Korkmaz; “Dünya nereye gidiyor, siz nelerle uğraşıyorsunuz”

31 Ocak 2014 15:38

TBMM’de İnternet sansürü olarak bilinen yasa tasarısını da içerisin de bulunduran torba kanunun görüşmelerinin başlaması üzerine MHP Grubu adına bir konuşma yapan Isparta Milletvekili Nevzat Korkmaz; 17 Aralıktaki hırsızlık operasyonları olmasa AKP’nin aklında yargı mı vardı; yargı önünde bekleyen dosyalar, mahkeme kapılarında bekleyen milyonlarca vatandaşımız mı vardı? Zalime bile parmak ısırtan adaletsiz kararlar için mi üzülüyordu? Diye sordu.

Korkmaz; “AKP’nin ama ne zaman iş kendilerine, oğullarına kadar uzandı, feryat etmeye başladılar ve sanki halka zulmeden hâkim ve savcılardan ve sanki görev ve yetkilerini milletin aleyhine kullanan güvenlik güçlerinden bu milleti korumak için harekete geçtiler. Öyle bir algı, öyle bir kanaat oluşturulmaya çalışıldı ki, aslında bu operasyon millî iradeye yönelikti, engellenmesi lazımdı. Yandaş televizyon kanalları ve gazeteler de utanmadan bunu işledi, onlar da sebepleniyorlardı çünkü. Kaygılandıkları aslında zülfüyâr idi, yoksa vatandaşı için kaygılansa AKP, bugüne kadar yargıdaki bu kaos ve karmaşaya seyirci kalır mıydı?” diyerek yargıda ki ani değişimlere tepki gösterdi.

HSYK ve İçişleri bakanlığında ki tayinleri tekrar gündeme getiren Korkmaz; Bu karda, kışta 100 küsur hâkim ve savcının, 3 bin kadar polisin yerinden yurdundan edilip çocuklarının okullarından koparılması, aile bütünlüğünün ortadan kaldırılmasının milletin talebi olduğuna inanmamızı mı bekliyorsunuz? Mevzubahis Başbakan ve oğlu, mevzubahis bakan ve oğulları, bacanakları olunca 100 küsur hâkim ve savcıyı sağa, binlerce polisi sola yatırıp, adalete giden yol Bilal oğlan için yeniden dizayn edilmiştir. Şimdi “Şimdi ifade vermeye hazırım.” diyor. Gönlü oldu beyzademizin, hâkim ve savcı gönüllerine göre yeniden belirlendi. Diyerek, Hiçbir ülkede, başbakan oğlu da olsa bir kişiyi yargı önüne çıkarmamak için bu kadar çalışanı, bu kadar insanı gözden çıkaramayacağını ifade etti. HSYK Kanunu’nun hukuk devletinin temeline dinamit koyduğunu ifade ederek; “Hırsızlıkları her şeye rağmen örtmeye çalışan “bazı AKP milletvekilleri” muhalefet partisi milletvekillerine saldırdı, tekme attı, yumruklarını konuşturdu. Sayın Başbakan “Eden bulur” gibi bir laf etti. Yani, bu saldırgan vekillerini çağırıp “Genel Kurulun mehabetine, millî iradeye, saygıya yakışmıyor, partimizin prestijini de bozuyorsunuz, kendinize gelin.” diye uyarmak yerine, âdeta kendi saldırgan vekillerinin sırtını sıvazlayan bir yaklaşım sergiledi yani tahriklerin kapısını araladı Sayın Erdoğan. Muhalefet binlerce kez çağrıda bulunmuştu, “Ey AKP, bu kanun teklifini çekin. Bu, milletin hayrına değil.” dediğimiz hâlde ısrarla bu gerginliğin sürmesine seyirci kalındı. Ama, Sayın Başbakan ne zaman Brüksel’e gitti, orada bu teklifin Avrupa’nın hukuk değerlerine uygun olmadığı hususunda uyarıldı. Teklifi dondurdu yani Türkiye Büyük Millet Meclisinde millî iradeyi oluşturan muhalefeti dikkate almadı, hassasiyetlerini yok saydı. Bir Avrupa Birliği komiseri Brüksel’de kaşlarını çattı ve Başbakan da “Pardon.” deyip çekti yasayı. Sormayacak mıyız Sayın Başbakan? Şayet, teklifin yanlış idiyse bugüne kadar niye ısrar ettin? Yok, doğru olduğunu düşünüyorsan Avrupa Birliği komiseri kaşlarını çattı diye niye vazgeçiyorsun? Millî iradeye saygı, milletin hukukuna sahip çıkmak böyle mi olur? Avrupa Birliği komiseri bu milletten daha mı büyük? Egemenlik hakkı hani kayıtsız, şartsız milletindi? Ne oldu egemenlik ezberinize? Sayın Başbakan, samimi değilsin, hiçbir mazeretin arkasına gizlenemez bu teslimiyetçiliğin. Sen de biliyorsun ki bu yasaya muhalefet eden bizler sonuna kadar haklıydık ama Brüksel’den gelen uyarıyı dinledin. Bu ülkeyi nasıl ve nerelerden yönettiğin hususunda bir kez daha suçüstü yakalandın” Diyerek Brüksel sürecine dikkat çekti ve gündeme getirilen torba yasa ile ilgili olarak; TBMM’ye yeni bir torba yasa daha getiriyorsunuz, resmen çorba. İçinde ilgili, ilgisiz her şey var. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının görev alanında mıdır kamu ihaleleri değerli milletvekilleri? Ne arıyor bu yasada? Kimlere hangi sözler verilip bu yasanın içine gizleniverdi? Yahut İnternet’te sizleri ve yaptıklarınızı sorgulayan, denetleyen halkımıza prangalar takmak demokrasinin neresinde yazıyor? Dünya nereye gidiyor ve siz nelerle uğraşıyorsunuz? Diyerek yasanın içeriğini eleştirdi.

Bu haber 752 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...