Türkocağı sohbetlerinin konusu; ‘Türkiye Damızlık Koyun-Keçi Yetiştiriciliği’ oldu

25 Şubat 2014 17:50

Türkocakları Isparta şubesi Cuma sohbetinin konuğu SDÜ Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi ve Türkiye Damızlık Koyun-Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği Genel Başkanı Prof.Dr.Veysel Ayhan, Konusu ise "Türkiye'de Damızlık Koyun-Keçi Yetiştiriciliği" oldu. Türkocağı Prof.Dr.Turan Yazgan  konferans salonundaki sohbete ilgi yüksek oldu ve 1.5 saat sürdü.Şube başkanı Op.Dr.Levent Başyiğit'in hoş geldiniz konuşması ve Isparta Kent Konseyi Başkanı Prof.Dr.Mahmut Bülbül'ün " Türkocağı'nın Misyonu " nu anlatan kısa konuşması sonrası söz alan günün konuğu Ayhan özetle şöyle dedi:

İnsanların beslenmesinde hayvansal protein çok önemli bir yer tutar.Böyle olmasına karşın Türkiye'de kişi başına hayvansal protein tüketimi yeterli seviyede olmayıp,Dünya ortalamasının çok altındadır.Bu açığın kapatılması için Küçükbaş hayvancılık(koyun-keçi yetiştiriciliği) büyük önem arzetmektedir.

Koyun ve Keçi 11.000 yıl önce evcilleştirilmiştir.Bir geçim kaynağı,Kültürel miras ve yaşam biçimidir.Meralarımız ve İklim özelliğimiz Koyun-Keçi yetiştiriciliği için daha uygundur. Et, süt, deri, yapağı ve tiftik gibi hayvansal ürünlerin üretimi  Ekonomimiz için önemli bir potansiyeldir.Dünyada 876 milyon keçi, 1 milyar 43 milyon  koyun bulunmaktadır.Türkiye Dünya koyun varlığının % 2,6 sına,keçi varlığının ise % 1 ine sahiptir.Türkiye 27,4 milyon baş koyun ile İngiltere'den sonra Avrupa ülkeleri arasında ikinci sırada yer almaktadır.Yine 8,3 milyon baş keçi varlığı ile Avrupa ülkeleri arasında birinci dir.Türkiye'nin 917 bin ton olan kırmızı et üretimi içerisinde koyun ve keçinin payı % 12,5 tur(115 ton).17,4 milyon ton olan süt üretiminde koyun ve keçinin payı % 7,9 dur(1,3 milyon ton).

Batı ülkeleri protein ihtiyacını daha çok domuzdan (%40) karşılamaktadır.Ülkemizde  ise ihtiyacın karşılanmasında nerede ise  tek kaynağın koyun -keçi olduğunu görüyoruz.Mesela her yıl 2,5 milyonun üzerinde koyun ve keçinin kurban olarak kesildiği bir vakıadır.Koyun ve keçi yetiştiriciliği kırsal kalkınma bakımından önemli bir yer tutmakta,ülke ekonomisine büyük katkı yapmaktadır.Bu katkının artarak devam edebilmesi için üreticilerin bilinçlendirilmesi,eğitilmesi ve özellikle de örgütlenmeleri gerekmektedir.Gelişmiş ülkelerde koyun-keçi yetiştiriciliği  örgütlerinin 150-200 yıl önce kurulduğunu, bizde ise son 6-7 yıl içinde 80 ilde örgütlenmenin başladığını,buralarda 220.000 yetiştiricinin kayıtlı olduğunu biliyoruz.

Benim Genel başkanlığını üstlendiğim Türkiye Damızlık Koyun-Keçi Yetiştiriciliği Birliği, üreticilerin her türlü haklarının aranmasında,nitelikli damızlık üretmede,işletmelerin ihtiyaçlarının karşılanmasında,Çobanlığın bir meslek olarak algılanması ve  sosyal güvenlik şemsiyesi altına alınmasında Tarım Bakanlığı ile yapılan görüşmelerde önemli rol üstlenmektedir.Türkiye de ilk defa birliğimizin girişimiyle Bakanlıkça  küçükbaş hayvancılığın 2006 yılından itibaren ekonomik olarak desteklenmeye başlandığını,orman ile keçi yetiştiriciliğinin barıştırıldığını, böylelikle ormanlık alanlarda bir plan dahilinde keçi otlatmanın serbest bırakıldığını söylememiz yanlış olmaz.

Soru, cevap,katkı ve ikramların ardından sohbete son verildi.

 

Bu haber 797 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...