“Kadını siyasetten alıkoyan yasal engeller kaldırılmalı”

6 Aralık 2013 14:57

CHP İl Başkanı Vedat Şenol, kadına seçme ve seçilme hakkının verilişinin yıldönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Kadınların aktif siyasette başarılı olabilmeleri ve siyasal hakların göstermelik olarak var olmaması ya da bir süs, bir aksesuvar olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ nde yer almamaları için, söz konusu yaygın kanaatlerin değişmesi ve kadını siyasetten alıkoyan yasal engellerin ortadan kaldırılması gerektiğini belirti.

Şenol’un açıklaması şöyle: ““Bizim dinimiz hiçbir vakit kadınların erkeklerden geri kalmasını talep etmemiştir. Allah’ın emrettiği şey erkek ve kadın müslümanların ilim ve irfan edinmeleridir. Kadın ve erkek bu ilim ve irfanı aramak ve nerede bulursa oraya gitmek ve onunla donanmış olmak zorundadır.”

 “ Kadınlarımız bundan sonra haremlere kapatılmayacak, gizlenmeyecek, yüzlerini örtmeyeceklerdir. Çünkü bu tüm ülkenin daha çok acılar çekmesine neden olacaktır. Türk kadınları, ulusal bağımsızlığımız için savaş boyunca cesaretle dövüşmüşlerdir. Bugün onlar özgür olmalı, eğitim olanaklarından yararlanmalı, erkeklerimizinkine eşit bir düzeye çıkarılmalıdır. ( 3 Şubat 1923 İzmir)

Kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilişinin 79. Yılını kutluyoruz.

Atatürk devrimleriyle Türk kadını birçok gelişmiş ülke kadınından daha önce haklarına kavuştu. Medeni kanun ile kazanılan hakların ardından Türk kadınına önce1930’da belediye seçimlerinde,1933’de muhtarlık seçimlerine katılma hakkı tanındı. Kadınlar İtalya’ da 1948, Japonya’da 1950, İsviçre’ de 1971, Fransa’ da 1944 yılında bu hakları kazandılar.

1924 tarihli tevhid- i tedrisat kanunu ile eğitim alanında, 1926 tarihli medeni kanun ile sosyal ve hukuki alanlarda, 1930 ve 1934 yılındaki düzenlemelerle siyasal alanda getirilen hakların temelinde de kadının toplumda layık olduğu yere gelmesi için çaba gösterildiği söylenebilir.

Türkiye’de kadınlar milletvekili olabilmek için ilk adımı Haziran 1923 yılında Nezihe Muhiddin önderliğinde ilk kadın partisi “ Kadınlar Halk Fırkası” nı kurma isteğidir. Ancak kadınlara oy hakkı tanımayan 1909 sayılı seçim kanunu gereğince valilikçe partinin kuruluşuna onay verilmediğinden “ Türk Kadınlar Birliği” adı altında derneğe dönüşmesiyle sonuçlanmıştır.

Kanunun çıkmasının ardından 7 Aralık 1934 tarihinde Türk Kadınlar Birliği İstanbul Beyazıt Meydanı’ nda büyük bir kutlama mitingi ve Beyazıt’ tan Taksim’e bir yürüyüş düzenlendi.

1924 Anayasası hazırlanırken kadınların milletvekili seçme ve seçilme hakkına sahip olması gerektiği konuşulmuş ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi genel kurulunda bu hakların sadece erkeklere tanınması düşüncesi ağır basınca kadınlara bu konudaki siyasal hakları verilmemiştir. Bu konudaki yasal değişiklik 1934 yılında Başbakan İsmet İnönü ve 191 milletvekilinin sunduğu Anayasa ve Seçim Kanununda değişiklik yapılmasını öngören teklif sonucu gerçekleşti. 5 Aralık 1934 yılında mecliste görüşülen teklf 317 üyeli mecliste oylamaya katılan 258 milletvekilinin tamamının oyuyla kabul edildi. Anayasanın 10. Ve 11. Maddeleri değiştirilerek her kadına 22 yaşında seçme, 30 yaşında seçilme hakkı verildi. Milletvekili seçilme kanunu 11 Aralık 1934 tarihinde yapılan değişiklik sonucu Anayasada tanınan haklar seçim kanunuyla da düzenlendi.

Anayasaya göre şimdi uygulanan seçme yaşı 18, seçilme yaşı 25’dir.

3 Nisan 1930 tarihinde Belediye Kanununun kabul edilmesiyle kadınlara belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı tanındı.

1930 yılındaki seçimlerde Cumhuriyet Halk Fırkasından İzmir’de Hasane Nalan ve Benal Nevzat Hanımlar ile, İstanbul Eminönü’nden Rana Sani Yaver, Beykoz’dan Seniye İsmail Hanım, Nakiye ve Latife Bekir Hanımlar seçimi kazanarak belediye meclislerinde görev almışlardır.

1930 yılında Yusufeli Kılıçkaya Belediyesine başkan olarak seçilen Sadiye Hanım Türkiye’nin ilk kadın belediye başkanıdır.

26 Ekim 1933 tarih ve 2329 sayılı kanunun çıkarılmasıyla kadınların; köy muhtar ve heyetlerine seçilme hakkı tanındı.

Aydın Çine’ye bağlı Demirdere Köyünde yapılan seçimlerde yaklaşık 500 oy alan Gül Esin Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kadın muhtarı olmuştur.

