15-22 NİSAN TURİZM HAFTASI

14 Nisan 2014 16:42

İnsanlarda ortak bir yaratılış özelliği vardır.  Başka yerleri gezmek, oralardaki doğal güzellikleri görmek, tarihsel ve sanatsal yapıları tanımak isterler. Fırsatını bulanlar ülke içinde ve ülke dışında başka ülkelere gezilere çıkarlar. Günümüzde ulaşım araçları çoğalınca bu geziler de artmıştır. Eskiden bireysel geziler yapılırdı, şimdi zamanımızda bu toplu gezilere dönmüştür. İşte buna “ turizm “ diyoruz.      

Günümüzde pek çok kimse tatilini değişik yerlerde geçirmek, hem dinlenmek hem de bilgi ve görgüsünü artırmak istiyor. Her ülke bunun için birtakım önlemler alıyor, oteller, pansiyonlar, tatil köyleri, gazino, lokanta, plaj, eğlence yerleri, parklar vb. açıyor. Böylece turizm çalışmaları gelişiyor ve kurumsallaşıyor.

Gelişen turizm kültür ve ticaret ilişkilerini artırdığı gibi dünya barışının kurulmasına da aracılık eden önemli bir olaydır. Çünkü insanlar birbirlerini görüp tanıdıkça dostluklar artıyor barış içinde bir arada yaşama ülküsü bütün dünyada yaygınlık kazanıyor.

Turizm gelişmekte olan ülkeler için bir gelir kaynağıdır. Ülkeye gelen yüz binlerce, milyonlarca turistin bıraktığı döviz kalkınmayı hızlandırıyor.

Ülkemizde gelişmekte olan bir ülkedir. Bir   “Turist cenneti” sayılabilecek güzelliklere sahiptir. Turistin ilgisini çekebilecek sayısız uygarlık yapıtlarımız var bunun için turizmi geliştirmek, daha çok turist konuk edebilmek, daha çok mal satarak döviz kazanmak istiyoruz

Ülkemiz tarih, sanat, kazıbilim (Arkeoloji ) Kültür ve halkbilim (Folklor) değerleri yönlerinden ilgi çekici turistik özelliklere sahiptir. İstanbul, Ankara, Bursa, Edirne, İzmir, Antalya, Muğla vb. gibi tarihsel ve sanatsal açıdan büyük kentlerimiz vardır

Üç yanımız denizlerle kaplıdır. Deniz turizmi hızla gelişme yolundadır. Karadeniz’de Akçakoca, Amasra, Şile, Marmara’da Erdek Trakya kıyıları Ege’de Edremit, Ayvacık, dikili Foça, çeşme, gümüldür, Kuşadası, Bodrum, Datça Marmaris Akdeniz kıyılarında Köyceğiz, Fethiye, Kaş, Antalya gibi yerler oldukça gelişmektedir. Bursa, Uludağ, Kayseri, Erciyes, Kastamonu, Ilgaz, Bolu, Isparta Davraz, Kartal kaya vb. birer kış sporları merkezi olma durumundadır. Her bölgemizde sıcak su kaynaklarımız vardır. Kaplıca turizmine açıktır. Bursa, Gönen, Denizli gibi yerlerde başarılı uygulamalar vardır.

Didim, Efes, Side, Perge, Aspendos, Yalvaç Pisidia gibi antik kentlerimiz vardır. Ülkemizde tarihsel, kazı bilimsel etnografik yapıların sergilendiği çok sayıda müzeler vardır. Ankara Anadolu uygarlıkları müzesi İstanbul Arkeoloji Müzesi, Antalya, İzmir Arkeoloji müzeleri zengin yapılara sahiptir. Dışardan gelen turistler bunları hayranlıkla izlemektedirler. Doğal güzellikler içinde zengin bitki örtüsü ormanlarımız önemli bir yer tutar. Doğal bitki örtüsünü korumak ve aynı zamanda turiste faydalı olmak için çeşitli bölgelerimizde ulusal parklar düzenlenmiştir. Ayrıca orman içinde çevre halkının dinlenmesini sağlamak için mesire yerleri vardır.

