak sağlık hizmetinin temelini oluşturan, koruyucu sağlık hizmetlerini, özveriyle yerine getirmektedirler. Fakat Sağlık Bakanlığımız sürekli yeni çıkardığı mevzuatlarla yeni görevler yüklemektedir. Bu da birinci basamak çalışanlarının motivasyonların da sürekli bir düşüşe neden olmaktadır.

Sürekli yeni mevzuat çıkarılmasına rağmen Sağlıkta Şiddet yasası 1,5 yıldır  çıkarılmamıştır.

Eş değer meslek grupları arasında en az emekli maaş ve ikramiyesi alan, ağır stres ve risk altında çalışmasına rağmen yıpranma hakkı bulunmayan kesim Sağlık Çalışanlarıdır. Maaşı son 5 yılda düşen yegane çalışanda Aile Hekimi ve Aile Sağlığı Elemanlarıdır. 

Belediyelerin görevi olan defin ruhsatı nöbetleri  ve adli tıp kurumunun görevi olan adli nöbetlere  ek olarak, en son 23 Kasımda TBMM Sağlık Komisyonunda kabul edilip, kanunlaşmak üzere meclise gönderilen torba yasa tasarı ile, aile hekimlerine ve aile sağlığı çalışanlarına eğitim adı altında, hastanelerin acillerinde, ayda asgari 16 saat  nöbet görevi getirilmiştir. Gündüz yapılan mesai sonrası nöbet adı altında hastanelerde çalışmamız gerekecektir. Amaç acil eğitimi değildir, başarısız uygulamalar nedeniyle hastane acillerinde oluşan yığılmayı çözmeye yönelik anlamsız bir girişimdir. Bilinmelidir ki; acil tıp ve aile hekimliği görev ve sorumlulukları bakımından iki ayrı tıp disiplinidir. O yüzden aile hekimlerine görev tanımları dışında verilen bu görev de angaryadır. Avrupa Aile Hekimleri Birliği de acil servislerde çalışmanın aile hekimleri görev kapsamında olmadığını açıklamıştır.

Acil servislerde gereksiz yoğunluk yaşanmaktadır ve bunun çözülmesi gerekmektedir. Yılda 90 milyon acil servis başvurusu olmaktadır. Bu rakamlarla dünya birincisiyiz. Ortaya çıkan sorunlara geçici ve uygun olmayan çözümler bulunmakta dolayısıyla hiçbir sorun kökten çözülememektedir. Aile Sağlığı Merkezlerinde ve hastanelerde katkı payı adı altında hastalardan ek ücret alınmaktadır. Bu ek ücreti ödemek istemeyen vatandaşlar acile yığılmaktadır. Aile Hekimliği Merkezlerinde yazılan reçetelerden katkı payı alınmaması çözüme katkı sağlayacaktır. Diğer sebep İşçilerimizin işyerlerinden izin alamamalarıdır, mesai sonrası kendileri ve yakınları için mecburen acillere başvurmaktalar, mesailerini akşama kadar ‘’hasta hasta’’ tamamlamaktadırlar. Bu iş kanunlarına ve vicdanlara uygun değildir.  Uygulanan sağlık politikaları sonucu sağlık tüketimi arttırılmış ama kalite göz ardı edilmiştir.

Sağlık Bakanlığı bu uygulamada ısrar ettiği takdirde, birinci basamak hizmetlerinde, koruyucu sağlık hizmetlerinde oluşacak olan aksaklıklardan sorumlu olacaktır”.

Bu haber 656 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...