“Post modern davranıp esnek bir eğitim tarzı belirleyeceğiz”

16 Nisan 2014 17:12

SDÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan İbicioğlu, gelecekte üniversitelerin öğrenci bulmakta zorlanacaklarını ileri sürdü. Bunun en büyük sebebinin doğum oranın azalmasıyla birlikte genç nüfusun da azalması olduğunu belirten İbicioğlu, “Diyelim ki bir bölümü tercih edecek 200 aday var. Ben bu bölümü SDÜ’de okumak istiyorum dedirtmeliyiz. Biz 2 şekilde diploma vermeliyiz; Örneğin gazeteci sınava girsin geçerse iletişim fakültesi mezunu olsun. Post modern davranıp, daha esnek bir eğitim tarzı belirleyip, bunu yapmalıyız. Mevcut sistemde kim iyiyse kazansın” dedi.

SDÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan İbicioğlu, Türkiye’de üniversite sayısının giderek artmasına karşın öğrenci sayısının düşmesiyle birlikte gelecekte SDÜ de dahil üniversitelerin öğrenci bulmakta zorluk çekeceklerini ileri sürdü. Bu konuda diğer üniversitelerinden farklı olanın kazanacağını belirten İbicioğlu, bu durumun en çok öğrenci şehirlerini etkileyeceğini söyledi.

“ISPARTA’DA HER 4 ÖĞRENCİ BİR AİLEYİ BESLİYOR”

Ekonomisi büyük oranda öğrenciye bağlı olan Isparta’nın bu durumdan olumsuz etkilenmemesi için özel önlemler almaya çalıştıklarını bildiren İbicioğlu, “Isparta’da her 4 öğrenci bir aileyi besliyor. Biz hem öğrenci sayısını artırmalıyız hem de kaliteyi. Isparta, üniversite merkezli bir il. İlçelerimiz de üniversiteye bel bağlamış durumdalar. MYO’ların açılış amacı öğrencileri belli bir meslek alanlarında yetiştirmek. Dolayısıyla biz MYO’ları önemsiyoruz. Örneğin Aksu’daki Ormancılık MYO’da geçen yıl Türkiye’de 100 orman işçisinden 50’si SDÜ mezunundan alındı. Öğrencinin artması ilin ekonomisine de yansıyor” dedi.

“SEKTÖRDEKİ İŞ AÇIKLIĞINA GÖRE BÖLÜM AÇALIM İSTİYORUM”

Bu sorunu bir de sektörün açığına göre bölüm açarak çözüm bulmaya çalışacaklarını da ifade eden Rektör İbicioğlu, şöyle devam etti; “MYO’lardaki yönetici arkadaşlara yeni programları kazandıralım diyorum. Geçenlerde bir süpermarkete gittim. Et reyonunda çalışanlara baktım uzman değiller. Biz MYO’lara kasaplık bölümleri açalım. Bu bölüm mezunları AVM ve mezbahanelerde iş bulabilirler. AB açısından da belgeli insanlar yetiştirmemiz gerekiyor. Ayrıca protez konusunda da eksikliği gözlemledim. Hemen bu bölümü açalım dedim. Son zamanlarda sosyal hizmetlerle ilgili bakım konusunda bir bölüm düşündüm. Eğirdir’e bu bölümü açtım. Öğrencilerimiz hem özel hem de kamuda kabul edilir oluyorlar. MYO’da mermercilik bölümü açıyoruz. Bunun müfredatını mermer ocaklarının sahipleriyle belirleyeceğiz. Ayrıca buradaki öğrencilere Çin’ce öğreteceğiz. Öte yandan Çin’den öğretim görevlisi getirteceğiz ve Çin bölümü açacağız.

“GENÇ NÜFUS AZALINCA ÖĞRENCİ SAYISI DA DÜŞÜYOR”