Ülkemizin yer bilimsel (jeolojik) yapısı da ilgi çekicidir. Ürgüp-Göreme yöresindeki peri bacaları, zelve, ıhlara, göreme vadileri Denizli, Pamukkale travertenleri birer doğa harikasıdır.

Turistler görmek, tanımak, eğlenmek, dinlenmek için ülkemize gelirler. Onlara yardımcı olmak hepimizin görevidir. Onlar burada kaldığı müddetçe misafirimizdir. Evimize gelen misafire nasıl davranırsak onlara da aynı davranacağız. Ülkemizden iyi izlenimlerle ayrılmalarını sağlayacağız ki tekrar yine gelsinler.

Turizme güven duygusu çok önemlidir. Turistlerle her türlü ilişkilerimizde buna önem vermeliyiz. Turizmde en büyük zenginliklerimizden biride konukseverliğimizdir. Yabancı turistler bizi bu yönümüzle seviyorlar ülkelerine döndüklerinde yakınlığımızı, yardımseverliğimizi ve dostça davranışımızı övüyorlar, bundan sevinç duyuyoruz, bunun akside oluyor kandırılan, aldatılan turist haklı olarak bizi kötülüyor, ülkemize gelecek olanları engelliyorlar. Bu nedenle turizm bireysel değil ulusal bir kavramdır. Olumsuz gelişmelerden hepimiz sorumluyuz. Unutmayalım: konukseverlik, temizlik, doğruluk turizmin altın anahtarlarıdır.

ISPARTA

"Türkiye'nin Gül Bahçesi" olarak tanınan ve binlerce yıllık tarihe sahip olan Isparta; kültürüyle, ekonomisiyle, turistik ve doğal güzellikleriyle ülkemizin, Batı Akdeniz Bölgesinin en gözde illerinden biridir.

Tarihin her dönemindeki uygarlıklardan izler taşıyan Isparta, İlk Çağ ve Helenistik Dönemde inşa edilen antik kentleriyle dikkat çeker. Helenistik Dönemde kurulan antik şehirlerden en önemlisi ise Yalvaç ilçesinde bulunan Pisidia Antiokheia kentidir. Bir dönem Pisidia bölgesinin başkenti de olan bu şehirde Roma ve Bizans medeniyetlerine ait kalıntılar vardır. Kentin en yüksek yerindeki doğal bir tapınak olan Augustus Tapınağı, Ana Tanrıça Kybele'nin tapınma yeri olarak kullanılmıştır. Kentin kuzeydoğusunda bulunan Men Kutsal Alanı buluntuları bölgede Helenistik Dönem öncesi bir kültürün bulunduğunu kanıtlamaktadır. İlk vaazın verildiği, ayrıca ilk Hıristiyan kiliselerinden olan St. Paul Kilisesi de Antiocheia'da bulunmaktadır. St. Paul'un Antiocheia' ya gelişinde geçtiğine inanılan, Yazılı Kanyon'da, günümüzde de yürüyüş programları düzenlenmektedir. Yazılı Kanyon'da bulunan Kaya Yazıtları da St. Paul 'un buradan geçtiği inancını güçlendirmektedir. Aziz Paul Yolu, Antalya'dan başlayıp, Yalvaç'a kadar devam eden ve500 kmmesafesi ile Türkiye'nin en uzun yürüyüş yollarından biridir. Helenistik Dönemden kalma önemli yerleşim merkezlerinden biri de Sütçüler ilçesindeki Adada Antik Kenti'dir. Yapılan araştırmalarda kentin önemli bir merkez ve dini yönden de piskoposluk olduğu belirlenen Adada Antik kenti en parlak yıllarını Roma Döneminde yaşamıştır.

