“Göl; balık için akvaryuma, tarım için su-atık deposuna dönüştürüldü!”

25 Aralık 2013 16:16

Eğirdir Gölü üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan SDÜ Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi’nde görevli Yrd. Doç. Dr. Erol Kesici, yeni bir tez ortaya attı. Özel Hükümlere karşı olmanın geleceğin ve gölün tamamen yok edilmesine neden olduğunu ileri süren Kesici, “Ne zaman, gölle ilgili koruma yasaları uygulanacak olsa bazılarınca adeta felaket senaryoları öne sürülmekte, sanki gölün korunması bazı kimselerce(!) istenilmemekte…” dedi.

TTKD Bilim Danışmanı ve SDÜ Eğirdir Su Ürünleri Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Erol Kesici, Eğirdir Gölüyle ilgili yeni bir açıklamada bulundu. 30 yıl önce çıkarılan ve yıllara göre değişimler geçiren Eğirdir Gölü Koruma Yönetmeliklerine gösterilen tepkilerin bugün de Özel Hükümler için gösterildiğini öne süren Kesici, gölün korunmasıyla ilgili planlamalara ve kurallara karşı çıkıldığını bildirdi.

“EKONOMİ VE PARA ÖNE SÜRÜLEREK

GÖL KORUNMAK İSTENİLMİYOR!”

Ekonominin öne sürülerek Eğirdir Gölü’nün korunmasının istenilmediğini engellendiğini iddia eden Kesici, şunları söyledi; “Yıllardır koruma yasalarının uygulanmalarına engel olunarak, gölün doğal özellikleri ve canlı yapısı yok edilmiştir. Çıkarılan koruma yasaları iş olsun diye çıkarılmamıştır, zorunluluktur. Bir şey olmazlarla bir yere varılamaz. Bakanlıkların çalışma ve önerileri bilimsel çalışmalar sonucudur. Bana göre eksik yönleri bazı koruma önlemleri yetersizliğidir. Bu haliyle bile Özel Hükümlere karşı olmak; geleceğin, gölün tamamen yok edilmesine neden olmaktır. Bu karşı çıkmada dün olduğu gibi bugünde bu hükümle plajlar kalkar göle giremezsiniz, balık tutamazsınız, çivi çakamazsınızlar hep öne sürülmüştür.

“GÖL KİMSENİN MALI DEĞİLDİR!”

Kıyı işgalleri ve gölün nasıl kirletildiği bellidir. Göl kimsenin tarlası, malı değildir. Göl, yaşam alanıdır. Gölü isteyen istediği gibi kendi aklınca kullanmamalıdır. Göl belirlenen yasalarla mutlaka korunmalıdır. Eğirdir Gölü korunması için yürürlükte olan, yönetmelik ve yasalar niçin vardı(!)? Yıllar öncesi de ‘Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği’ne (SKKY)-1983’göre, göl içme suyu kaynağı olarak koruma altına alınacağında da,  bugünkü gibi adeta aba altından sopa gösteren beyanatlar gündemdeydi. Ne zaman, gölle ilgili koruma yasaları uygulanacak olsa bazılarınca adeta felaket senaryoları öne sürülmekte, sanki gölün korunması bazı kimselerce(!) istenilmemekte… Çünkü her koruma genelgelerinde, önce yöre halkı(!) mağdur olur söylemleri öne sürülmekte, siyaset ağır basınca da koruma yasaları uygulanamamakta, bu hep böyle olmakta.

“YASALAR UYGULANMADIĞI İÇİN

ÖNCE YÖRE HALKI MAĞDUR OLDU”

Yasaların uygulanamaması nedeniyle, önce yöre halkı mağdur olmuştur. Gölün dünü bu günden iyi midir? Göl suyu birinci sınıf içme suyu özeliğini de kaybetmekte.  Koruma hükümleri uygulanmadıkça kaybeden; gelecek, doğa, göl ve sağlıklı yaşam hakkı olmakta. Kazanan(!); Günlük politika, “önce para-  para her şeydir” diyenler, günlük kazanç, günü yaşayanlar, gölden nemalananlar olmakta. Gölü korumak yerine hep kullandılar!”

Bu haber 793 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...