Türkiye’de ilerleyen zamanda birçok üniversite ve bölümde öğrenci bulunamayacak. Aşırı derecede üniversite sayısı arttı. İkincisi artık dışarıdan da üniversiteler ülkemizde üniversiteler açıyor. Artık özel şirketlerde üniversite kuracak. Türkiye’de doğum oranı azalıyor yani genç nüfusumuz da azalıyor. Ülkemizde birikmiş bir talep vardı. İnsanlar üniversiteye gitmek istiyordu. Bu talep yavaş yavaş erimeye başladı. Çünkü üniversite sayısı 39’dan 176’ya çıkınca insanlar istedikleri üniversiteye gidiyorlar. Eskiden bizim üniversitemizi talep etmek zorunda kalanlar şimdi bu zorundalıkta kalmıyorlar. Eşdeğerlik ortaya çıktı. Örneğin Su Ürünleri Fakültesi. İnsanlar tercih ederken su ürünlerini 5 bin kişi tercih edeceklerse kendileri açısından daha uygun yerleri seçiyorlar. Biyoloji ve fizik bölümlerine öğrenci gelmez hale geldi. Çünkü bir çok üniversite var. Bunlar olmasaydı bizim üniversitemiz bu öğrencileri alacaktı. Yüksek öğrenim bence yeni yeni rekabete açıldı. Pasta azalıyor. Pastadan pay almak isteyen üniversite sayısı artıyor. Üniversite fiziksel imkanlarıyla, sanat anlayışlarıyla, yönetimdeki istikrarıyla, yaşam yerlerindeki insanların öğrencileriyle ilintileri açısından söz sahibi olacak. Biz iyi olan kazansın diyoruz. Ben buna varım. Biz eğer kendimizi mevcut şartlara göre adapte etmez isek öğrenci sayımız azalır. Diyelim ki bir bölümü tercih edecek 200 aday var. Ben bu bölümü istiyorum bu bölümü de SDÜ’de okumak istiyorum dedirtmeliyiz. Üniversiteler kendilerini adaylara beğendirmek için sürekli kendilerini yenileyecekler. Biz 2 şekilde diploma vermeliyiz. Örneğin gazeteci sınava girsin geçerse iletişim fakültesi mezunu olsun. Post modern davranıp, daha esnek bir eğitim tarzı belirleyip, bunu yapmalıyız. Mevcut sistemde kim iyiyse kazansın.”

“GÖREVDEN ALDIĞIMIZ BİR ARKADAŞIMI TUKAKA YAPACAK BİR NANKÖRLÜKTE DEĞİLİM”

Öte yandan görevden almalara yönelik de açıklamada bulunan Rektör İbicoğlu, kan tazeleme açısından bunun önemli olduğunu vurguladı. Görevden almaların devam edebileceğini ve buna Rektör Yardımcılarının da dahil olabileceğini bildiren İbicioğlu, “Bir hukuk devleti içinde yaşıyoruz. Ben dedikodularla hareket etmem. Herkes birileri hakkında bir şeyler söyleyebilir. Ama bu arkadaşlara saygısızlık olur. Türkiye’de her kesimin özgürce yaşayabileceği bir ortam istiyoruz. Üniversitenin, Devletin genel işleyişini aksatabilecek bir yapı olursa kim olursa olsun bunu oraya yansıtamaz. Herkes herkese bir söz söyleyebilir. Ama biz bununla ilgili yasal verileri ele geçirdikten sonra gereğini yaparız. Üniversite bir devlet kurumu. Bu kurumda yaptığınız yanlışlar insanların sizden değil devletten de soğumalarına neden olabilir. Üniversitede de bizim yapmış olduğumuz icraat, üniversitede bir insan kaynakları planlaması var. Makamlarda bulunanlar zaman içinde yıpranmışlığa uğrayabilir. Bazen frekans uymayabilir. Kendisi çalışmaktan yorulabilir. Bu nedenlerle insan kaynakları planlamasında bir kan tazelemesine gidiyoruz. Bu kararları yine alabiliriz. O arkadaşımız bir nöbet değişimi yapacaktı, bununla ilgili gerekli değişimleri yapabiliriz. Görevden aldığımız bir arkadaşımı tukaka yapacak bir nankörlükte değilim. Kurumsal amaçların değişimi açısından bu görevden almalar bir gereklilik. Başarılı insanlar arasında da rotasyon yapabilirsiniz. Zaman içerisinde o kişi orayı öyle bir sahiplenebilir ki, kendisinden başkasının orada başarılı olamayacağını düşünür. Devlette süreklilik esastır. Kimseyi vazgeçilmez eleman pozisyonunda tutmamamız gerekiyor. İnsan kaynakları politikası için yapılması gereken atamalardı. İlerleyen zamanlarda yine yapılabilir. Rektör yardımcılarında da dahi bunu yapabiliriz. Kan tazelemek açısından bu önemli” şeklinde konuştu.

Bu haber 724 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...