“Kooperatif ortakları kendi kooperatiflerine sahip çıkmalıdır”

30 Nisan 2014 18:14

Gülbirlik Genel Müdürü Hasan Çelik, üyelere acil çağrıda bulundu. Kendilerini büyük bir tehlikenin beklediğini ve bunun 3-5 yıl içinde kendini göstereceğini ileri süren Çelik, “Gülçiçeği üretimi yapan ülke sayısı arttı. Bununla birlikte firmalar gül tarlası, gül fabrikasıyla hiç meşgul olmazlardı. Ama son dönemlerde bu işe girdiler. Kısacası firmalar kendi ihtiyaçlarını kendileri karşılamaya çalışıyor” dedi.

Gülbirlik Genel Müdürü Hasan Çelik, dün gerçekleştirilen Olağan Genel Kurul sonrası üyelerine tehlikeden bahsetti. Türkiye ve dünyada gülcülük adına bakıldığı zaman sektörde faaliyet gösteren firmaların elini zayıflatan çok hızlı gelişmelerin söz konusu olduğunu belirten Çelik, üretim yapan ülke sayının arttığını söyledi. Bugüne kadar gül yetiştiren yerler olarak Bulgaristan, Fas ve Arabistan’ı bildiklerini ancak buna Afganistan, Çin, Hindistan ve son olarak da Yunanistan’ın eklendiğini ifade eden Çelik, “Bu ülkeler bile gül dikimi yaptı. İşin en ilginç tarafı da şu; Bugüne kadar hiçbir gül yağı kullanıcısı ya da nihai kullanıcı olarak tabir ettiğimiz parfüm ve kozmetik sektöründeki firmaların hiçbiri gül tarlası, gül fabrikasıyla meşgul olmazlardı. Ama son dönemlerde bunlar da bu işe girdiler” dedi.

SIKINTI 3-5 YIL İÇİNDE KENDİNİ GÖSTERECEK

Miktar olarak ihtiyaçları fazla olan ülkelerin kiralık arazi edindiklerini, bahçe aldıklarını ve bu şekilde kendi ihtiyaçlarını karşılama yöntemine başvurduklarını dile getiren Çelik, şunları söyledi; “Bu sıkıntı önümüzdeki 3-5 yıl içinde kendisini gösterecek. Bunlar bunu yaparken kooperatifçiliğin önemi ön plana çıkıyor. Dünyadaki bu gelişmelere karşı rekabet gücünü elinizde tutabilmeniz için güç birliği kaçınılmaz ve en öncelikli tercihlerimizden biri.

“SEKTÖRE ZARAR GELİRSE FİRMALARA BİRŞEY

OLMAZ OLAN GÜLBİRLİK VE ÜYELERİNE OLUR”

Ben 1986’da Gülbirlik’e girdiğim de o zaman 4 firma vardı. Şuanda 17-18 tane firma var. Bunların bir kısmı daha yeni başladı ama eskiye baktığımızda bunlar sarraftı, olmadı nalburculuk yaptılar, olmadı besicilik yaptılar. Döne döne buraya geldiler. Adamların sırtında yumurta küfesi yok. Yarın bu sektör herhangi bir şekilde sıkıntıya maruz kalırsa onlar için bu çok önemli değil. O sektörü bırakırlar, farklı bir sektöre geçerler ve işlerine devam ederler. Isparta’daki gülcülük onların ne kaygısı ne de tasası. Bu dert, dönüp dolaşıp Gülbirlik’in başına gelecek. Bunu geçmişte hep gördük. Gülcülükteki iniş çıkışlarda gülcüğü kurtaran yine Gülbirlik olmuştur. Yük yine bize dönüp dolaşıp gelecektir. O zaman yapmamız gereken bir şey var. Eğer kooperatifçiliğin modern bir hale getirilmesi noktasında adımlar atılması gerekiyorsa biz bu adımları şimdiden atmak zorundayız. Bunların en başında gelen adımlarından birisi her bir kooperatif ortaklarının kendi kooperatiflerine sahip çıkmasıdır.

“GÜLCÜLÜĞÜN SONU DA HALICILIK GİBİ OLMASIN!”

Gülyağının ve gül çiçeğinin en iyi şekilde değerlendirilmesi Gülbirlik açısından söz konusu oluyor. Ama bundan üreticilerimiz tabiki başta istifade edecekler. Bizim amacımız bu. Ama bunun ötesinde hiçbir zaman elini taşın altına sokmayan, uzaktan ‘Gülbirlik’i bugün batıracağım, yarın batıracağım’ diye dolaşanlar olabilir. Ama kooperatifimiz ayakta kalmadığı takdirde Gülbirlik’in hayatını devam ettiremediği takdirde gülcülüğün ne olacağını merak ediyorum. Bu halıcılıkta görüldü.”

 

Bu haber 679 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...