Kadınların katıldığı ilk genel seçim 8 Şubat 1935 tarihinde yapılan Türkiye Büyük Millet Meclisi 5. Dönem milletvekili seçimleridir. Bu seçimlerde; Afyon’ dan Mebrure Gönenç, Balıkesir’ den Sabiha Gökçül Erbay, Bursa’ dan Şekibe İnsel, Diyarbakır’ dan Huriye Öniz Baha, Edirne’ den Dr. Fatma Memik, Erzurum’ dan Nakiye Elgün, İstanbul’ dan Fakihe Öymen, Ankara’ dan ( Atatürk tarafından bizzat önerilen köylü kadınların temsilcisi) Hatı Çırpan ( Satı Kadın), Kayseri’ den Ferruh Güpgüp, Konya’ dan Bahire Bediş Morova, Malatya’ dan Mihri Pektaş, Samsun’ dan Meliha Ulaş, Seyhan’ dan Fatma Esma Nayman, Sivas’ dan Sabiha Görkey, Trabzon’ dan Senihe Hızal, İzmir’ den Benal Nevzat Arıman, Antalya’ dan Türkan Örs Baştuğ adlı 17kadın milletvekili seçilerek Türkiye Büyük Millet Meclisi’ ne girdi. 1936 yılında yapılan ara seçimlerde ise emekli öğretmen Hatice Özgenel’ in Çankırı milletvekili sayısı18’e çıkmıştır.

İlk kadın Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Neriman Neftçi’dir.

1935 yılında seçme ve seçilmeyle ilgili Mustafa Kemal ATATÜRK:

“Bu karar, Türk kadınına sosyal ve siyasi hayatta bütün milletlerin üstünde yer vermiştir. Çarşaf içinde, peçe altında ve kafes arkasındaki Türk kadının artık tarihlerde aramak lazım gelecektir. Türk kadını evdeki medeni yerini yetkiyle almış, iş hayatının her yerinde başarılar göstermiştir. Siyasi hayatla, belediye seçimleriyle tecrübe kazanan Türk kadını , bu defa da milletvekili seçme ve seçilme suretiyle haklarının en büyüğünü elde etmiş bulunuyor. Uygar ülkelerin birçoğunda kadından esirgenen bu hak, bugün Türk kadınının elindedir. Onu yetki ve yeterlilikle kullanacaktır.”

Türkiye nüfusunun yarısını oluşturan bir kesimin ilk temsilcisi olarak meclise giren kadınlar, temsilcisi oldukları hemcinslerinin oldukça üstünde bir eğitim ve kültür seviyesine sahip seçkin kimselerdi. Şimdi ise Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yeralan kadınların diğer kadınları ( özellikle kırsal kesimdekileri) ne dereceye kadar temsil ettikleri veya onların sorunlarıyla nereye kadar ilgilendikleri düşündürücüdür.

 “ Bir toplum, cinslerden yalnız birinin yüzyılımızın gerektirdiklerini elde etmesiyle yetinirse, otoplum yarı yarıya zayıflamış olur. Bizim toplumumuzun uğradığı başarısızlıkların sebebi, kadınlarımıza karşı ihmal ve kusurdur.”

Kadınların aktif siyasette başarılı olabilmeleri ve siyasal hakların göstermelik olarak var olmaması ya da bir süs, bir aksesuvar olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ nde yer almamaları için söz konusu yaygın kanaatlerin değişmesi ve kadını siyasetten alıkoyan yasal engellerin ortadan kaldırılması gerekmektedir. Bunun içinde seçilen bütün kadınların bu doğrultuda çaba sarfetmeleri gerekmektedir.

Cumhuriyetle kadınlara tanınan siyasal haklarda, yeni rejimle kabul edilen “ Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” İlkesinin etkisi vardır. İddia edilenin aksine kadınların siyasal haklarını hiçbir çaba sarfetmeden aldığını söylemek doğru değildir. Batıdaki kadınların verdikleri mücadele örneğindeki gibi olmasa da Türk kadını siyasal hak talebini her fırsatta dile getirmiş ve sırası geldiğinde de bu hakkını elde etmiştir. Ancak bu hakkını yeterince kullanamamaktadır. Bunda da toplumda yaygın bir görüş olarak yerleşen siyasetin “ erkek işi” olması düşüncesi ile kadına yüklenen görevlerin daha çok “ aile içi” sorumlulukları çerçevesinde kalmasının etkileri fazladır.

Şimdiki yerel yönetimlerde görev alan il genel meclisi üyesi 3379 kişinin 110’u,  2890 Belediye Başkanının 24’ü, Türkiye Büyük Millet Meclisi’deki 550 milletvekillerinin 78’i kadındır. 2014 Yerel yönetim seçimlerinden başlamak üzere kadın adayların seçimleri kazanarak daha çok temsil edilmesi temennimdir.

 “ Kadınlarımız için asıl mücadele alanı, asıl zafer kazanılması gereken alan biçim ve kılıkta başarıdan çok; ışıkla, bilgi ve kültürle, gerçek faziletle süslenip donanmaktır. Ben muhterem hanımlarımızın Avrupa kadınlarının aşağısında kalmayacağı, aksine pek çok yönden onların üstüne çıkacak ışıkla, bilgi ve kültürlr donanacaklarından asla şüphe etmeyen ve buna kesinlikle emin olanlardanım.” (Mustafa Kemal ATATÜRK)                                                                           Cumhuriyetin ilanından itibaren her alanda olan kadınlarımızın günlerini kutlar , saygılarımı sunarım”.

 

 

Bu haber 895 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...