Isparta'nın binlerce yıllık tarihi ve kültürel birikimlerinden biri de Aksu Zindan Mağarası girişindeki Eurymedon Açık Hava Tapınağı'dır. Eurymedon Açık Hava Tapınağı ardında bulunan sarkıt ve dikitleriyle dikkat çeken mağaranın uzunluğu765 m.dir.

Isparta coğrafi konumu sebebiyle her zaman önemli bir geçiş noktası olma özelliğini korumuştur. Bu sebeple her dönemden birçok kale hala varlığını sürdürmektedir. Eğirdir Kalesi, Sığırlık Kaleleri ve Uluborlu Kalesi hemen ilk akla gelenlerdendir.

Isparta, Anadolu Selçukluları Döneminde askeri alanda olduğu kadar bilim alanında da önemli bir merkezdir. Atabey'de bulunan Ertokuş Medresesi bu dönemden kalma en eski yapılar arasında yer alır. 1224 yılında Anadolu Selçuklu Hükümdarı I. Kılıçarslan'ın Alperen Gazilerinden Keykubat'ın oğlu Mübarizeddin Ertokuş tarafından yaptırılan ve 700 yıl boyunca varlığını koruyan bu medrese, Atabey'in ilim merkezi olmasını sağlamıştır.

Eğirdir ilçesinde bulunan Dündar Bey Medresesi bir diğer Selçuklu yapısıdır. 1301 yılında iki katlı olarak yapılan medresenin ortasında bir avlu yer alır. Girişinde büyük bir taç kapı olan Dündar Bey Medresesi bugün kapalı çarşı olarak kullanılmaktadır. Gelendost Ertokuş Hanı ile Eğirdir Taş Han tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan en önemli kervansaraylardır. Isparta tarihi varlıklarıyla olduğu kadar Mimarisi, Türküleri, Halk Oyunları, Manileri, Düğünleri, Yemekleri ve Giyimleriyle de zengin bir kültürel birikime sahiptir.

Göller Bölgesinin merkezi niteliğindeki Isparta, coğrafyası üzerinde bulunan zengin doğal güzellikleri ve kültürel varlıkları ile her türlü turizm çeşitliliğine imkan veren, potansiyel bir turizm merkezidir. Isparta sınırları içerisinde bulunan Eğirdir Gölü başlı başına bir değerdir. Etrafını çevreleyen çeşitli yükseklikteki dağlar bölgenin incisi olan Eğirdir Gölüne ayrı bir güzellik katar. Bu doğal yapı göl, dağ turizmine imkan sağlamış, balık avcılığı, su sporları ve her türlü doğa sporlarına sunduğu imkanlarla da eşsiz bir yurt köşesi olmuştur.

Isparta bünyesinde pek çok milli ve tabiat parkını barındırmaktadır. Yazılı Kanyon ve Gölcük Tabiat Parkları, Kızıldağ ve Kovada Milli Parkları ile Kasnak Meşesi Tabiatı Koruma Alanı gezilip görülmesi gereken değerlerdir. 

Isparta'nın en önemli kış turizm merkezi olan Davraz Dağı, Eğirdir ve Kovada gölleri arasında yükselen ve Isparta Ovasını kuşatan dağ kütlelerinden biri olup,2635 myüksekliktedir. Dağın yüksek yamaçlarından Isparta Ovasını ve Eğirdir gölünü doyumsuz izleme imkanı vardır. Davraz Kayak Merkezi, Antalya'ya  154 km, il merkezine ise26 kmuzaklıkta olan Akdeniz Bölgesinin en önemli turizm merkezidir. Davraz, Kuzey Disiplini, Alp disiplini, Tur Kayağı, Snowboard, Tele Mark, Dağcılık, Botanik Gözlemciliği, Yamaç Paraşütü, Trekking aktivitelerinden her birine imkan sunmaktadır. Futbol sahalarıyla yazın spor takımlarının vazgeçilmez kamp merkezidir Davraz Kayak Merkezi.

Bu haber 1034 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...