“8 Mart resmi tatil olsun”

8 Mart 2014 12:28

Isparta Eğitim-Sen Kadın Sekreteri Aydan Gürbüz, 8 Mart Danyü Kadınlar Günü dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Gürbüz’ün mesajı şöyle: “Kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmak yolunda verdiği mücadelenin meşalesinin adıdır 8 Mart. 8 Mart 1857 yılında Amerika'nın New York kentinde tekstil sektöründe çalışan yüzlerce kadının düşük ücretleri, uzun çalışma saatlerini ve insanlık dışı çalışma koşullarını protesto etmek için grevler yaptılar ve bizler bugün bu kadınların isyanları ve başkaldırmaları sayesinde 8 Mart’ı kutluyoruz

Bugün dünyanın her yerinde, bütün kentlerinde kadınlar, eşitlik, adalet, özgürlük, emek, barış ve dayanışma için seslerini ve isyanlarını birleştiriyorlar.

Bugün dünya kadınları, hayatı ve dünyayı kadınlardan yana değiştirmek için, örgütlenmek için, krizin yükünü taşımamak için sokaktalar.

Çünkü biz kadınlar yoksulluğu, işsizliği, şiddetin her türlüsünü en yoğun ve en ağır biçimiyle yaşamaya devam ettikçe bilinmelidir ki mücadeleden vaz geçmeyeceğiz.

Ülkemizde kadına yönelik şiddet, özel ve kamusal alanda artarak devam ediyor. Oysa bizler biliyoruz ki kadın mücadelesi, aynı zamanda şiddetle hesaplaşma mücadelesidir. Ancak, her geçen gün şiddeti meşrulaştırma çabalarının arttığını yüreğimiz acıyarak, öfkemiz büyüyerek görüyoruz, yaşıyoruz. Bunları görmezden gelen AKP hükümeti, yasalar eliyle kadını bir kez daha mağdur ediyor. Sırat köprüsünün bir ucunda her geçen gün artan töre ve namus cinayetleri varken, diğer ucunda evlilik yaşı 17’den 14’e çekilmek isteniyor, tecavüz edilen kadının, tecavüzcüsüyle evlendirilmesinin yolu açılıyor. Ev içindeki şiddet ise hala dokunulmazlığını koruyor. Kadınlara 'sıcak' ve 'korunaklı' olarak vaat edilen ailenin içinde, şiddet meşru görülüyor. Ataerkil namus anlayışı kadınların kendi hayatları üzerine söz söylemesini izin vermiyor. Cezaevinde kadınlar tecrit koşullarında yaşamak zorunda bırakılıyor, gözaltında şiddet artarak devam ediyor

Militarizm, ataerkil sistem, şovenizm, gericilik ve muhafazakârlık, neoliberal politikalar ve kriz süreci biz kadınların gündeminden ne yazık ki düşmüyor Evet sevgili kadınlar, kriz yüzünden, küresel kapitalist sistem ve neo-liberal politikalar yüzünden biz kadınlar her geçen gün yoksullaşıyor; yoksulluğumuz ise kadınlaşıyor. Kriz bahanesiyle birçok kadın işten atılıyor ya da sigortasız, parça-başı işlerde çok düşük ücretle güvencesiz çalışamaya mahkûm bırakılıyor, ya da seks işçiliği yapmaya zorlanıyor. Ev içinde biz kadınların görünmeyen emeği daha da artıyor. Yoksulluğumuz, işsizliğimiz, açlığımız arttıkça daha çok şiddete uğruyoruz.

Çalışma yaşamında zaten eşit olmayan konumumuz, giderek daha da marjinalleştiriliyor. Kadınlardan en az üç çocuk isteyen siyasi iktidar, onları sosyal haklardan, iş güvencesinden ve bakım kolaylıklarından da mahrum bırakacak düzenlemeler yapıyor. Böylece kadınların hem daha kolay sömürülmesine, güvencesizleştirilmesine hem de eve kapanmasına giden yollar döşeniyor

AKP hükümeti, bir yandan krizin yükünü ezilenlere, kadınlara taşıttırmaya çalışırken bir yandan da biz kadınların en temel hak ve taleplerini tek tek budamaktadır. SSGSS yasası sağlık ve emeklilik hakkımızı ellerimizden alırken, istihdam paketi ile biz kadınları çalışma alanlarımızdan tasfiye etmeye çalışıyor, AKP hükümetinin gerici ve muhafazakar politikaları, biz kadınları yaşamın tüm alanlarından tasfiye etmeye çalışıyor. Hamdolsun AKP hükümeti, şiddetin, yoksulluğun, sadakanın, işsizliğin ne olduğunu biz kadınlara bir kez daha gösterdi, yaşattı. Ancak bizler biliyoruz ki, bu yapılanlar bir ihmal değil, bir tercihtir. Ama başaramayacaklar, çünkü bizlerin yaşam alanları özgürlükten, emekten, barıştan yana kökten değişmediği müddetçe, biz kadınların taleplerine kulaklarını tıkadıkları sürece, bizler haykırmaya, sesimizi daha fazla duyurmaya ve canımız pahasına mücadele etmeye devam edeceğiz.

Sizden olmayan herkesin "öteki" olduğu bu ülkede, ülkenin mevcut halini sevmeyen, ama terk etmeyen, inatla direnen ve mücadele eden kadınlar var. Bu süreçte farklı görüşlerin zenginlik olduğuna biz kadınların dayanışmasının ve ortak bir mücadele yürütmesinin bir temenniden öte zorunluluk olduğuna inanıyoruz. Çünkü bu mücadelenin toplumun her kesiminden ezilen, dışlanan ama isyan eden, barış, emek, demokrasi ve kadın mücadelesinin ayrılmaz bütünlüğüne inan bütün kadınlarla yaşamın her alanında yan yana, omuz omuza, el ele olduğu sürece başarılı olacağına inanıyoruz.

Hayatın yarısı kadınlarsa,söz söyleme hakkının da yarısı kadınlarındır.8 Mart gününün resmi tatil ilan edilmesini istiyoruz.

Ve kadınları hakları için mücadele etmeye çağırıyoruz.

Çünkü gün dayanışma günüdür…

Emeğimiz, bedenimiz kimliğimiz bizimdir.

Yaşasın 8 Mart, Yaşasın Kadın Dayanışması!”

 

Bu haber 749 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...